5 dilde yayın yapan TheseFootballTimes web sitesi, "Sergen Yalçın: Dünyanın en iyi futbolcusu olabilirdi" başlığıyla sıradışı bir makale yayımladı.
"Tarih 9 Ekim 1999, Almanya ile Türkiye Avrupa Şampiyonası elemelerinde karşılaşıyor. İlk yarı devam ederken Almanya'nın kullandığı kornerde top Türkiye savunması tarafından karşılanıyor ve top Türkiye'nin 10 numarasıyla buluşturuluyor.
Orta boyda, biraz kilolu bir adam olan bu kişi Sergen Yalçın. Topla Alman yarı sahasına geçen bu adamın karşısına bir efsane olan Lothar Matthaus çıkıyor. Sergen topu Matthaus'un sağından atıp solundan geçiyor ve rakibini ekarte edip topla buluşuyor.
Pozisyonun devamında Sergen Yalçın'ın şutunu Oliver Kahn kurtarıyor ancak stattaki 63 bin kişi izledikleri oyuncunun şairane oyununu, yaptıklarını, pozisyonu şaşkın bir şekilde izlerken belki de dünyanın en iyi futbolcusu olması gereken adamı izlediklerinin farkında değil."
Dünyanın en iyi oyuncusu Sergen Yalçın
Makalede her şey yolunda gitse Türkiye milli takımının 10 numarasının Bayern Münih formasıyla Matthaus ve Kahn'la birlikte her hafta yan yana oynayabileceği belirtiliyor.
"2007'de Sergen Yalçın'ın futbolunu Almanlar ciddiye almış olsaydı Sergen Yalçın'ın dünyanın en iyi oyuncusu olurdu" deniliyor. Ne yazık ki Ali Rıza Sergen Yalçın isminden dünyanın büyük bölümü bugün haberdar değil.
5 Ekim 1972'de İstanbul'da doğan Sergen Yalçın 1982'de Beşiktaş'a katılırken kısa sürede olağanüstü bir yetenek olduğunun farkına varıldı. 1991/92 sezonunun açılış maçında Gençlerbirliği karşısında müsabakanın sonlarına doğru oyuna girerek başlayan profesyonel futbol kariyeri bir sene sonrasında takımın yıldızına dönüşmesiyle devam etti. O sezon Beşiktaş, Galatasaray'a averajla şampiyonluğu kaybetmişti.
1993 yazında Akdeniz Oyunları'na katılacak Milli takım kadrosunda yer alan Sergen Yalçın'lı Türkiye altın madalyaya ulaşıyordu. Finaldeki Türkiye'nin rakibi Cezayir'di. Türkiye maçı 2-0 kazanırken ilk golü Sergen Yalçın atıyor, ikinci golün asistini de yine o veriyordu. O turnuvada Fransa'nın kadrosunda Zinedine Zidane, Pascal Nouma, Lilian Thuram; İtalya'da Toldo, Panucci, Vieri; Slovenya'da Zlatko Zahovic gibi isimler yer alırken parlayan isim Sergen Yalçın oluyordu.
Bir dönem Sergen Yalçın'ın takım arkadaşı olan Daniel Pancu, Sergen Yalçın'ın ö dönemin Zidane'lı Real Madrid'ine karşı Barcelona'da oynayabilecek kadar iyi bir futbolcu olduğunu söylemişti.
Sergen Yalçın bugün iyi bir 10 numarada aranan bütün özelliklere sahipti. Top sürme, harika bir sol ayak, duran toplardaki başarısıyla o tam bir 10 numaraydı. The Guardian gazetesi Sergen Yalçın'ın 60 metre uzaktan bir kültablasını vurabileceğini yazıyordu.
Fiziken yetersizmiş gibi görünmesine rağmen topla olan kuvvetli oyuncu, hızlı dönüşleriyl edikkat çekiyordu. Teknik yeteneği muhteşemdi. Eski UEFA Başkanı Lennart Johansson onun için 'Sahip olduğu yetenekle Avrupa'daki her hangi bir takımda oynayabilir' demişti.
