İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Giresun Tirebolu’da “İstanbul’da 13 bin oyla seçimi kaybettiler, kendi malı olduğunu zannettikleri için, bin bir yalan talan ile seçimi elimizden almaya gayret ettiler, millet 806 bin kez tokatladı. Şimdi milletin de memleketin de onlara ait olduğunu zannediyorlar, ben sandıkta yiyecekleri tokadın sayısını hesaplamakta bile zorlanıyorum. Milyonlarca fark yiyecekler, milyonlarca” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu, bugün Giresun’un Tirebolu ilçesinde Tirebolu Meydan Düzenleme Projesi Açılış Töreni’nde konuştu. İmamoğlu, İstanbul’un Türkiye’nin özeti olduğunu belirterek, “Türkiye’nin her yerinden gelen insanlarının harman olduğu güzel bir şehir. O güzel şehirde sadece İstanbullulara hizmet etmez. Aynı zamanda Türkiye’nin her noktasında insanlarına hizmet ederek, İstanbulluları da mutlu eder. İstanbul’da 80 ilin insanları yaşar. Türkiye’mizin dışındaki coğrafyalardan geçmişten bugüne gelen insanlarımız da İstanbul’u oluşturur. İstanbul kadim bir kenttir. Dünyanın en güzel şehridir” dedi.
İmamoğlu, konuşulması gereken memleket meselesi olduğunu da söyleyerek, şunları açıkladı:
“Bu ülkede mahkeme yoluyla; her şeyin sahibi kendisi olduğunu zanneden bir irade tarafından, yargıyı hükümetin silahı gibi kullanarak, milletin iradesine darbe vurmaya çalışan bir akıl ile mücadele ediyoruz. Size onları şikayet etmeye geldim. Kendilerini milletin üstünde görüyorlar. Bu ülkeyi sanki bir kabile ülkesi olduğunu zannediyorlar. Aslında bu ülkeye çok büyük zarar veriyor, hukukun üstünlüğü ilkesini çiğniyor, milli iradeyi yok sayıyorlar. Onlara bir şeyi hatırlatmamız lazım. Bu ülkede 100 yıldan daha fazladır bir söz geçerlidir. Bu söz Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı andan itibaren geçerlidir. Amasya’dan Erzurum’a, Sivas’tan Ankara’ya taşıdığı değerler ile ‘Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir’ demiştir. İşte biz onlara Cumhuriyeti hatırlatacağız. Cumhuriyet yöneticilerin hadlerini bildiği sistemdir. Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir. Cumhuriyet bu cennet vatanın, bu güzel memleketin doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine her evladının, bir ev gibi gördüğümüz vatanın eşit hissedarları olduğu bir ülkedir. Hiçbirimiz birbirimizden üstün değil, bu memleketin eşit evlatlarıyız. Bunu işte bu bir avuç insana, en tepesinden diğer kademedeki insanına kadar hatırlatıyoruz. Hadlerini bildiriyor ve bildireceğiz. Zamanı yakındır had bildirecek milletimizdir, milletimiz.
Bu haysiyet saldırısıdır, yaptığımız mücadele haysiyet mücadelesidir. Verilen kararlar, mahkeme kararları, terör soruşturmaları sözüm ona, tüm bunlar siyasi kararlardır. O mahkemeden o kararların çıkması için yaptıkları organizasyonları tek tek biliyoruz. Sadece yerel mahkemeyi değil mahkemenin içindeki kadroları, savcısından hakimine nasıl zapt ettiklerini, baskı altına aldıklarını biliyoruz. Orada adalet olmaz, yargı yargı olmaktan çıkar, sizden olmayanlara tehlikeli silaha dönüşür.
Neymiş, İstanbul’u elimizden alacaklar. İstanbul’u kendi malları zannediyorlar. Kendilerine ait zannediyorlar. Aynı şekilde bu memleketi de kendilerine ait zannetmeye başladılar. İstanbul’da 13 bin oyla seçimi kaybettiler, kendi malı olduğunu zannettikleri için, bin bir yalan talan ile seçimi elimizden almaya gayret ettiler, millet 806 bin kez tokatladı. Şimdi milletin de memleketin de onlara ait olduğunu zannediyorlar, ben sandıkta yiyecekleri tokadın sayısını hesaplamakta bile zorlanıyorum. Milyonlarca fark yiyecekler, milyonlarca. Türkiye’de bu hukuksuzluğun bozulması için ve sizin iradenizle bu kararın karşısındaki dik duruşumuzu ortaya koymak için Giresun’dayım.
Bir kişiyi evine göndeririz, 86 milyon insanımızı mutlu ederiz. Bu kadar basit. Bu milletin eşitsizliğe tahammülü kalmadı. Siyaset adı altında milleti birbirine düşman ediyorlar. Hukuksuzluk Giresun’daysa karşısında duracağız, İstanbul’daysa karşısında duracağız, Mardin’deyse orada da karşısında duracağız. Diyarbakır’daysa orada da karşısında duracağız. Benim hukuksuzluktan, adaletsizlikten tek bir vatandaşımın dahi canı yanmayacak. Bu memleket adaletsizlik ve hukuksuzluğa karşı hep dik durmuştur, özgürlüğünden asla taviz vermemiştir. Bu ülkenin bürokratı bir kişiden her gün fırça yemeyecek. İşini yapacak, denetlenecek. Millet takdir edecek. Fırçayı millet atar. Sandıkta hesabını verirsin, fırçayı millet atar.
Biz neden daha mutlu özgür ve zengin olmayalım? Bu memleketin parası bize yeter. Millet İttifakı bunu yapmaya çalışıyor, Altılı Masa bunu güçlendirmeye çalışıyor. Hepinize o masada emek veren liderlerimizin selamlarını da getirdim. Başta Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Sayın Meral Akşener hanımefendi olmak üzere bütün liderlerin selamını getirdim." (ANKA)