İNEGÖL'DEKİ OLAYLARDA 39 GÖZALTI İNEGÖL (A.A)

-İNEGÖL'DEKİ OLAYLARDA 39 GÖZALTI İNEGÖL (A.A) - 26.07.2010 - Bursa Valisi Şahabettin Harput, İnegöl ilçesinde dün gece üç kişinin beş kişiyi bıçakla yaralamasının ardından çıkan olaylarla ilgili şu an itibariyle 39 kişinin gözaltına alındığını bildirdi. Vali Harput, Atatürk Bulvarı üzerindeki İnegöl Belediyesinin ek hizmet binasında Bursa Emniyet Müdürvekili Arif Okçu, İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Fahri Cici, İnegöl Kaymakamı Durmuş Gencer, Belediye Başkanı Alinur Aktaş, İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Alaağaçlı, siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle bir araya geldi.  Harput, toplantıya girerken gazetecilere yaptığı açıklamada, geceden beri devam eden olayların, saat 04.30 sıralarında sonuçlandığını, bu süre zarfında olaylara karışan kişilerle ilgili kamera ve fotoğraflarla tespit çalışmalarının devam ettiğini belirtti. Harput, şu bilgileri verdi:  ''Şu an itibariyle 39 kişi, zanlı olarak sorgulanmak üzere alınmışlardır. Olayların sonucunu biliyorsunuz, maalesef 20'den fazla güvenlik personelimiz, çeşitli şekillerde çok ağır olmamak üzere yaralanmış, yine 15 civarında araç ağır tahrip edilmiş, gerek İlçe Emniyet Müdürlüğü gerekse İlçe Belediye binalarının camları tamamen dağıtılmış ve yakılmak istenmiş, burada yine ambulans ve benzeri hizmet araçları da bir şekilde tamamıyla kullanılmaz hale getirilmiş, bir sorumsuz aklı selimden tamamıyla uzak, bir yanlış dedikoduyla şayialarla insanların ne yaptıklarını bilmeden çılgınca yaptıkları bir hareket, İnegöl'e Bursamıza, ülkemize ciddi bir sıkıntı yaşatmıştır.'' -''İNEGÖL, GÖÇ ALAN BİR ŞEHRİMİZ''- Vatandaşların esasen bugüne kadar İnegöl'de çok sıcak, uyumlu, huzurlu bir hayat sürdüregeldiklerini vurgulayan Harput, şöyle devam etti: ''Çünkü, İnegöl göç alan bir şehrimiz. İnegöl, Balkanlardan, Kafkaslardan olduğu gibi Anadolu'muzun dörtbir yanından Güneydoğudan Doğudan göç almış, tarım ve sanayi kentidir. Hatta şu anda da İnegöl'ümüzde 5 binin üzerinde Güneydoğulu insanımız, işçi olarak bölgedeki vatandaşlarımızın arazilerinde çalışmaktadır. Bu Türkiye'deki insanlarımızın birbiriyle ne kadar iç içe olduğunun, birbirine ne kadar muhtaç olduğunun birbirleriyle ne kadar bütünleştiğinin bir göstergesidir. Bir yanlış anlamayla da insanların nasıl büyük zararlar verebileceğinin anlaşıldığını burada çok iyi anlaşıldığını görmek ve göstermek istiyoruz. Bir daha bu tür olayalar yaşamamak için de herkesin üzerine düşeni yapmasını, halkımızın üzerine düşeni yapmasını, sorumluların üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesini ve daha huzurlu daha mutlu daha büyük bir geleceğe beraber omuz omuza yürümek istiyoruz.''