İnadına demokrasi, inadına kardeşlik ANKARA (A.A)

-İnadına demokrasi, inadına kardeşlik ANKARA (A.A) - 09.02.2012 - AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'de hala demokratikleşme ve şeffaflık adına birtakım sıkıntılı süreçlerin yaşandığını belirterek, ''Ama biz 'inadına demokrasi, inadına kardeşlik, inadına şeffaflık' diyerek bu sorunların hepsini yine birlikte aşacağız'' dedi. AB Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, JW Mariott Otel'de düzenlenen Valiler Toplantısı'nda, Türkiye'nin AB süreci ve reformlar konusunda konuştu. Bağış, bugün Ankara'nın, elde ettiği başarılar sayesinde artık sadece Anadolu'nun değil, tüm dünyanın umudu haline gelmeye başladığını söyledi. Türkiye'nin artık dünyada çok farklı bir konumu olduğunu dile getiren Bağış, ''Arkamızda güçlü bir Türkiye'nin olduğunu bilmek, milletin iradesinin olduğunu bilmek ve arkamızda da hamdolsun her birinizin arkasında durduğu gibi bizlerin de arkasında kapı gibi duran bir Başbakanımızın olduğunu bilmek bize farklı bir özgüven veriyor'' diye konuştu.  Bağış, Türkiye'nin bir yandan AB reformlarını gerçekleştirirken diğer yandan da milletiyle kaynaşma ve özüne dönme konusunda çok önemli bir aşama kaydettiğini belirterek, ''Artık Türkiye'nin muasır medeniyetler seviyesine çıkmak gibi bir hedefi, tek seçeneği haline gelmiştir. Çünkü Türkiye artık bir sıçrama tahtasında'' dedi. -''Sorunları birlikte aşacağız''- Bağış, şöyle devam etti: ''Türkiye istikrarını koruduğu zaman, devlet millet kaynaşmasını koruduğu sürece, bu büyüme potansiyeliyle, bu azimle, bu kararlılıkla çalıştığı sürece, ter döktüğü, ürettiği sürece çok farklı bir noktaya gelir. Hala bizim ülkemizde demokratikleşme adına, şeffaflık adına birtakım sıkıntılı süreçlerin yaşandığını hepimiz görüyoruz. Ama biz 'inadına demokrasi, inadına kardeşlik, inadına şeffaflık' diyerek bu sorunların hepsini yine birlikte aşacağız ve Türkiye'nin 81 iliyle, bütün farklı unsurlarıyla, farklı etnik zenginlikleriyle, farklı inanç zenginlikleriyle aşacağız.'' Türkiye'de hayata geçirilen reformları sıralayan Bağış, buna rağmen sıkıntıların yaşandığını, ancak yapılacak reformlarla da Türkiye'nin ileri gideceğini belirtti. ''Diğer ülkelerin kendilerini yenileme hızıyla, Türkiye'nin kendini yenileme hızına baktığınız zaman, geliştirme hızına baktığınız zaman, reform hızına baktığınız zaman, hamdolsun çok iyi bir noktadayız'' diyen Bağış, Türkiye'nin bölgesinde demokrasi ve AB reformlarını uygulaması sayesinde çok ileri bir noktada olduğunu vurguladı.  Bağış, AB standartlarının yakalanmasından sonra Türk halkının AB'ye üye olup olmayacağına kendisinin karar vereceğini söyledi ve seçime hazırlanan bazı Avrupa ülkelerinde Türkiye üzerinden siyaset yapıldığını dile getirdi. Buna rağmen Türkiye'nin güçlenmeye devam edeceğini belirten Bağış, ''Güçlü olmak çok önemli, haklı olmak yetmiyor'' dedi. Bağış, vize konusunu örnek göstererek, Türkiye'nin kişi başına milli geliri 25 bin doları bulduğu zaman Avrupa ülkelerinin kendiliğinden Türkiye'ye vizeleri kaldıracağını belirtti.  Avrupa'daki ekonomik krize de değinen Bağış, söz konusu krizin siyasi bir krize dönüşmeye başladığını, Avrupa'nın kendi değerlerinden feragat etmeye başladığını dile getirdi. Bağış, ''Böyle bir süreçte her şeye pragmatik, gerçekçi yaklaşmalarını beklemek bile belki biraz saflık olabilir. Anlayış göstermemiz lazım. Bu süreci aşmalarına destek olmak lazım'' dedi. Bağış, bazı Avrupa ülkelerinde yaklaşan seçimler, bazılarında ise ekonomik kriz nedeniyle bir kargaşa yaşandığını, Türkiye'nin bu kargaşanın aşılmasını beklemesi gerektiğini bildirdi. Türkiye'nin AB üyeliğine geleneksel olarak karşı çıkanların gerekçelerinin, ''Türkiye çok büyük, çok fakir ve çok Müslüman'' yönünde olduğunu hatırlatan Bağış, ancak Türkiye'nin büyüklüğünün artık bir avantaj olduğunu, çünkü bunun genç ve dinamik bir pazar anlamına geldiğini söyledi.  Bağış, Türkiye'nin artık fakir bir ülke olmadığını, ortalama gelir bakımından 7-8 AB ülkesinden daha zengin konumunda bulunduğunu belirterek, ''Artık alan el değil, veren el konumuna geldik'' diye konuştu.  Bağış, Türkiye'nin AB'ye başvuru yaptığında da Gümrük Birliği'ne girdiğinde de müzakereler başladığında da Müslüman bir ülke olduğunu hatırlatarak, ''O zaman neredeydiniz? Bu argüman da artık bayat bir argüman'' dedi.