"İngilizler, 1814’te Washington’u işgal edip Beyaz Saray’ı cayır cayır yakmıştı"

"İngilizler, 1814’te Washington’u işgal edip Beyaz Saray’ı cayır cayır yakmıştı"

Murat Bardakçı, 45'inci ABD Başkanı Donald Trump'ın selefi Barack Obama'dan görevi devralmasıyla başlayan protestolarla ilgili olarak "Washington ile çevresinin işgale uğradığından, işgalci birliklerin Beyaz Saray ile beraber Amerikan başkentindeki diğer birçok resmî binayı da cayır cayır ateşe verdiklerinden ve zamanın başkanı James Madison’un canını son anda kurtarmış olduğundan şimdilerde pek bahsedilmez; hadise artık tamamen unutulmuş gibidir" dedi.

Murat Bardakçı'nın "İngilizler’in 1814’te Washington’u işgal edip Beyaz Saray’ı ve Capitol’ü cayır cayır yaktıklarını bilir misiniz" başlığıyla yayımlanan (22 Ocak 2017) yazısı şöyle:

Washington’da önceki gün bir tarafta şaşaalı törenler, diğer tarafta da gösteriler, yakıp yıkmalar ve yer yer de polisle yaşanan çatışmalar vardı.

Birleşik Amerika’nın 45. Başkanı Donald Trump, göreve böyle birbirine tamamen zıt görüntüler arasında başladı ve Beyaz Saray’a yerleşti.

Beyaz Saray’ın yakılması bir belgesele de konu olmuştu.

İnşaatı 1800’de tamamlanan ve o tarihten itibaren Amerikan başkanlarının makamı ve ikametgâhı olan Beyaz Saray gözlerin her an üzerinde olduğu dünyanın en popüler mekânlarından biridir. Ama bir zamanlar sadece burasının değil, Washington ile çevresinin işgale uğradığından, işgalci birliklerin Beyaz Saray ile beraber Amerikan başkentindeki diğer birçok resmî binayı da cayır cayır ateşe verdiklerinden ve zamanın başkanı James Madison’un canını son anda kurtarmış olduğundan şimdilerde pek bahsedilmez; hadise artık tamamen unutulmuş gibidir.

İşte, 24 Ağustos 1814’te yaşanan ve Amerikan tarihinin en büyük yüzkaralarından biri olarak kabul edilen Beyaz Saray yangınının ayrıntıları...

1814’teki yangından sonra sadece duvarları kalan Beyaz Saray.

KIZILDERİLİLER’İ KIŞKIRTTI

İngiltere’nin Kuzey Amerika’daki kolonileri 1783’te bağımsızlıklarını elde ederek federasyon kurmuşlardı ama İngiltere ile vârolan anlaşmazlıklar bir türlü çözülememiş, hattâ daha başka alanlarda da çekişmeler ortaya çıkmıştı.

Bir taraftan kıt’a Avrupası’nda Fransa ve Napolyon ile uğraşan İngiltere, diğer taraftan Amerikan sahillerine ve Kanada’ya donanma ile birlikler sevkediyor ve Amerikan topraklarında yaşayan Kızılderili kabilelerini de yönetime karşı kışkırtıyordu.

İngiliz Kraliyet Donanması’nın Amerikan ticaret gemilerine elkoyarak Amerikalı denizcileri zorla asker yapması bardağı taşıran son damla oldu ve Kongre, 18 Haziran 1812’de İngiltere’ye savaş ilân etti!

Bu, Amerika’nın ilk savaş ilânı idi...

İngiliz limanlarından denize açılan yeni donanmanın birkaç hafta sonra Amerika’ya varmasının ardından çatışmalar başladı ve savaş üç seneye yakın bir müddet boyunca üç cephede devam etti. İngilizler çok sayıda Amerikan gemisini batırırken Kızılderililer’i de Amerika Federasyonu’na karşı ayaklandırdılar ve hem Kanada sınırında, hem de güneyde, New Orleans taraflarında ardarda muharebeler oldu.

Başkan James Madison.

Amerikalılar savaştaki en büyük yenilgiye Maryland yakınlarındaki Blandesburg’da, 24 Ağustos 1814’te uğradılar. Mağlûp birliklerin geri çekilmesinin ardından İngiliz amirali George Cockburn askerleri ile beraber Washington’a kadar ve başkentte büyük bir tahrip operasyonu başlattı.

Halkta psikolojik yıkım yaratması için öncelikle Capitol, yani Kongre binası ateşe verildi ve bina ile beraber yeni kurulmakta olan Kongre Kütüphanesi’ndeki 3 bin kadar nadir kitap da yakıldı. Kongre’nin ardından o zamanki adı “Başkanlık Malikânesi” olan Beyaz Saray’a gidildi ve bina değişik yerlerinden tutuşturuldu. Tam olarak yanmayan kısımlarda da ardarda yangınlar çıkartıldı ve Beyaz Saray’dan geriye sadece duvarları kaldı.

Amiral Geoge Cockburn, Amerikan başkentinde ayakta tek bir bina bırakmamakta kararlı idi. Beyaz Saray’dan sonra Hazine binası yağma edilip yakıldı, ardından Savaş Bakanlığı ile Patent Ofisi ve daha bir çok bina ve nehir üzerindeki tersane ateşe verildi. Amerikan başkentini harabeye çevirme arzusu öyle bir hal almış idi ki, Amiral Cockburn, Washington’un o dönemdeki en güçlü gazetesi olan National Intelligencer’in binasını da aylar boyunca aleyhinde yayın yapıldığı gerekçesi ile içeriye girip bizzat yaktı!

