Başbakan Boris Johnson'un parlamentonun faaliyetlerinin 5 hafta askıya alınıp 14 Ekim'e kadar kapalı kalması kararı, meclisteki Brexit görüşmeleri için ayrılacak zamanı iyice daralttı.
İngiltere Parlamentosu tatilden 3 Eylül'de dönerek toplanıyor. Ana muhalefet İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn'in öncelikle Avam Kamarası toplandığında güvensizlik önergesi verip vermeyeceğine karar vermesi gerekiyor.
Corbyn geçtiğimiz haftalarda henüz Parlamento'nun askıya alınması gündemde değilken, hükümetin Avrupa Birliği'nden anlaşmasız bir ayrılığa doğru yönelmiş göründüğünü, buna engel olmak için Muhafazakar milletvekilleri de dahil bu ihtimale karşı olan herkesin kendisine destek vermesini istemişti.
Corbyn gerekli desteği alacağına inanırsa Avam Kamarası'nda hükümeti bir güvenoylaması ile düşürebileceklerini ve yerine kendisinin liderliğinde bir geçici hükümetin kurulup Brexit sürecini ertelebileceğini ve ülkenin erken genel seçime gidebileceğini de kaydetmişti.
İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn bu teklifi yaptığında diğer muhalif partiler, gruplar ve tek tek milletvekilleri ile yapılan görüşmelerde, hükümeti düşürmekten ziyade, hükümetin anlaşmasız bir şekilde AB'den çıkışını imkansız hale getirecek bir yasa çıkarma eğilimi ağır basmıştı.
Fakat şimdi Başbakan Boris Johnson'un attığı adım herkesin bu konudaki tutumunu değiştirebilir.
İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn, Boris Johnson hükümeti hakkında güvensizlik önergesi verirse başarılı olabilmesi için -az sayıda da olsa- hükümetin politikasından rahatsız bazı Muhafazakar milletvekillerini de ikna etmesi gerekiyor.
Güvensizlik önergesini geçirmeyi başarırsa parlamento çoğunluğunu alabilecek bir alternatif hükümet oluşturmak için 14 gün süre var.
Geçtiğimiz haftalar içinde Liberal Demokratlar geçici hükümet ve erken genel seçim önerilerine soğuk bakmamış ancak geçici bir hükümetin Corbyn değil daha birleştirici bazı isimler liderliğinde kurulabileceğini söylemişti. Bunların yeniden müzakere edilmesi gerekecek.
Corbyn, planı yürür ve hükümet düşürülebilirse, milletvekillerinin ayrıca AB'den ayrılık için 31 Ekim'i resmi tarih olarak saptayan 50. maddeyi, takvimi erteleyecek şekilde değiştirmeleri mümkün.
Corbyn ya da üzerinde uzlaşılacak başka bir isim liderliğinde bir geçici hükümet parlamentodan güvenoyu alabilirse, o zaman parlamentodan bir genel seçim kararı çıkarılması bekleniyor.
Ancak bütün bunlar eninde sonunda AB'den anlaşmasız bir ayrılık ihtimalinin tamamen ortadan kalktığı anlamına gelmiyor. Erken seçimin sonuçlarının ne olacağı ve teşekkül edecek yeni parlamentodan nasıl kararlar çıkabileceğini şimdiden tahmin etmek güç.
Eğer Başbakan Boris Johnson ve hükümetine karşı bir güvensizlik önergesi verilmez veya verilir de kaybedilirse, o zaman takvim başka türlü işleyecek.
Bu durumda Parlamento faaliyetleri başbakanın öngördüğü gibi 9 Eylül'de başlayan hafta içinde askıya alınacak ve Parlamento 14 Ekim tarihine kadar kapalı kalacak.
Aradaki haftalar içinde partilerin geleneksel yıllık kongreleri yapılacak ve Avrupa Birliği ile müzakereler sürdürülecek.
14 Ekim günü milletvekilleri Avam Kamarası'nda yeniden biraraya gelecekler ve Kraliçe 2. Elizabeth gelenek olduğu üzere gelip Boris Johnson hükümetinin yasama yılına ilişkin önceliklerini okuyacak.
Üç gün sonra Boris Johnson 27 AB üyesi liderinin biraraya geldiği Konsey toplantısına katılmak üzere Brüksel'e gidecek ve orada önerdiği bir uzlaşmanın onaylanmasını sağlamaya çalışacak.
Eğer AB, Johnson'un istediği yeni bir anlaşma taslağını onaylamazsa ve bu durum 31 Ekim'e kadar değişmezse, İngiltere AB'den 31 Ekim'de anlaşmasız ayrılmak durumunda.
Ama AB yeni bir anlaşmayı onaylarsa Johnson'un o zaman derhal geri dönüp bu metnin hızla İngiltere Parlamentosu tarafından tartışılıp onaylanmasını sağlaması gerekiyor.
Eğer milletvekilleri anlaşmayı onaylarsa -ki bunun kolay olmayacağı biliniyor- o zaman AB'den bir anlaşma çerçevesinde ayrılınmış olacak ve bütün kulis bilgileri Boris Johnson'un kısa bir süre içinde erken genel seçimi hedefleyebileceğine işaret ediyor.
Şunu vurgulamak gerekir ki, 31 Ekim'de anlaşmalı bir ayrılık sağlanırsa, bu, İngiltere ile AB'nin bir "geçiş süreci" içinde ne yapılacağı üzerinde anlaştıkları anlamına geliyor.
Dolayısıyla bu tarih sadece bir geçiş sürecinin başlangıcı. Bu süreç içinde taraflar Birlik ile İngiltere'nin ticari, ekonomik, kültürel her düzeyde ilişkilerinin ayrılık sonrası nasıl düzenleneceği hakkında müzakereler yürütecekler. Bu müzakereler sonunda ilişkilerin nasıl şekilleneceği belli değil.
Buna karşılık parlamento yeni Brexit anlaşmasını 31 Ekim'den önce onaylamazsa -önceki başbakan Theresa May'in anlaşma taslağı üç kez reddedilmişti- o zaman İngiltere yine AB'den anlaşmasız ayrılmak durumunda kalacak.