PKK lideri Abdullah Öcalan’ı İmralı Yüksek Güvenlikli F-Tipi Kapalı Cezaevi’nde ziyaret yetkisine sahip yegâne uluslararası organ konumundaki Avrupa İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi'nin (CPT), adaya gerçekleştirdiği son ziyaretle ilgili raporu bugün Strasbourg’da yayımladı. Raporda, Öcalan ve cezaevindeki diğer mahkûmların hiçbirinden kötü muamele gördüklerine dair şikâyet gelmediği vurgulandı. CPT buna karşılık, Öcalan’ın avukatları ve ailesiyle teması konusunda Türk hükümetinden bazı taleplerde bulundu.
CPT, ilki Mart 1999’da olmak üzere Abdullah Öcalan’ı İmralı’da bugüne kadar toplam 6 kez ziyaret etti. Son ziyaret 16-17 Ocak 2013 tarihlerinde gerçekleşti. CPT’nin 3 kişilik heyeti bu ziyaret sırasında Öcalan ve adadaki diğer 5 mahkûmla, olası kötü muamele, tutukluluk koşulları, dış dünyayla temas ve sağlık hizmeti konularını yüz yüze görüştü. Mahkûmlarla ilgili idari ve tıbbi raporları yerinde inceledi.
Türk hükümetinin onayıyla bu sabah yayımlanan raporda, 2010 yılında gerçekleşen bir önceki ziyaret sırasında olduğu gibi 2013 yılındaki ziyaret sırasında da ne Abdullah Öcalan ne de diğer mahkûmlardan cezaevinde kötü muamele gördüklerine dair şikâyet alındığı not edildi. Raporun bu bölümünde, “Tam tersine mahkûmlar cezaevi yönetim ve personelinin kendilerine yönelik muameleleri hakkında genelde olumlu konuşmuşlardır” ifadelerine yer verildi.
Ceza infaz sistemine eleştiri
Rapor, Türk ve dünya kamuoyuna kapalı İmralı cezaevindeki tutukluluk koşulları konusunda ayrıntılı bilgiler içermesi bakımından önemli. CPT, Öcalan ve diğer mahkûmların hücrelerindeki materyal koşulların bütünüyle olumlu olduğunu belirtiyor. Mahkûmların CPT’nin 2010 yılı ziyareti sonrasındaki önerilerinin dikkate alınarak, Abdullah Öcalan dışındaki mahkûmların eskiden günde 2 saat olan açık havaya çıkma sürelerinin 4 saate çıkarıldığı not ediliyor. Ancak Türk hükümeti raporun bu bölümüne verdiği yanıtta Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki 5275 sayılı kanunun 25’inci maddesindeki ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının infazı rejimine ait esaslar temelinde, Abdullah Öcalan’ın açık havaya çıkma ve spor yapma süresinin diğer mahkûmlar gibi 4 saate çıkarıldığını duyurdu. Mahkûmların sabah 08.30-10.30, öğleden sonra da 13.30-15.30 arasında günde toplam 4 saat açık havaya çıktıklarını bildirdi.
Ankara, mahkumların “sosyal, kültürel ve spor faaliyetleri çerçevesinde” haftada 6 saat birbirleriyle görüşebildiklerini, bunun 3 saatinin konuşma seanslarından, 1’er saatinin ise voleybol, basketbol ve badminton/dart oyunu seanslarından oluştuğunu belirtti. Türk hükümetinin yanıtında, mahkûmlar için haftada en az bir kez resim, el işleri, masa tenisi ve satranç gibi etkinlikler programlanmış olsa da mahkûmların bu programlara katılmayı “arzu etmedikleri” de kaydedildi. CPT buna rağmen Ankara’dan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş kişilere uygulanan aşırı kısıtlayıcı önlemlerin sadece İmralı değil tüm cezaevi sistemi içinde gözden geçirilmesini istiyor. Ankara yeni yasama çalışmaları kapsamında konunun dikkate alınacağını söylüyor.
CPT'nin dikkat çektiği bir diğer nokta İmralı mahkûmlarının dış dünyayla temasları. Abdullah Öcalan’ın avukatları yıllardır müvekkilleriyle “yeterli” görüşememekten veya “görüşme için kendilerine engeller çıkarıldığından” şikâyetçiler. CPT raporunda Öcalan’ın kendisiyle görüşen avukatlardan bazıları hakkında soruşturma açılmış olmasını protesto amacıyla 2012 yılında avukatlarıyla görüşmeyi reddettiği, ancak Ocak 2013 yılında CPT heyetine avukatlarıyla yeniden görüşmek istediğini söylediği belirtiliyor. Aynı şekilde adadaki diğer mahkûmlardan bazılarının da avukatlarıyla görüşmelerin kaydedilmesini gerekçe gösterip görüşmeyi reddettikleri de raporda not düşülüyor. CPT, bu konuda Türk hükümetinden mahkûmların avukatlarıyla görüşebilmelerinin sağlanmasını istiyor. Türk hükümeti, raporuna bu bölümüne “Mahkûmların avukatlarıyla görüşmesi önünde engel yok” mesajı gönderdi. Ancak hükümet, “hava koşulları” veya “adaya giden gemilerdeki teknik arızalar” nedeniyle görüşmelerin gerçekleşmeyebildiğini de not düştü.
Disiplin cezası hafifletilsin
CPT raporunda Abdullah Öcalan’ın yakınlarıyla telefonda görüşebilmesi de gündeme getiriliyor. Adadaki tüm mahkumların ilke olarak her iki haftada bir 10 dakikalık telefon görüşmesinde bulunabileceklerini hatırlatan CPT, Abdullah Öcalan’a bu hakkın verilmediğini belirtiyor. Öcalan’a da bu hakkın tanınmasını isteyen CPT, “telefon görüşmeleri denetlenebilir ve gerekirse kesilebilir” şeklinde bir de not düşüyor. Türk hükümeti ise “yasadışı silahlı örgüt yönetmeye devam ettiği” gerekçesiyle Öcalan’ın telefon görüşmesi yapmasına izin verilmediğini bildirdi.
CPT, 2010 yılındaki tavsiyeleri ışığında İmralı’daki mahkumlara yönelik sağlık hizmetlerinin kayda değer biçimde düzeldiğini belirtmekle birlikte, mahkumların tıbbi dosyalarının cezaevi yönetimiyle paylaşılmasının engellenmesini istedi. Türk hükümeti tıbbi dosyaların cezaevi personeliyle paylaşılmadığını bildirdi.
CPT, Abdullah Öcalan'a yönelik disiplin cezalarını da gündeme taşıdı. Disiplin cezası olarak tecrit süresinin 14 günü aşmamasını istedi. Türk hükümeti, CPT’ye ilettiği belgelerde, Abdullah Öcalan’ın 2005 yılından bu yana 2’si “kınama”, 13’ü “hücreye koyma” olmak üzere toplam 15 kez disiplin cezası aldığını bildirdi. Disiplin cezasına neden olan suçlar ise “kurumda gereksiz gürültü yapma”, “suç örgütü propaganda faaliyetleri yapma” ve “kurum görevlilerine hakarette bulunma” olarak sıralandı.
CPT’nin bu son raporu temelinde AİHM de Abdullah Öcalan tarafından Ankara’ya karşı 2003 yılında açılmış “tutukluluk koşulları” davasında kararını 18 Mart 2014 tarihinde açıklayacak.