Amiral George Cockburn’ün tablosu. Arka plânda amiralin Washington’u ateşe vermesi resmedilmiş.

TABLOSUNU YAPTIRDI

İngilizler 26 saat boyunca yaktıkları Washington’da taş üstünde taş bırakmamaya kararlı idiler ama girdikleri son savaştan mağlûp çıkan Amerikalılar’ın yardımına birdenbire patlayan fırtına ile çok şiddetli bir yağış yetişti. Beyaz Saray ile diğer yanmış binaların ayakta kalabilen duvarlarını da yıkmaya hazırlanan İngiliz askerleri fırtına başlayınca gemilerinin derdine düşüp Washington’dan çekildiler ve geride büyük bir harabe bıraktılar. Daha sonra İngiltere’ye dönen Amiral GeorgeCockburn bir ressama büyük boy bir tablosunu yaptırdı, resmin arka plânına ateşe verdiği Beyaz Saray ile diğer binaların yanar vaziyetteki çizimlerini koydurdu.

Beyaz Saray’ın yakılmasını konu alan kitaplardan biri.

Amerika’nın o zamanki başkanı James Madison ile diğer yöneticiler ise, İngilizler’e esir düşmekten son anda kurtuldular. Başkan ve adamları İngiliz birliklerinin Washington’a girmelerinden hemen önce başkentten kaçtılar ve Madison’un eşi Dolley de sırtındaki torbaya doldurduğu birkaç gümüşü, George Washington’un duvardaki çerçevesinden kesip çıkarttığı tablosunu ve birkaç evrakı yanına alarak İngilizler’in gelmesine birkaç dakika kala Beyaz Saray’dan ayrıldı.

ÜÇ SENEDE İNŞA EDİLDİ

Savaş, Belçika’nın Gent şehrinde biraraya gelen İngiliz ve Amerikan delegelerinin 24 Aralık 1814’te bir barış anlaşması imzalamaları ile sona erdi ama anlaşmanın haberi Amerika’ya ulaşana kadar çatışmalar kesilmeden devam etti ve taraflar ateşkesi ancak haftalar sonra ilân edebildiler.

Gent Anlaşması ile iki taraf da bir şey kazanamamış, sadece işgal ettikleri toprakları, savaş esirlerini ve ele geçirdikleri gemileri birbirlerine iade etmişlerdi ve savaştan geriye Washington’da yaşanan utanç dolu sahneler kalmıştı...

Beyaz Saray’ın yeniden inşası üç sene sürdü, 1817’de tekrar başkanların ikametine açıldı ve Başkan Truman’ın zamanında, 1949’dan 1952’ye kadar devam büyük bir onarım daha gördü.

İşte, Amerika’nın artık pek bahsedilmeyen yenilgisi ile Beyaz Saray’ın az bilinen yangın öyküsü...

Washington Anıtı.

HAT ÜSTADI KAZASKER, HER AN DONALD TRUMP İLE MELANİA'Yİ GÖZLEYECEK! 

Bu konuyu daha önce de yazmıştım; Beyaz Saray’ın sâkini değişince, yani mekâna Donald Trump taşınınca tekrar etmek istedim...

Amerika’daki “ilk” ve “en kalıcı” tanıtımını bundan tam 133 sene önce yaptığımızı ve tanıtımın kahramanının Türk hattının en büyük isimlerinden biri, Kazasker Mustafa İzzet Efendi olduğunu belki bilmezsiniz...

Sene 1853 idi ve Amerikalılar, George Washington’un hatırasına dikecek oldukları devâsâ sütunda bütün memleketlerin temsil edilmesini istediler. Bunun için dünyada o günlerde ne kadar memleket varsa hepsinin başkentine haber yollandı ve inşa edilecek olan dikilitaşta yeralmak üzere kendilerine mahsus mermerden bir eser, daha doğrusu kitabe göndermeleri rica edildi.

Washington’daki Osmanlı temsilcisi Emin Bey, Amerikalılar’ın talebinden İstanbul’u haberdar edince zamanın hükümdarı Sultan Abdülmecid Türkiye’nin sütunda mermere işlenmiş bir “hat” ile temsil edilmesine karar verdi ve hat o devrin büyük sanatkârı Kazasker’e “celî talik” bir yazı ile yazdırıldı: Levhada “Devâm-ı hulleti te’yid için Abdülmecid Hân’ın / Yazıldı nâm-ı pâki seng-i bâlâya Vaşington’da” yani “Dostluğun devamını göstermek için, Abdülmecid Han’ın temiz adı Washington’da dikilen bu taşa yazıldı” denmekte idi.

Kazasker’in hattı harikulâde bir Marmara mermerine nakşedildi, üzerine Abdülmecid’in tuğrası kondu ve bir gemiyle Amerika’ya yollandı. Yollama masrafı 390 kuruş tutmaktaydı. Kısa bir müddet sonra âbidenin inşasına başlandı; inşaat 1884’te, yani hattın gönderilmesinden 31 sene sonra tamamlandı ve diğer memleketlerden gelen kitabelerle beraber Kazasker’in yazısı da 169 metrelik sütuna yerleştirildi.

Türkiye’nin bundan bir buçuk asır önce yaptığı tanıtımın öyküsü işte böyle... Sultan Abdülmecid’in mermere hakkedilmiş ismi, o zamandan buyana Washington’daki âbidenin üzerinde duruyor ve Kazasker Mustafa İzzet Efendi de şimdi Donald Trump’a bakıyor!

Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin Washington Anıtı’ndaki kitabesi.