İngiliz kamuoyu, şu günlerde İngiltere parlementosunda gündeme gelen iki farklı yasal düzenlemeyi tartışıyor. Yasal düzenlemelerinden birincisi, alkollülerin yol açtığı düzen bozukluğuyla mücadele amacıyla ucuz içkinin yasaklanmasını isteyen bir yasa tasarı, ikincisi ise, ulusal güvenliği ilgilendiren durumlarda basında sansür mekanizmalarının işletilmesini öngören bir yasal düzenleme. 'Polis yükünün azaltılması için ucuz içki yasaklanmalı'İçişleri Bakanlığı parlamento komisyonu, pervasızca alkollü içki tüketenlerin yol açtığı sorunların polise büyük yük getirdiğini belirterek, indirimli içki saatlerinin ve süpermarketlerde maliyetinin altına içki satışının yasaklanmasını talep etti. Komisyon, 21. yüzyılda emniyet güçlerinin karşılaştığı sorunlarla ilgili olarak hazırladığı raporda, İngiltere ve Galler için muhtemel bir çözümün, alkollü içkiler için asgari bir fiyat belirlenmesine ilişkin yasal düzenleme yapılması olabileceğini bildirdi. Ucuz alkollü içkinin şiddet olaylarının artmasına yol açtığını belirten komisyon, alkollülerin yol açtığı sorunların polisin kaynaklarını bunla mücadeleye yönlendirmesine neden olarak, daha ciddi suçlarla mücadelesine engel olduğunu kaydetti. Ucuz içkinin sorumlusu rekabet eden süpermarketler Raporda, 30 yıl öncesine göre alkollü içkinin satın alınabilirlik durumunun yüzde 69 arttığına işaret edilerek, şiddete maruz kalanların yüzde 45'inin, saldırganlarının sarhoş olduğunu belirttiği ifade edildi. Komisyon Başkanı Keith Vaz, yaptığı açıklamada, bu sorununun asıl sorumlularının birbirleriyle rekabet için içkiyi en ucuza satan süpermarketler olduğunu söyledi. Vaz, hükümete, maliyetin altında satışların yasaklanması için en kısa zamanda bir yasal düzenleme yapmasını ve alkollü içki satışı için minimum fiyat belirlemesini tavsiye ettiklerini belirtti. Parlamentodaki muhafazakarların içki satışının gün boyunca serbest olmasını yasaklayarak 24 saatlik süreyi kısaltma planına karşın Vaz, alkolle bağlantılı şiddetin nedenini içki içilen saatlerin uzunluğu değil, ucuz içki olduğunu vurguladı. 'Sansür mekanizmaları yeniden işletilsin' İngiltere'de ulusal güvenlik bahanesiyle ilk defa 1912 yılında uygulanan ‘D-Notice System’ (D-Uyarı Sistemi) basın sansür mekanizmasının yeniden çalıştırılmasını isteyen hükümet milletvekilleri, basına sansür getirilmesi için yasa tasarısı hazırladı. Basının ulusal güvenliği ilgilendiren konularda haber yapmasını engellemek isteyen bazı hükümet milletvekillerinin, polis ve güvenlik servislerinin yasal olarak bağlayıcı yetkilerle donatılmasını istediği ve 1912'de uygulanan ‘D-Uyarı Sistemi’ gibi bir ‘basın sansür yasası’ hazırlığı içerisinde oldukları bildirildi. The Independent, aralarında İstihbarat, Güvenlik Komitesi, İstihbarat ve Güvenlik Ajansı Parlamanter Gözlemcileri (ISC) oluşan heyetin, ulusal çıkarlara karşı haberlerin yayınlanmasını engelleyebilecek yasa tasarısını hükümete sunması yönünde basından sorumlu bakana baskı yaptıklarını yazdı. Komitenin, ‘ulusal güvenlik’ bahanesiyle polis operasyonları hakkındaki haberlerinde sansürlenmesini istediğini ileten gazete, hükümetin ISC'nin önerisine sıcak baktığını ve bu planın değerlendirilmesi ve incelenmesi için komisyon oluşturulması yönünde hazırlık yaptığını kaydetti. Gazete, hükümet içerisinde muazzam siyasal etkinliği bulunan ISC'in, MI5, MI6 ve Hükümet İletişim Merkezi GCHQ'den gizli brifingler aldığını ve ayrıca, hükümet politikalarının şekillendirilmesinde de hayli etkili olduğunu vurguladı. Ulusal güvenlik bahanesiyle ‘basına sansür’ getirilmesi yönündeki çalışmalar tepki topladı. İngiliz sivil özgülük savunucusu bir grup, sansürün ‘oldukça tehlikeli’ ve ‘kamusal hesap verme sosumluluğuna zarar verici’ olduğunu belirtti. Grup ayrıca, haberlerin resmi yetkililerden sızdığını; gazetecilerin sansürlenmesinin haksızlık olduğunu savundu. D uyarı sistemi D-Notice system (D-Uyarı Sistemi), 1912 yılında Savunma Bakanlığı bünyesinde kurulan ‘Savaş Bürosu’, ulusal güvenliği kapsayan haberler için ’sansür’ uyguluyordu. 1993 yılında DA-Notice adını aldı. 4 sivil memur, üst rütbeli askeri sekreter ve Savunma Basın Yayın Danışma Kurulu’nun şekillendirilmesi için medya tarafından görevlendirilen 13 üyesi bulunuyor.