Makalede Sergen Yalçın'ın tüm bu potansiyeline ve başarılarına rağmen hayatında partilere, kumara, at yarışına ve gece hayatına olan düşkünlük gibi bir kara bir yanının da olduğu belirtildi.
Beşiktaş'tan ayrılmasına neden olan da makaleye göre bu 'Playboy' hayatıydı. 1997 yılının Mart ayında Samsunspor karşısında alınan 4-1'lik mağlubiyetinin ardından Yönetici Uğur Ekşioğlu ‘Bu futbolcular, bu formayı haketmiyor’ der. Sergen Yalçın da ‘O zaman Uğur Ekşioğlu formayı kendisi giysin’ karşılığını verir. Ortalık karışır. Süleyman Seba uzun süre düşünür ve Sergen Yalçın'a o dönemin kulüp rekoru olan 150 bin euro ceza verilir.
Sezon sonunda daha iyi bir sözleşme isteyen Sergen Yalçın o dönemin transfer rekoruyla 4.5 milyon liraya İstanbul'a satılır. Sergen'siz Beşiktaş o sezonu 6. sırada bitirir. Bu son 18 yıldaki Beşiktaş'ın en kötü performansıdır. İstanbulspor formasıyla 32 maçta 11 gol atan Sergen Yalçın başarılı bir sezon geçirir. Ancak İstanbulspor maddi desteğini kaybedince Sergen Yalçın'ın sözleşmesi feshedilir. Yurt dışına gider diye beklenen Sergen Yalçın herkesi şaşırtır ve Siirt JETPA'yla anlaşır.
Ancak Sergen Yalçın, bu takım için çok fazladır, bir süre sonra Fenerbahçe'ye kiralanır. Efsane olan 'Yetenekliyim o yüzden antreman yapmama gerek yok' sözlerini de bu dönemde söyler. Fenerbahçe formasıyla sezonun ikinci yarısında 7 gol atar. Devamında Zdenek Zeman tarafından kanatta oynatılmak istenen Sergen Yalçın buna direnir, sorunlar başlar ve antrenmana çıkmamaya başlar. Kilo alır. Bursaspor'la oynanan maçta çok net bir pozisyonu kaçırınca Fenerbahçe kiralık sözleşmesini fesheder.
Siirt JETPA'yla anlaşması gereği yabancı bir kulübe transfer olmadan bir başka Türk takımına transfer olması imkansızdır. Bu nedenle Makedonya'dan Sloga Jugomagnat'la sözleşme imzalar. Ancak bu sözleşme 1 gün sürer ve ertesi gün Galatasaray'a satılır. O sezon Sergen Yalçın'lı Galatasaray harikalar yaratır. Sezonun en iyi oyuncusu Sergen Yalçın olur. O sıralarda Türkiye'de kumarhaneler yasaklanmıştı.
Sergen'in formu ona Milli Takım kapılarını da yeniden açar. eleştirilere rağmen Sergen, Milli Takım'da da altın dönemini yaşar. Türkiye'yi Euro 2000'e taşır. Almanya, Kuzey İrlanda galibiyetlerinde önemli bir rol oynar. Finlandiya maçındaki muhteşem dönüşte onun imzası vardır. Türkiye, Almanya'nın ardından 2. olur ve play-off'ta İrlanda Cumhuriyeti'yle eşleşir. Roy Keane'le İrlanda'yla eşleşmek Türkiye'de moralleri bozmuştur. Ancak Sergen Yalçın'ın başka bir planı vardır. Türkiye deplasmanda atılan gol avantajıyla Euro 2020'nin yolunu tutar. İrlandalılar ise Roy Keane'i MTV müzik ödüllerinde ödülü alacağından emin olup da alamayınca şaşkınca bakakalan ünlü şarkıcılara benzetir, çünkü ödül Sergen Yalçın'ındır.
