İnan Kıraç: Adnan! Ya özür dile ya istifa et

İnan Kıraç: Adnan! Ya özür dile ya istifa et

T24 - Galatasaray'ın Seyrantepe'de yeni yapılan stadı Türk Telekom Arena'nın yarın yapılacak açılışı öncesi gönderilen davetiyelerde Ali Sami Yen isminin geçmemesi camianın önde gelen isimlerinden İnan Kıraç'ı rahatsız etti. Kıraç, Başkan Adnan Polat'ı arayarak, basın karşısında özür dilemesi gerektiğini ileterek, özür dilememesi durumunda, "Benim yapabileceğim tek şey var. Özür dilemediğin için istifa et. İstifa etmezsen imza toplayıp olağanüstü genel kurul isteyeceğiz. Bunu söyleyeceğim ona" diyeceğini söyledi.

Türk Telekom Arena ismi Galatasaray tüzüğüne aykırıMilliyet Gazetesi Ekonomi Müdürü Murat Sabuncu'nun "Adnan! Ya özür dile ya istifa et" başlığıyla yayımlanan (14 Ocak 2011) yazısı şöyle:

Galatasaray camiasının duayeni İnan Kıraç, yeni stadla ilgili davetiyede Ali Sami Yen'in adının bile geçmemesi üzerine Adnan Polat'ı aradığını söyledi: "Bana 'Hata yapmışız' dedi. Taraftardan özür dilemesini söyledim. 'Tamam' dedi, ama gür bir ses çıkmadı. En kısa sürede hatasını düzeltmesi lazım. Yoksa istifa etmeli.”

Dün sabah saatleri. Telefonum çalıyor. Arayan İnan Kıraç. Galatasaray camiasının “İnan ağabey’i.” Sesi sert çıkıyor:

“Kardeşim senin Milliyet’te yazdığın yazıyı okudum. Teşekkür ediyorum. Bu konuda benim de görüşlerimi sana anlatmak istiyorum”.

Kıraç’ın okudum dediği, Galatasaray’ın Seyrantepe’deki yeni stadının ismiyle ilgili tepki yazım. Kulübün yöneticileri de dahil herkesin bu alanı “Arena” ya da Aslantepe olarak anması. Ali Sami Yen isminin anılmaması ya da geri plana atılması.

Mecidiyeköy’deki 11 Ocak 2011’deki veda günü... Bugünün aslında İnan Kıraç için bir diğer önemli özelliği daha var. Eşi Suna Hanım ile evliliğinin 44. yıldönümü. Suna Hanım’ın rahatsızlığı İnan Bey’i ilk günden beri çok üzüyor. O günde evdeler. Kızları İpek, birkaç aile dostu. İnan Bey bir ara televizyonun açılmasını istiyor. Galatasaray, Mecidiyeköy’e veda ediyor çünkü:

“Televizyonu açtık biraz sonra gol yedik. Ben zaten hüzünlüyüm. Ne yazık böyle kapanacak bu iş diye televizyonu kapattım. Kızım İpek’e, 'Ama senin gözün, kulağın maçta olsun, bir şey olursa haber ver' dedim. Bir süre geçti dayanamadım, yeniden açtım televizyonu. Özellikle işin son tarafına yetiştim. Seyrettikçe bunalmaya başladım. Çünkü bir şeyleri anlamaya başlamıştım. Ali Sami Yen’in ismini yok etme gecesine dönmüştü olay. Rahatsız bir gece geçirdim. Uyuyamadım”.

Sabah saatleri Kıraç gazetelerde kapanış gecesiyle ilgili haberlerde “Ali Sami Yen” isminin unutturulmaya çalışılmasıyla ilgili haberlere rastlayamıyor. Üzülüyor, kızıyor. O sırada yakın dostlarından biri “İnan Ağabey siz kulubün tüm üyelere gönderdiği Adnan Polat imzalı mektuplara bir bakın. Orada bile tek bir satır 'Ali Sami Yen' ismi geçmiyor” diyor.O mektup benim elimde de var. Polat’ın daveti aynen şu şekilde:

“Türkiye’nin en büyük ve modern stadı olan Türk Telekom Arena’nın açılış töreni 15 Ocak 2011 Cumartesi günü yapılacaktır.”

'O detaylara girme ağabey'

Kıraç bu kez yönetimi arıyor. Önce “mektepli” Mehmet Helvacı’yı... Davetiyede Ali Sami Yen isminin geçmemesiyle ilgili Helvacı şunları söylüyor: "Ağabey o detaylara girme orada benim sözüm geçmedi”.

Kıraç bu kez Başkan Polat’ı arıyor. Akşamüstü 17.30’da konuşuyor. Orada ilk kez bir şey yapıyor. Her zaman “Başkan” dediği Polat’a bu kez “Adnan” diyerek şöyle konuşuyor:

“Dünden beri hastayım. Beni hasta ettiniz. Tüzük açık. 135. madde Ali Sami Yen’in isminin mutlaka konması gerektiğini söylüyor. Siz açılış davetiyesinde bile koymamışsınız.”Polat yanıt veriyor: “İnan Ağabey hata yapmışız”.

Fakat bu yanıt Kıraç’ı tatmin etmiyor:“Bazı hatalar yapılır telafisi vardır. Ama bazı hatalar vardır yapılamaz. Yapılırsa kafan gider. Bir şartım var. Çık kamuoyunun önüne, basın toplantısıyla, herkesin duyacağı şekilde  Galatasaray camiasından, taraftarlarından özür dile. Davetiyeye sehven ve yanlışlıkla yazıldı de”.

Polat bunu yapacağını söylüyor. Telefon kapanıyor.

Dün akşamüstü saatlerine kadar Polat’ın bir iki televizyona verdiği “zayıf demeçler hariç” net bir “özür” çıkmıyor.

Beklenen herkesin haberinin olacağı daha kuvvetli vurgulu belki bir basın toplantısıyla özür dilenmesi. Stat yarın açılacak. Kıraç’a soruyorum: Çıkıp özür dilemezse ne olacak? Burada yanıtı net: "Benim yapabileceğim tek şey var. Özür dilemediğin için istifa et. İstifa etmezsen imza toplayıp olağanüstü genel kurul isteyeceğiz. Bunu söyleyeceğim ona".

Başbakan’a mesajı var

Bu noktada bir saptama yapmak istiyorum. Kıraç mart ayında Polat’ın “mektepli” Adnan Öztürk’e karşı girdiği seçim yarışında “Camiada mektepli-mektepsiz olmaz” deyip desteğini Adnan Polat’tan yana koymuştu.

İnan Kıraç sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Bak Murat kardeşim. Galatasaray’da bir şeylerle oynayamazsın. Galatasaray’a üç oyuncu alırsın yanılırsın. Takım kötü olur. Bunlar geçicidir. Ama bu kulüpte forma sahtekârlığı yapamazsın. Basketbolda bir oyuncunun formasını değiştir. Öbürküsünü koy olmaz. Onu ne yazık ki hazmettik. Ama Galatasaray camiası kurucusunu, Galatasaray’ı marka yapan ismi unutmaz. Birilerinin bu camiada ses çıkarması lazım".

Kıraç’ın yarın açılışa gelecek Başbakan Tayyip Erdoğan’a da bir mesajı var:

"Sayın Başbakan konuşmasında, Ali Sami Yen derse mutlu olurum".