İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 6 bin yeni taksiye onay verilmemesine ilişkin, "Ben sabırla UKOME’nin tavrını uzaktan izliyorum. Ama benim halkım adına sabrın taşabilir. Sabırla bekliyorum yani bu ne zaman biter sabrım bilmiyorum. 20 gün sonra mı biter bir ay sonra mı biter. Ama gelirim bunun halk adına hesabını orada sorarım. O zaman herkes yere bile bakamaz, sokağa çıktığında milletin yüzüne bakamaz" açıklamasını yaptı.
İmamoğlu, katıldığı bir TV programında gündemdeki konuları da değerlendirdi. İmamoğlu’nun konuşması satır başlarıyla şöyle:
İstanbul'un hiçbir meselesini ben siyasi görmüyorum. Az önce dedim ya biz belediye başkanı seçildik ve işimizi yapmak zorundayız. Hayatımın hiçbir evresinde kamusal, hiçbir konuda yani daha doğrusu 11 yıllık siyasi yaşamında bunun için de siyasi ilçe başkanlığı da var. Hiçbir zaman tavır olarak bir işi engellemeye dönük bir hamlem olmadı. Bu konuda kendi partimde dahi ters düştüğüm anlarımız oldu.
Daha önce yani şu adalardaki at meselesi var ya inanın hani tabiri caizse kimsenin burnu kanamadan hak hukuk prensipleriyle, adalet dağıtarak ve böyle tereyağından kıl çeker gibi tarifi vardır ya altımızda tamda o misal pırıl pırıl bir iş yapmamızın yegane sebebi budur. Herkese açık şeffaf olduk. Bu konuda da öyleyiz. Bakın taksi meselesi. Bizim taksi plaka sahipleri bir derdimiz var mı? Kimseye biz bakmıyoruz. Kim aldıysa aldı. Doğru aldı, yanlış aldı, eğri aldı ben ilgilenmiyorum bununla. Herkesin mülkü kendine. Şu andaki taksi kalitesinden memnun muyuz? Anket yapıyoruz bu şehrin yüzde 90’nı yüzde 95’i mutsuz. Buna nasıl duyarsız kalınır. Ben bir şehrin belediye başkanı olarak bunu çözmekle yükümlüyüm.
Yaptığımız bütün araştırmalarda İstanbul'un taksiye ihtiyacı var. Niye daha düne kadar taksiciler demiyor muydu en az 15-20 bin korsan taksi var İstanbul'da diye. Korsan taksi niçin doğar birileri müsaade ettiği için mi doğar sadece, hayır ihtiyaç olduğu için doğar. Dolayısıyla yaptığımız bilimsel araştırmalarda, sahada bize net olarak diyor ki, bu şehrin taksiye ihtiyacı var kardeş.
Takside çalışan benim esnafın mutlu mu kardeşim, değil. Çalıştığı saat belli değil, aldığı para belli değil, ne zaman kirasını iptal edileceği belli değil, aradaki komisyon, komisyoncular iyileri tenzih ediyorum, gerçekten taksi plakası sahibi olup işini yapanları tenzih ediyorum. Kiraya verip kendi malını kira ilişkisine göre tenzih ediyorum. Ama ne yazık ki sayısı çok olan bir nevi taksiciye zulmeden, istediği zaman kirasını arttıran istediği zaman kiracıyı değiştiren… Ya mutsuz bir taksici yüzü niye görmek isteyeyim şehrimde. İstemiyorum kardeşim mutlu olsunlar. Esnafım mutsuz
Allah aşkına mutlu kim? Bana göstersinler sağdan sola sayalım, soldan sağa sayalım. Yani oy meselesine döndü ya, mutlu olan kimse yok. Bakın ben size bir şey söyleyeyim AK Parti'nin de mutsuz, CHP’nin de mutsuz. Fark etmiyor toplumsal bir meseleyi çözüyoruz.
Efendim UKOME karar verecek, mart ayından genelge çıktı. Durduk yere bürokrasiden birileri sivil kıyafetliler, resmi kıyafetlerle doldurduk oy verecekler. Kusura bakmayın, ama yani UKOME el kaldır indir yeri değil. Bir şehrin sürecinin yöneten, gündemini belirleyen Belediye. Belediye Başkanı tartışılması gereken bir komite gidecek yüzüne bile bakamadan yere bakarak oy verecek birileri. Benim kanıma dokunuyor.
“Dolayısıyla ben sabırla UKOME’nin tavrını uzaktan izliyorum. Yani sabırla izliyorum. Ama benim halkım adına sabrın taşabilir. Sabırla bekliyorum yani bu ne zaman biter sabrım bilmiyorum. 20 gün sonra mı biter bir ay sonra mı biter, 2 ay sonra mı biter bilmiyorum.
"Ama gelirim bunun halk adına hesabını orada sorarım. O zaman herkes yere bile bakamaz, sokağa çıktığında milletin yüzüne bakamaz. Hangi kurumun hangi makamı temsilcisi olursa olsun arkadaş taksi konusuna çözüm arıyorum ben
"Bakın ben size bir şey daha söyleyeyim İstanbul'a nitelikli taksi, bütün bugünün dijital dünyasından faydalanan taksi, esnafın kontrolü yani sosyal haklarının sağlandığı bir esnaf modeli ile taksi, taksici güvenliğini sağlayan bir taksi. İlerleyen üç dört gün içerisinde taksi modeli ile bütün dünyaya örnek olacak bir modeli regülasyon zemini oluşturuyoruz bu 5 bin taksiyle bunları sağlayan bir taksi. Sağladığın zaman İstanbul'da benim o güzelim taksici esnafının var ya alnından öpülecek taksici. Benim o zaman bu kentte sahada dolaşan 25 – 30 bin böyle sapasağlam geliri yerinde tabiri caizse sokakta gönüllü müfettişim dolaşır o zaman bu şehrin güvenliğinden bile endişe etmesin o zaman.
"Ortam sağlamak istiyoruz ya herkesin nerede olduğunu bileceğiz gelir kaydını bileceğiz birileri kızıyor. Kim kızıyor üç beş tane temsilci. Ne diyorlar bana ‘en iyisi kiralamada sat satarsan kabul ederiz’ 5 bin kişiyi diyorlar. Bunlar yayında var benim yanımda söylediler. Kiralamaya karşıyız satarsan olur. Yani bu ne anlama geliyor biliyor musun, 5 bine karşı değiliz ha, 6 bin demeyelim. Binini minibüslere vereceğiz hakları yok olmaya yüz tutmuş 750 minibüs 250 dolmuş taksiye vereceğiz. 5 bin taksinin satmasına razılar, kiralamasına karşılar.
Biz Büyükşehir Belediyesi olarak kiralayacağız. Kira alacağız, sizin taksi plaka hakkınıza da dokunmuyoruz. İşinize bakın, biz de işimize bakalım bu yetkinin gaspına hiçbir resmi görevlinin orada müdahale etmesine müsaade etmeyeceğim haklı hesaplaşmalar için her türlü zemine hazırlayacağım.
İstanbul halkına müthiş bir emanet bırakıyoruz 5000 tane sapasağlam bir işletmecilik modeli. Bu 5 bin taksi piyasaya çıkar, bir yıl olsun yavaş yavaş, aşama aşama Allah'ın izniyle gider. Allah'ın izniyle 2 ya da 3 yılda 30 /35 milyon turist ağırlarız İstanbul'da. Onlara hizmet eden pırıl pırıl taksilerimiz olur. İleride yavaş yavaş bu sistemin içine çekeriz onları da rahat ederler, gelir garantileri ile hareket ederler.