İSKİ Genel Müdürü Raif Mermutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun iptal edip “temel atmama töreni” düzenlediği Silahtarağa Arıtma Tesisi ile birlikte tartışmaya açılan ileri biyolojik arıtma tesisleri ile ilgili açıklamalar yaptı. Konum, nitelik ve maliyet bakımlarından sakıncalar oluşturmasının yanı sıra projeyi Haliç'i kirleteceği için iptal ettiklerini söyleyen Mermutlu, İstanbul'da yapımı devam eden 4 projeye ek olarak 3 yeni ileri biyolojik arıtma tesisi daha planladıklarını söyledi.
İSKİ Genel Müdürü Mermutlu, günde 5 milyon metreküp arıtma kapasitesinin Tuzla 3. Kademe, Ataköy 2. Kademe, Baltalimanı ve Yenikapı'nın devreye girmesiyle 8 milyon metreküpe çıkacağını söyledi.
TIKLAYIN - İmamoğlu törenle temel atmadı
İTÜ'nün Haliç'le ilgili hazırladığı rapora da açlık getiren Mermutlu, “İTÜ'ye 31 Ekim 2019 tarihinde müracaat ettik. 6 Kasım 2019'da İTÜ İnşaat Fakültesi Sekreterliği vasıtasıyla hazırlanan rapor bizimle paylaşıldı. Raporda, projenin İstanbul master planında benimsenen arıtma stratejileriyle uyumlu olmadığı, Haliç'e arıtılmış dahi olsa atık su deşarjının yapılmaması gerektiği ve mevcut sistemin devam ettirilmesinin doğru olacağı tespitinde bulunulmuş. Biz de aynı kanaatteyiz” diye konuştu.
İSKİ Genel Müdürü Raif Mermutlu, projenin iptaliyle Haliç'e atık su deşarj edileceği yönündeki açıklamaların doğru olmadığını vurgulayarak aksine tesisin yapılması halinde kirlilik problemi oluşacağının altını çizdi. İSKİ'nin Haliç'i, denizleri ve Boğaz'ı koruma prensibinden hiçbir zaman vazgeçmediğini ifade eden Mermutlu, “Bazı tesislerin iptal edilerek Haliç'in, Boğazın ve Marmara Denizinin kirleneceği algısı oluşturulmak isteniyor. Bu son derece yanlış. En düşük kapasiteli atık su tesisi ile ilgileniyoruz. Marmara'ya, Haliç'e ya da Boğaz'a kirli su akmasını istemiyoruz” dedi.
Silahtarağa Tesisi projesinin barındırdığı sakıncalara dikkat çeken Mermutlu, “1999 İSKİ master planına göre Haliç'e arıtılsa dahi en küçük bir atık su girişinin olmaması gerektiği öngörülmüş. Arıtma tesislerinin giriş ve çıkış parametreleri vardır. Arıtma tesislerinden çok nadir örnekler dışında içme suyu elde edemeyiz. Birçok kademeden sonra su içilebilir kaliteye ulaşabilir. Burada böyle bir amaç yok. Burada tesisten çıkan suyla yeşil alanların ve ağaçların sulanması tasarlanmış. Başlangıçta 30 bin metreküp/gün olarak düşünülmüş fakat sonrasında kapasite 435 bin metreküp/güne çıkarılmış. Nedenini sorduğumuzda izah edebilen kimseyi bulamadık. Sulama sadece yaz aylarında yapılabilir. 30 bin metreküp/gün su sulamada kullanılsa bile geriye 400 bin metreküp/gün gibi büyük bir su miktarı kalıyor. Bu suyun çıkışı için Haliç'ten başka yol bulunmuyor. Haliç'e yıllardır atık su vermezken, 1,5 milyardan fazla para harcayarak Haliç'e atık su vermek hangi mantığa sığar” ifadelerini kullandı.
Haliç'e vereceği zararın yanı sıra bölgenin de bu tesise ihtiyacı olmadığını belirten Mermutlu “Tesis yaklaşık 2.5 yıldır ihale görüşmeleri devam eden membran teknolojili bir tesis. 435 bin metreküp/gün kapasiteli bir membran tesis ülkemizde bulunmuyor. Aynı zamanda dünyada da yok. Bu tesis ilk kez Silahtarağa'da inşa edilecekti. Ne gibi zorluklara sebebiyet vereceği bilinmiyordu” dedi.
Bu kapsamda düşünülen bir tesis için Haliç'in yanlış seçim olduğuna dikkat çeken Mermutlu, “Buradaki yer altı su seviyesi yaklaşık 3 metre. Bu tür atık su tesislerinin 8 ila 10 metre yer altında olması gerekir. Projeyi gerçekleştirseydik her türlü inşaat ve zemin güçlükleriyle karşılaşacaktık. Bu durum aynı zamanda maliyeti de yükseltecekti. Diğer yandan, günde 500 ton çamurun nasıl bertaraf edileceği konusu belirsiz bırakılmış. İhtimallerden biri çamuru Yenikapı'daki tesise göndermek. Ancak bu tesisimizin çamur bertaraf etme olanağı bulunmuyor. Çünkü tesis bu imkana sahip değil. Yenikapı'ya nasıl pompalanacağı da belirlenmemiş. Bu tür mahsurlarını görerek arıtma tesisini iptal ettik. Hem doğru proje değildi hem de İSKİ'ye mali yük getiriyordu. Kamu görevlileri kamu kaynaklarını verimli kullanmak zorundadır” diye konuştu.