Devlet televizyonu TRT'nin mitinglerine yer vermemesini eleştiren CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, gelecek hafta kanal önünde miting yapacağını söyledi. İnce, Afyonkarahisar'daki mitingte, "Önümüzdeki hafta TRT'nin önünde miting yapacağım, hadlerini bildireceğiz onlara" diye konuştu.
TRT'yi sert sözlerle eleştiren İnce, "Vereceksin, mecbursun. Ben sana elektrik faturasında bile pay ödüyorum. TRT Erdoğan'ın borazanı olmayacak, olamaz. Hepimizin hakkı var orada! TRT'deki yalaka takımı bu sefer de bana yapmaya çalışacak, yaptırmayacağım. Benim de borazanım olmayacak, milletin televizyonu olacak orası" dedi.
Seçim çalışmalarına Afyon'da devam eden İnce'nin konuşmasının öne çıkan bölümleri şöyle:
-Size önce ekonomiyi anlatayım. Erdoğan 2002’de iktidara geldiğinde 50 TL’ye 30 litre benzin alınıyordu. Şimdi küçük bir bidon doluyor.
-Meydanlarda 3 çocuk yapın diyor. Sonra zam yaptı 5 çocuk yapın dedi. Allah’ın izniyle ben cumhurbaşkanı olduğumda, çocuk sayısını belirlemek sizin işiniz. Doğum yöntemi sizin işiniz ama ben cumhurbaşkanı olduğumda çocuk bezindeki yüzde 18 olan KDV inecek. Cumhurbaşkanının görevi çocuk sayını belirlemek değildir. Koca Türkiye Cumhuriyeti çocuğun donundan medet ummaz. Bebeğin bezinden medet ummaz.
-Bebeğe süt içireceğiz KDV’si yüzde 8, bebeğe süt içireceğim ne KDV’si ne vergisi? Olmaz bunu da indireceğiz. Yine bebek maması yüzde 8 KDV alınıyor bunu da indireceğiz. Meydanlara çıkıp 3 çocuk 5 çocuk yap deyip bol keseden atacak. Yapacak da bu çocuklara nasıl bakacak. Cumhurbaşkanının görevi çocuk sayısını belirlemek değil, bebek bezindeki KDV’yi indirmektir.
-Benim hemşehrim, 16 yıldır Türkiye'yi yönetiyor. Ne zaman ki Muharrem İnce, 4 Mayıs'ta cumhurbaşkanı adayı oldu dedi ki 'Öğretmenlere, polislere, sağlık çalışanlarına, din adamlarına 3600 ek göstergeyi vereceğim'. Benim hemşehrim 3600 ek göstergeyi verecekmiş. Soru bir; 16 senedir aklın neredeydi? Soru iki; CHP milletvekilleri, TBMM Plan Bütçe Komisyonu'nda önerge vermişler, 'Polislere, öğretmenlere 3600 ek gösterge verilsin' diye. Kasım 2017'de bunu kim reddetmiş? AK parti milletvekilleri reddetmiş. 16 senedir 3600 vermemişsin, Kasım ayında 3600 önergesini reddetmişsin. Şimdi çıkmış 'Vereceğim' diyorsun. Bir; sana kim inanır? İki; çözümünü söyleyeyim. Değerli hemşehrim, değerli Erdoğan, şunu Uşak'tan sesleniyorum. Madem samimisin, dürüstsün, madem bunlara ek göstergeyi vereceksin çıkar bir KHK; seçimden önce ver. Haydi çıkar KHK'yı. -Cemevlerinin statüsünü tanıyacakmış. 16 senedir neredesin? Cemevlerinin hukuki statüsü için defalarca önerge verdik. Hepsini reddettin. 16 sene sonra aklı başına geldi. 'İnce korkusu' böyle bir şey işte. Bunun adına, gençler bunu pek bilmez, biz biliriz; önceden ince hastalık vardı. Bu gidişle bunlar ince hastalığa tutulacak.
-Önümüzdeki süreçte tarım- hayvancılıkla uğraşanlar elini kaldırsın. Alanın yarısı. Size ne kadar yakın olduğumu anlatacak, sizin sorunlarınızı anlatacak bir örnek vereceğim. Yıl 2002, 3 Kasım'da milletvekili oldum. 16 yıldır milletvekiliyim. Kurban Bayramı geldi, hayatımın hiçbir bölümünde arife akşamında köyde babamın evinde olmamazlık yapmadım. Hep babamın evinde kaldım. Hayvancılara sesleniyorum. 3 Kasım 2002 yılında milletvekili olunca bayram geldi. Babam da kurbanlık alıp satıyor. Evde 25 tane düve var, hepsi satılmış, sahipleri gelip, alacak. Ahıra gidip, hayvanları çıkarmak lazım. Anne dedim 'Ahıra gidecek miyim?' Annem 'Gir, baban kızar' dedi. İkinci yıl oldu. Bayram oldu, yine milletvekiliyim. Annem, 'Babam milletvekili takmaz' dedi. Anam demiş ki babama 'Girmesin çocuk, milletvekilli oldu' demiş. Babam da 'Bana ne milletvekili olduysa onu o ahırdan kazandığım parayla okuttum' demiş. Üçüncü Kurban Bayramı geldi, artık girmek istemiyorum. Kardeşim, babama 'Ben 2 kişilik çalışırım' deyince bir daha girmedim. Milletvekiliyken ahıra giren Muharrem İnce hayvanlığı çözer. Tarımı destekleyeceğiz. Milli gelirin yüzde 2'sini tarıma vereceklerdi. Yarısını bile vermediler. Nar ekiyorsun yanında nar suyu fabrikası olacak. Neden domates satıyoruz da ketçabı yapmıyoruz? Türkiye zeytin satıyor; ama zeytinyağı satamıyor, markası yok. İtalya bizden zeytin alıyor, işliyor zeytinyağını 15 katına satıyor. Tarıma dayalı sanayiyi hemen yanı başına kuracağız. Üreten Türkiye'yi kuracağız.
