Küresel krizin ardından dünya ekonomik düzeninin yeniden belirlendiği IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları dün sona erdi.Krizden çıkış önerileri, artık uluslararası platformlarda bu adla anılacak ve küresel ekonomi ile finansal mimariyi yeniden yapılandırma çalışmalarında önemli rol oynayacak. Kararlar, önümüzdeki dönemde gerçekleştirilecek G-20 ile IMF-Dünya Bankası Bahar Dönemi toplantılarına da esas teşkil edecek.Sonuç bildirgesinde, uluslararası platformlarda belirlenen stratejilere ilişkin nihai hükümlerin 'İstanbul Toplantıları'nda şekillendirildiği, bu yönüyle 'İstanbul Kararları'nın önemli bir etkiye sahip olacağı kaydediliyor. Ortak kararlara göre, küresel krizden toparlanma işaretleri var, ancak toparlanma yavaş olacak. Krizden çıkış önlemleri için ülkeler arasında tam bir işbirliği ve uyum gerekiyor. Zaman gazetesinin haberine göre, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin, küresel toparlanmanın lokomotifi olmaya devam edeceğine dikkat çekilen bildirgede, IMF ve Dünya Bankası'ndaki kota ve oy hakkıyla ilgili değişiklik yapılması da isteniyor. Bu kuruluşlarda temsil hakkı fazla olan zengin ülkelerin kotası azaltılarak, gelişmekte olan ülkelere aktarılacak. Mevcut krizin en önemli sebeplerinden biri olarak gösterilen finans sisteminin daha etkin şekilde denetlenmesi de İstanbul Kararları'nın önemli maddeleri arasında yer alıyor.IMF-Dünya Bankası yıllık toplantıları, Guvernörler Kurulu Toplantısı'nın kapanış oturumuyla sona erdi. Gong çalarak toplantıları bitiren Guvernörler Kurulu Başkanı Vietnam Merkez Bankası Başkanı Nguyen Van Giau, krize karşı hükümetlerin desteğinin sürmesi konusunda ortak karara vardıklarını açıkladı. Kapanış oturumu, delegelerin ülkelerindeki özel toplantıları gerekçe göstermesi üzerine erken bitirildi. Nguyen Van Giau, kapanışta yaptığı konuşmada, kurul olarak Bretton Woods kurumlarının üstlendiği liderlik görevini memnuniyetle karşıladıklarını kaydetti. Giau, "Bankanın sosyal koruma programları, güvenlik ağları, uzun vadeli altyapı yatırımları ve özel sektörün başı çektiği ekonomik büyüme üzerinde odaklanan krizle ilgili projeler aracılığıyla yoksul kesimleri ve şu anda hassas ve kırılgan durumda bulunan grupları gündemin en tepesinde tutma çalışmalarını ne kadar takdir ettiğimizi özellikle vurgulamak istiyorum." dedi. IMF'nin krize karşı hızlı bir uluslararası politika müdahalesi oluşturma çabalarına önderlik etmesini, kaynakların çok büyük ölçüde artırılması ve fonun finansman çerçevesinde kapsamlı bir revizyon yapılması yoluyla ihtiyaç duyan ülkelere hızlı bir şekilde finansman sağlamasını da takdir ettiklerini vurgulayan Giau, "Her iki kurumun ve üye hükümetlerin çabalarının ekonominin uçurumdan kurtulmasına yardımcı olduğunu belirtiyoruz. Ancak yaşadığımız toparlanmanın, çıkış stratejilerini uygulamadan önce bir politika desteğinin sürdürülmesine de bağlı olduğunu vurgulamak istiyorum." değerlendirmesinde bulundu. Güven ortamının yeniden tesis edilmesi ve önceden var olan kırılganlıkların ortadan kaldırılması için Banka, Fon ve üye hükümetlerin işbirliğine dayalı daha uzun vadeli çabalarla çalışılması gerektiği üzerinde mutabakata varıldığını aktaran Giau, büyümeyi desteklemek ve gelişmekte olan ülkelerde hayat standartlarını iyileştirmek için özenle ve sabırla çalışmaya devam etme kararı alındığını açıkladı. Giau, her türlü korumacılığın önlenmesi ve iddialı bir Doha Kalkınma Turu'nu başarılı bir şekilde sonuçlandırarak ticaret akışlarının yeniden canlandırılması için gerekli adımların atılması çağrısında bulunduklarını ifade etti. Guvernörlerin, ülkelerinin mali sistemlerinde reform yapma, düzenlemeyi iyileştirme, risk yönetimini güçlendirme çalışmalarında IMF'nin, üye hükümetlerle birlikte çalışmaya devam etmesi çağrısında bulunduğunu söyleyen Giau, ayrıca fonun erken uyarı uygulaması konusunda küresel ekonomi takip sisteminin güçlendirilmesine yönelik çabaların artırılmasının istendiğini belirtti. Giau, şöyle konuştu: "Üçüncü olarak, guvernörler, Bretton Woods kurumlarının etkililiklerini korumak için kendilerini modernize etmeleri gerektiğinin altını çizmiştir. Ayrıca gelişmekte olan ve büyüyen piyasa ekonomilerinin rollerini güçlendirmek ve politika işbirliğini teşvik etmek için bu ülkelerin söz hakkının ve katılımlarının daha üst düzeye çıkarılması için yönetişim reformlarının yapılması çağrısında bulunduk. Son olarak bugün yaşadığımız büyük zorluklar karşısında Dünya Bankası ve IMF'nin, 60 yıldan uzun süre önce neden kurulduğunu bir kez daha hatırlamış bulunuyoruz. Bugünün birbirine bağımlı dünyasında sorunları yönetmenin, çözmenin tek yolunun çok taraflı olduğu açık şekilde görülmektedir."
186 ülkenin altına imza attığı kararlardan bazılarıKüresel krizi tetikleyen finans sektöründe riskler azaldı, işler yolunda gidiyor. Ancak, buna karşılık henüz tüm problemler aşılamadı. Toparlanma yavaş olacak.Krizden çıkış için ülkeler arasında tam bir işbirliği ve uyum gerekiyor. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler, toparlanmanın lokomotifi olmaya devam edecek.
Hükümetlerin piyasaları canlandırmak için açıkladığı paketlerden erken vazgeçilmesi toparlanmayı sekteye uğratır. Tedbirlerin geç terk edilmesi ise kamu açıklarını yükselterek, enflasyon ve nihai olarak da faizleri yükseltici etki yapar.
IMF ve Dünya Bankası'ndaki kredi kotası ve oy hakkı yeniden tespit edilecek. Uluslararası kuruluşlarda 'aşırı temsil edilen' zengin ülkelerin IMF'deki yüzde 5, Dünya Bankası'ndaki yüzde 3'lük kotası, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere aktarılacak. Bu konuda, gelecek yılki IMF- Dünya Bankası bahar dönemi toplantıları ve 2011'e kadar da nihai bir hükme ulaşılacak.Gerek IMF, gerekse Dünya Bankası'nın mevcut krizden çıkış ve muhtemel krizlere karşı daha hazırlıklı olması için sermayesi artırılacak.Krizin en önemli müsebbibi olan finans sisteminin daha sıkı bir şekilde denetlenmesi için her türlü tedbir alınacak.IMF-Dünya Bankası yıllık toplantılarına ikinci kez ev sahipliği yapan Türkiye, zirveyi başarılı şekilde tamamladı.