İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson, resmi temaslarda bulunmak üzere bulunduğu Washington'da İngiliz Sky News televizyonuna açıklamalarda bulundu.
ABD Başkanı Donald Trump'ın Nobel Barış Ödülü'ne aday olup olamayacağıyla ilgili bir soru üzerine Johnson, “Kuzey Kore ve İran nükleer anlaşması sorunlarını çözebilirse, bunu Nobel Barış Ödülü'nü daha hiçbir şey yapmadan kazanan Barack Obama’dan daha az hak etmesi için neden göremiyorum.” yanıtını verdi.
Eski ABD Başkanı Obama, 2009'da "uluslararası diplomasiye katkılarından" dolayı Nobel Barış Ödülü'ne layık görülmüştü.
Trump’ın ülkesinin imzasını çekme tehdidinde bulunduğu İran nükleer anlaşmasıyla ilgili olarak da Johnson, “Başkan ocak ayında dünyaya meşru bir meydan okumada bulundu. Bu da İran’ın bölgede yapmakta olduğu bazı şer işleri ele alıp çözmek ve kıtalar arası balistik füzeye sahip olmasını engellemektir.” diye konuştu.
İran’ın bölgedeki ülkelere müdahale etmesinin önüne geçilmesi gerektiğini belirten Johnson, “Ayrıca (İran nükleer anlaşmasının) özündeki problemi, yani bunun 2025’te sona erecek olması sorununu çözmek gerekli. Bu anlaşmanın 2025’te sona ermesinin önüne geçmenin bir yolu yok, dolayısıyla İran’ın hızlı bir şekilde nükleer silaha sahip olmasını engellemenin bir yolu yok.” ifadelerini kullandı
"B planı" yok
Trump’ın, nükleer anlaşmanın sona ermesinden sonra ne olacağına ilişkin sorusunun anlamlı olduğunu dile getiren Johnson, bununla birlikte anlaşmanın ortadan kaldırılması durumunda ne olacağına ilişkin bir "B planı" bulmadığını da kaydetti.
Anlaşmanın geleceğiyle ilgili belirsizliğe dikkati çeken Johnson, şunları söyledi:
“Anlaşmanın çökmesi ihtimal dahilinde. Peki o zaman ne olacak? İran hemen bir bomba yapmaya başlayacak. Onları nasıl durduracağız? B planımız ne? Şu anda işleyen bir anlaşma var. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu 400 teftiş yaptı. İran’ın zenginleştirilmiş uranyumunu yüzde 95 azaltmayı başardık. Bunlar işe yarıyor, o halde anlaşmanın özünü muhafaza edip geri kalanını da düzeltelim.”
İran nükleer anlaşması
Temmuz 2015'te, AB ve P5 + 1 ülkeleri grubu (Çin, Almanya, Fransa, Rusya, İngiltere ve ABD), İran ile nükleer anlaşma imzalamış ve bu Kapsamlı Ortak Eylem Planı (JCPOA) olarak da anılmıştı.
Söz konusu ülkeler İran'ın nükleer programına girmeyi kabul etmesi karşılığında uygulanan bazı ekonomik yaptırımları kaldırmayı kabul etmişti.
ABD Başkanı Donald Trump ise ''en kötü anlaşmalardan biri" olarak tanımladığı İran ile nükleer anlaşmadan ABD’yi çekmekle tehdit ediyor. İngiltere, Fransa ve Almanya ise anlaşmanın, eksikleri giderilerek korunmasını savunuyor.
Trump'ın bu konudaki kararını 12 Mayıs’a kadar vermesi bekleniyor.
Trump’ın Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ile görüşebileceğini açıklanmasının ardından, Kim ile Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jae-in 27 Nisan’da tarihi bir zirvede bir araya gelmişti.
Görüşmenin ardından imzalanan Panmunjom Deklerasyonu'yla barış yönünde tarihi kararlara imza atılmıştı. Liderler Kore Yarımadası'nın nükleer silahlardan arındırılması ve mevcut ateşkes durumunun ABD ve Çin'in dahil olacağı üçlü ve dörtlü görüşmelerle kalıcı barış anlaşmasına dönüştürmesi konusunda görüş birliğine varmıştı.
Trump’ın Kim ile birkaç hafta içinde bir araya gelmesi bekleniyor.