Türkiye turnuvaya İtalya karşısında şanssız 2-1'lik mağlubiyetle başlar. Guardian yazarı Ian Ross, Sergen Yalçın'ın İtalya karşısındaki oyunu için 'Muazzam' ifadesini kullanır. Bu turnuva Sergen Yalçın'ın kariyerinin de bir özeti gibidir. İsveç'le berabere kalan Türkiye'de Sergen Yalçın yedek kulübesindedir. Türkiye ev sahibi Belçika'yı 2-0 yener ve 4 puanla gruptan ikinci olarak çıkar. Sergen Yalçın yine oynamaz. Çeyrek finalde Portekiz'e 2-0 yenilen Türkiye elenir. Bu maçta Sergen Yalçın 54. dakikada oyuna girer. Ancak maça Alpay'ın gördüğü kırmızı kart nedeniyle 10 kişi devam eden Türkiye varlık gösteremez. Corriere dello Sport'a konuşan Mustafa Denizli Sergen Yalçın'ı neden az oynattığı sorusuna 'Sorunları var, aklı başında değil, bana neden oynamadığını sormayın, ona sorun' demişti.
Bütün bunlara karşın Sergen Yalçın, Bayern Münih ve Barcelona'nın ilgisini çeker. Yeteneği muazzamdır. Ancak iki takımla görüşmelerden de sonuç çıkmaz nedeni ise makaleye göre etrafındaki insanlardır. Devreye Newcastle United girer, Bobby Robson'ın takımı 4 milyon sterlinlik bir anlaşma sağlar. Ancak Sergen Yalçın vazgeçer ve Türkiye'de kalır. Ancak Galatasaray'la macerası da uzun sürmez, Trabzonspor'un yolunu tutar. Böylece Türkiye'nin 4 büyük kulübünde de oynayan ilk oyuncu olur. Sadece 1 gol atarken Trabzonspor sezonu 5. sırada bitirir.
Tam yolun sonuna gelindi derken en büyük hayranlarından biri olan Mircea Lucescu tarafından yeniden Galatasaray'a getirilir. 7 gol atar, Şampiyonlar Ligi'nde de etkili olur ve Galatasaray 2. grup turuna kalır. Ligde Malatyaspor maçında dizinden sakatlanırken GAlatasaray sezonu şampiyon tamamlar. 2002 Dünya Kupası için sakatlığı nedeniyle Sergen Yalçın Milli takıma çağrılmaz. Türkiye Dünya Kupası'nda 3. olurken Sergen Yalçın bu tarihi fırsatı kaçırır.
2001/02 sezonunda Siirtspor'la olan sözleşmesi biter. Lucescu'yla birlikte Beşiktaş'ın yolunu tutar. 11 gol atar ve Beşiktaş 100. yılında şampiyon olur. O sezon kritik Galatasaray maçında kendi yarı sahasından aldığı topla başlattığı kontratakla rakibin fişini çeker. Ertesi sezon İngiltere'de alınan Chelsea zaferinde yine onun imzası vardır.
Şenol Güneş de ikna olur ve onu yeniden Milli Takım'a çağırır. İngiltere'yle Ekim 2003'te oynanan ve berabere biten maçta görev yaptı. Letonya'yla oynanan play-off maçlarında sakatlığı nedeniyle görev yapamadı. 2006 yılına gelindiğinde Beşiktaş'ın teknik direktörü olan Jean Tigana'nın kararıyla Sergen Yalçın'ın sözleşmesi uzatılmadı ve oyuncu serbest kaldı. Onun yerine Arjantinli Matias Delgado transfer edildi. Etimesgut Şekerspor'un yolunu tutan Sergen Yalçın, 23 maçta 13 gol attı.
Sonraki sezon Eskişehirspor'a gitti. Takımının Süper Lig'e yükselmesinde önemli rol oynadı. Ancak artık 35 yaşındaydı ve emekliliğini ilan etti. Sergen Yalçın futbol kariyerine teknik direktör olarak devam ettiği çeşitli takımlarda görev yaptı. Şu anda Eskişehirspor'da görev yapıyor.
Makalenin sonunda Sergen Yalçın'ın profesyonellikten yoksun davranışları ve yurtdışına çıkmayı kabul etmemesi nedeniyle anavatanı dışında pek tanınmadığı belirtilirken oyuncunun dünyanın en iyi futbolcularından biri olduğunun altı çizildi. Son söz ise Sergen Yalçın'a bırakıldı: Yeniden 20 yaşında olsam, üç gün içinde Türkiye'yi terk ederdim.