-Emekliler, size sesleniyorum. Ağabeylerim, ablalarım bayramlarda 1000'er lira verecekler değil mi? Biz 1'er maaş verecektik. Çaldılar, kötü kopya. Bu böyle olmaz. 1000'er lirayı verirsin, belli bir süre sonra o para enflasyonla sıfıra düşer. Ramazan ve Kurban bayramlarında asgari ücret kaç paraysa onu vereceğiz. Dolayısıyla asgari ücret arttıkça o para da artacak. Türkiye ile AB arasındaki emekliliği kıyaslayayım. Bizde en düşük emekli maaşı 840 TL, en yüksek ise 6 bin 500 TL. 9 kat fark var. Finlandiya'da 2 kat fark var. Önce bunu çözmek lazım.
-Gençler; zeytini satıyoruz, zeytinyağı satamıyoruz dedim. Televizyon yapılıyoruz ama Türkiye 1 televizyondan 10 euro kazanıyor, 1 otomobilden 100 euro kazanıyor yani boşa çalışıyoruz. Neden? Çünkü markamız yok. Gençler, evlatlarım, öğrencilerim sizi iyi eğiteceğiz. Siz marka oluşturacaksınız. Her sene 10 bin öğrenciyi yurt dışına göndereceğiz. 19 Mayıs'ta gençlik bursu, 29 Ekim'de cumhuriyet bursu 500 TL. İki bayramda burs vereceğiz, karşılıksız olacak. Bu parayı size Muharrem İnce vermeyecek. CHP de vermeyecek. 81 milyon devlet verecek parayı. Gençler Allah şahittir, 2 yıl içerisinde hiçbirinizi tarikat yurtlarına muhtaç etmeyeceğim. Üniversiteyi bitirdin, iş bulacaksın. Ola ki bulamadın, okurken olduğu gibi 475 TL var ya kredi eğer iş bulamazsan iş bulana kadar o kredi devam edecek. Soruyorlar bana 'Parayı nereden bulacaksın?' Anlatayım. Türkiye'de 4 milyon Suriyeli var. Bunlara 40 milyar dolar para harcadık. 40 milyar dolarla konut yapsaydık 2 milyon konut yapardık. 2 milyar dolara saray yapacağımıza konut yapsaydık 100 bin ev yapardık. Para burada işte. -Her aileye 1 ev, her eve 1 maaş'. Bunu başaracağız. Türkiye, hukuk devleti olacak. Ne yapacağımı söyleyeyim. İlk işim, ekonomi olacak. Merkez Bankası bağımsız olacak, kesin. Merkez Bankası Başkanı'nı CHP Genel Merkezi'ne çağırmam. Türkiye'de yapılmamış bir şeyi yapacağız. 3 ayda bir devletle istişare kurulunu toplayacağız.
-3 B'yi başaracağız. Barışacağız. Ekonomik olarak büyüyeceğiz. Adil bölüşeceğiz. Neymiş? Barışacağız, büyüyeceğiz, adil bölüşeceğiz. Benim dönemimde kimse ayrımcılığa uğramayacak. Kamuda yükselmede ister başörtülü ister başörtüsüz, nerede isterse istediği kıyafetle gez. Bizim sorunumuz değil. Birini bir yere müdür yaparken, sadece ehliyetine bakacağız. Bunu hep birlikte başaracağız.
-Meydanlara çıkmış 'Filistin için miting yapıyorum.' Müslüman kardeşlerimiz Filistin'de katlediliyor, diyoruz ki 'Filistin mallarını boykot et.' 'Etmem' diyor. 'İsrail'den petrol taşımacılığını yapma', 'Yapacağım' diyor. 'Tohumlarını alacağım' diyor. E peki Filistinliler için ne yaparsın sen, 'Bir tek miting yaparım' diyor. Sıkı dudun bir şey söyleyeceğim, sözde Filistinli Müslümanları savunuyor ya, 'İsrail'le yaptığı gizli anlaşmaları iptal et' diyoruz, 'Etmem' diyor. Mesela bir Filistinli Türkiye'ye gelmek istese, bir de İsrailli gelmek istese, Filistinli Müslüman Türkiye'ye gelmesi için vize alması lazım, İsraillinin vize almasına gerek yok. O kahvelerde size Erdoğan taraftarlığı yapanlara bunu anlatın, bu mübarek Ramazan ayında bize laf söylenenlere bunu anlatın. Deyin ki, 16 yıldır bunlar iktidarda, Filistinli Türkiye'ye vizeyle geliyor, İsrailli vizesiz geliyor. Bu nasıl Müslümanlık, bu nasıl Filistin taraftarlığı?
-Önümüzdeki hafta TRT'nin önünde miting yapacağım, söz. Bunu yapacağım. Engin başkan, programı yapalım, TRT'nin önünde miting yapacağız. Vereceksin mecbursun, ben sana elektrik parasından, para ödüyorum. Sizler de ödüyorsunuz, hepimiz ödüyoruz. Hakkımız var orada, hakkımızı kimseye yedirmeyiz. Çıkarın telefonlarınızı, çıkarın akıllı telefonları, TRT'ye inat siz canlı yayın yapın. 24 Haziran'dan sonra ben cumhurbaşkanı olduğumda emin olun o TRT milletin televizyonu olacak.