Kurtuluş Tayiz
(Taraf – 15 Mart 2013)
PKK lideri Abdullah Öcalan’ın mektuplarının adreslerine ulaştırılmasının ardından gelişmelerin nasıl bir seyir izleyeceği merak ediliyor. Tarafların ve kamuoyunun beklentisi Öcalan’ın Nevruz’da “tarihî” bir mesaj vermesi yönünde. İmralı’nın mektupları üzerine BDP, Brüksel ve Kandil arasında yoğun bir trafik yaşandı. Bu temaslar arasında kuşkusuz en dikkat çekeni BDP’nin Kandil’de PKK yöneticileriyle buluşmasıydı. Tarihe geçecek önemde bir kareyle kamuoyunun haberdar olduğu görüşmede BDP eşbaşkanları ile İmralı’ya giden heyetteki iki isim Öcalan’ın mektuplarını Kandil’e teslim etti. Heyetteki diğer isim Pervin Buldan ise Brüksel’e giderek Avrupa örgütüne iletilmek üzere hazırlanan mektubu adresine teslim etti. Ancak bu mektuplara yanıtların gelip gelmediği veya nasıl geldiği konusunda çelişkili bilgiler mevcut. Benim edindiğim bilgiye göre Kandil ve Avrupa, Öcalan’ın mektuplarını okuyup tartışarak kendi cevaplarını oluşturdu. Beş gün önce Avrupa’ya giden Pervin Buldan, buradan Avrupa’nın mektubunu aldıktan sonra Kuzey Irak’a geçti. Buldan buradan da Kandil’in mektubunu alarak Türkiye’ye getirdi. BDP de kendi cevabını hazırlayarak tüm yanıtları tek bir mektuba koyarak mühürledi. Bu mektuplar şu an hazır ve İmralı’ya gidecek heyeti bekliyor. Ancak BDP, İmralı’ya “kurumsal” bir heyet göndermek istiyor. Bunun için de hükümete, İmralı’ya gidecek olan üçüncü heyette yer alacak üç isim bildirdi. Bu isimler ikinci heyette yer alan Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan ile BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’tan oluşuyor. Hükümetten bazı yetkililer Selahattin Demirtaş’ın üçüncü heyette yer almasına sıcak bakıyor. Fakat kararı Başbakan Erdoğan verecek. Başbakan Erdoğan’ın, Demirtaş’ın heyette yer alıp almayacağı konusundaki kararını dün akşam saatlerinde vermesi bekleniyordu. Kulislere yansıyan bilgiler Demirtaş’ın üçüncü heyette yer alacağı biçiminde. AKP Sözcüsü Hüseyin Çelik, üçüncü heyetin perşembe ya da cuma günü İmralı’ya gideceğini duyurmuştu. Heyetin İmralı’ya bugün gitmesi zor, zira meteorolojiden İstanbul için şiddetli lodos alarmı verildi. Ziyaret büyük ihtimalle yarın gerçekleşecek, hava durumu elvermezse görüşmenin en geç salı gününe kadar olması bekleniyor. Bu görüşmede Kandil, Avrupa ve BDP’nin yanıt mektubu Öcalan’a verilecek. Her üç merkezin yanıt mektuplarında da Öcalan’a tam destek var. Kandil’in, yol haritasına dair bazı teknik itirazlarını mektupta dile getirdiği söyleniyor. Ateşkesin çift taraflı olmasını isteyen Kandil’in çekilme takvimine ilişkin bazı çekincelerini de bu mektuplarda ifade ettiği öne sürülüyor. Bu mektuplardan sonra Öcalan’ın yol haritasına nasıl bir şekil vereceği barış sürecinin en kritik noktalarından biri. Devlet-Öcalan mutabakatını da yansıtan bu yol haritasının özüne ilişkin değişiklik yapılmasının çok zor olduğunu düşünüyorum. Nitekim bu yol haritasında ateşkes ve PKK militanlarının sınır dışına çıkması bile çok teknik düzeyde kalıyor. Abdullah Öcalan’ın yol haritası Kürt hareketinin bugünkü strateji ve taktiğinde radikal bir değişikliği öngörüyor. Türk-Kürt ilişkilerini yeniden düzenleyecek ve büyük bir barış anlaşması üzerine bina edilecek olan bu yol haritasından Öcalan’ın geri adım atması pek mümkün değil. Örgütten de çok büyük bir itiraz, karşı çıkış gelmedi. Öcalan’ın en önemli liderlik özelliği de zaten bu; ortaya diğer örgüt yöneticilerinden daha fazla akıl koyarak yeni strateji ve taktikler belirliyor ve bu sayede de örgüt içindeki itirazları aşıyor. Bu kez de öyle oldu. Abdullah Öcalan, örgütünden kendisine ulaşan yanıtları değerlendirdikten sonra, “tarihî” önemde olması beklenen açıklamasını Nevruz’a kadar (kısa sürede) hazırlayacak. Bu süreç yine daha önce olduğu gibi Adalet Bakanlığı yetkilileri aracılığıyla Öcalan’ın mektubunun BDP’ye ulaştırılmasıyla işleyecek. İddialara göre de bu mektubu Demirtaş, Diyarbakır’daki Nevruz mitinginde ilan edecek. Bir gün önce veya iki gün sonra, bence önemli olan İmralı’dan beklenen açıklamanın gelmesi ve silahların artık sonsuza kadar susması. Oysa kısa bir zaman öncesine kadar bu gelişmeyi hayal bile edemezdik, ama bu bahar gerçek oluyor.