Başbakan Tayyip Erdoğan'ın IMF'le ilgili söyledikleri, piyasaları tedirgin etmeye devam ediyor. Başbakan'ın söylemini popülist olarak değerlendiren piyasa uzmanları, öte yandan bakıldığında ise Başbakan'ın son konuşmasını, "Artık IMF ile anlaşma isteğinin ortaya çıkmaya başladığının" bir göstergesi olarak değerlendiriyor. Hükümet tarafından birbiri ardına yapılan açıklamalar doğrultusunda son dönemde hükümetin IMF ile diyaloğu konusunda bazı sıkıntılar yaşandığı gözleniyor. Özellikle Devlet Bakanı Mehmet Şimşek'in bu konuda oynaması gereken rolü tam anlamıyla yerine getiremediğini kaydeden piyasa uzmanları, Ali Babacan'ın ekonomiyle ilgili bakanlığı döneminde bu ilişkinin çok daha sağlıklı yürüdüğünü hatırlatıyor. IMF heyeti Ankara'da temaslarını sürdürüyor ama özellikle kamuoyuna çıkmaktan, fikirlerini açıkça söylemekten özellikle kaçınıyor. Bu nedenle anlaşma için nelerin pazarlık konusu yapıldığını resmi olarak bilinmiyor. Ancak, Başbakan'ın konuşmalarından IMF'le anlaşmaya, harcamalara izin verilmeyeceği için yanaşılmadığı yorumları çıkıyor. Hükümetin IMF ile anlaşamamasına gerekçe olarak 2009 Mart yerel seçimleri harcamalarını kısmak istememesi gösteriliyor. IMF Türkiye Masası'nın, yeni ekonomik program çerçevesinde başkentte temasları devam ederken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Para Fonu'na yönelik sert eleştirileri, toplamı, 30 milyar YTL'yi bulan sıkı pazarlığı da ortaya çıkardı. Erdoğan'ın, önceki gün "IMF'yle esnek olurlarsa anlaşmaya eyvallah. Ancak kriz ortamında fırsatı bulduk, ümüğünü sıkalım denirse kusura bakmayın olmaz" tepkisinde, IMF'nin harcamalarla ilgili keskin önlem beklentisi yatıyor. IMF, öncelikle iki aylık dönem harcamalarının kısılmasını ve vergi geliri hedefinin aşağıya çekilmesini istiyor. İşte istekler: *Büyümeyi azaltın: IMF, bu yıl büyümenin yüzde 4'ün altında kalacağından emin. Bu nedenle gelecek yıl yüzde 2.5-3 arasında büyüme öngörüyor. Büyümedeki gerilemenin, GSMH'de en az 16 milyar YTL küçülmeye yol açacağı hesaplanıyor. Başbakan Erdoğan ise "Düşük büyüme oranını kimse bize tavsiye etmesin. Yüzde 2- 3 büyümeyle kimse heyecanımızı gölgeleyemez" diyor. *Yatırımları frenleyin: IMF, büyümedeki gerileme karşısında vergi gelirlerinin azalabileceğini bu nedenle harcamaların da kısılması gerektiğini ifade ediyor. Kesinti yapılacak ilk kalem ise yatırımlar. Erdoğan ise "Bize, 'Durdurun alt yapıyı' diyenler olmuştur. Bize akıl verenlere, şunu söylüyorum. 'Akıl verme ama para ver.' Kuru akılla olmuyor" diyor. *Özel ödenek yaratmayın: Hükümet, önem verdiği projeler için özelleştirme, kira ve gayrimenkul satış gelirlerini ödenek olarak kullanmayı düşünüyor. En belirgin örnek ise Karayolları yatırımları. Ulaştırma Bakanı Yıldırım, 2008'de 1.8 milyar YTL olan Karayolları ödeneğinin, 2009'da 5 milyar YTL'ye yükseldiğini açıkladı. *Af etkili düzenlemelerden kaçının: Maliye Bakanlığı, hem yurt dışı servetlere hem de yastık altı varlıklara düşük oranlı vergi yoluyla hesap sorulmayacağı güvencesi veriyor. Ayrıca birikmiş vergi borçlarına af planı da geliştirildi. 2009'da vergi borçlarının yapılandırılmasından 10 milyar YTL geliyor. Ancak IMF af etkili tüm düzenlemelere temelden karşı. * BSMV ve fon indirimi: Bankacılık sektörü, BSMV indirimi istiyor. Özel sektör de yurt dışı kaynak maliyetinin ucuzlatılması için Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu'nun (KKDF) düşürülmesini bekliyor. Hükümet, belli mal grupları için KKDF indirimine sıcak bakıyor. Otomotive ÖTV indirimi de gündemde. Ancak IMF mikro vergi indirimi istemiyor. *Sektörel teşvik vermeyin: Sanayi Bakanı Zafer Çağlayan'ın hazırladığı Girişimci Bilgi Sistemi en geç 2009 başında yeni teşvik sisteminin uygulanması bekleniyor. Bölgesel, sektörel ve proje bazlı teşvikler düşünülüyor. IMF sadece bölgesel gelişmişlik farklarını azaltacak teşviklere kapı aralıyor.