İngiltere Basını, Başbakan Theresa May'in Avrupa Birliği yaptığı, ülkenin birlikten ayrılmasının (Brexit) koşullarını düzenleyen anlaşmanın parlamentoda yeniden reddedilmesini, May'in ikinci kez "aşağılayıcı" bir yenilgi aldığı ve başbakanlığının tehlikeye girdiği vurgusuyla duyuruyor.
"May'ye bir dev yenilgi daha ve Brexit'e sadece 16 gün kaldı" manşetiyle çıkan Guardian, May'in 149 oy farkıyla aldığı yenilginin zaten yıpranmış otoritesine yeni bir darbe vurduğunu" söylüyor.
Gazete, başyazısında ise "çekici olmayan ve ulaşılmaz Brexit'i yeniden düşünmek için uzun bir ara vermeliyiz." diyor.
Milletvekillerinin Brexit'in ertelenmesine destek vermesi gerektiğini söyleyen gazete, ancak bu ertelemenin "May'e nefes aldırmak için gerekenden daha uzun olması gerektiğini" söylüyor.
Gazete, bu ertelemenin "bir sinir krizinin eşiğindeki Muhafazakâr Parti tarafından aceleyle kapı dışına itilmek yerine, Brexit'in bu ülke için ne anlama geldiğini düşünüp taşınacağı kadar uzun olması gerektiğini" vurguluyor. Yazı şu satırlarla sona eriyor;
"Çaresizliğe itildik" manşetini atan Times ise, May'in yenilgisiyle birlikte "İngiltere'nin krize girdiğini" söylüyor.
İş dünyası liderlerinin parlamentoya "bu sirke son verilmeli" çağrısında bulunduğunu belirten gazete, İngiltere Endüstrisi Konfederasyonu CBI'ın Başkanı Carolyn Fairbairn'in oylamadan sonra söylediği "Artık yeter. Bu başarısız siyasetin son günü olmalı. Bütün partilerin yeni bir yaklaşım benimsemesi gerekiyor. İnsanların işleri ve geçimleri buna bağlı." şeklindeki sözlerine yer veriyor.
Times, ana muhalefetteki İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn'in de, oylamadan sonra ikinci bir referandumdan bahsetmek yerine, partisinin kendi Brexit teklifini ortaya koyacağını söylediği için eleştiri aldığını aktarıyor.
Gazete Corbyn'nin tüm diğer seçenekleri dışlayıp, ikinci referanduma destek vermesi için yoğun bir baskı altında bulunduğunu belirtiyor. Corbyn'in ise, iki hafta önce milletvekilleriyle yaptığı bir toplantıda istediği gibi Brexit anlaşması olmaması halinde, yeni bir halk oylamasını destekleyeceğini söylediği belirtiliyor.
Times, "Eşikte" başlıklı başyazısında ise, May'in oylamayla birlikte, güven kaybının yanı sıra otorite kaybına uğradığını söylüyor.
May'in parlamentoda bugün yapılacak, AB'den anlaşmasız çıkıp çıkmama oylamasında milletvekillerini serbest bırakmaya zorlandığını söyleyen Times, bunun hükümetin bu kriz döneminde liderlik yapamayacağının itirafı olduğu görüşünde.
Gazete, May'in çok büyük olasılıkla Perşembe günü de AB'den ayrılmayı düzenleyen 50. maddenin süresinin uzatılıp uzatılmamasını oya koymak zorunda kalacağını hatırlatıyor ve şöyle devam ediyor;
"Güven ve otorite olmadan May bu krizi nasıl çözecek? Parlamento büyük olasılıkla anlaşmasız çıkışı reddedecek Brexit'in süresinin uzatılmasını isteyecek. Brüksel de bu sürenin ne için kullanılacağını bilmeyi talep edecek. AB zaten mevcut anlaşmanın yeniden müzakere edilmeyeceğini söyledi. Herhangi bir erteleme farklı bir strateji için kullanılmalı. Ancak May, sürekli kendisini farklı alternatiflere kapattı. Bunlardan biri anlaşmasız Brexit'e hazırlanmak ve maliyetini azaltmak. Biri de her ne kadar çekici bir seçenek olmasa da anlaşmanın halkoyuna sunmak. Her iki seçenek için de iki aydan uzun süre gerekiyor. Bu da hükümetin ömrünün bu kadar olup olmayacağı şüphelerini artırıyor. May'in gerilimi tırmandırma politikası başarısız oldu. Güven ve otorite olmadan ne önereceğini tahmin etmek zor. Muhafazakâr Parti şimdi münasip bir Brexit'e giden yolu sadece yeni bir liderin bulabileceğine karar verebilir."
"May, ikinci aşağılayıcı yenilgiye karşın iktidara tutunuyor" manşetini atan Daily Telegraph ise, İngiltere'nin öngörüldüğü gibi 29 Mart'ta anlaşma olmadan AB'den çıkması gerektiği görüşünde.
Başyazısında May'in sürekli anlaşma olmadan çıkmanın, kötü bir anlaşmayla çıkmaktan daha iyi olduğunu söylediğini hatırlatan gazete, "Onunki kötü bir anlaşma ve Avam Kamarası iki kez aynı yargıda bulundu" diyor.
Anlaşmasız çıkışın bazı aksamalara yol açacağını kabul eden gazete, ancak bunun tahmin edilen felaket de olmadığını savunuyor. Daily Telegraph, ülkenin önünde şu anda iki seçenek olduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor;
Biri, yasal olarak yapmamız gerektiği gibi 29 Mart'ta anlaşma olsa da olmasa da ayrılmak, diğeri ise AB'de ya geçici ya da bazı milletvekillerin açıkça istediği gibi daimi olarak kalmak. Bu sadece ulusal biri aşağılanma olarak kalmaz, ama halkoylamasına ihanet olur. Parlamento ülkeye AB'de kalıp kalmama konusunda bir söz hakkı verdi ve milletvekilleri referandumdaki kararı uygulama görevlerine ihanet edemez. Böyle yaparlarsa, sonuçları önümüzdeki yıllar boyunca hissedilir."