İngiltere'de Çevre Bakanlığının uygulamalarını incelemek üzere Avam Kamarası tarafından görevlendirilen Çevre ve Gıda Komitesi (EFRA) plastik atık yönetimi sorununun çözümü için bir panel düzenledi. Türkiye'ye plastik atık ihracatının etkilerinin dinlendiği panelde İngiltere'den atık ihracatının durması için, tek tek ülkelere yasak getirmenin yasadışı ticareti durduramayacağı konuşuldu.
'Geçen yıl sonlarında The Guardian gazetesinin bir köşe yazarı düzenlemelerdeki boşlukların ne kadar büyük olduğunu göstermek için ölü Japon balığını resmi bir atık taşıyıcısı olarak kaydettirebildi."
Sözler, oturumda konuşan Çevre Hizmetleri Derneği İcra Direktörü Jacob Hayler tarafından dile getirildi. Hayler, plastik atık ticareti yapabilmenin bu kadar kolay olmasının, cezaların da düşüklüğüyle birleştiğinde bu ticareti adeta teşvik ettiğini anlattı.
Türkiye, 2020'de İngiltere'nin en çok plastik atık gönderdiği ülke olmuştu. Ses getiren BBC ve Greenpeace araştırmaları bu atık ticaretinin korkunç boyutlarını ortaya koymuştu. 2020'de 540 bin ton plastik atığı ülke dışına ihraç eden İngiltere, bu atıkların yüzde 40'ını Türkiye'ye göndermişti.
Türkiye, geçen Mayıs ayında, toplam plastik atık ithalatının yaklaşık yüzde 70'ini oluşturan polietilen ürün grubundaki atıkların ithalatını yasakladı. Ancak oldukça kısa ömürlü bu düzenleme 10 Temmuz'da Resmî Gazete'de yayımlanan bir tebliğ ile kaldırıldı. Yeni düzenleme, plastik atık ithalatı sorununun sıkı denetimlerle çözülebileceği teziyle hayata geçti.
Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre, Türkiye'nin plastik atık ithalatı 2021'de bir önceki yıla göre yaklaşık 90 bin ton azalarak 685 bin 443 tona indi.
Bu sürede Türkiye'nin ithal ettiği atıkların yaklaşık yüzde 18'i İngiltere'den geldi. İngiltere Ticaret Bilgi Sistemi verilerine göre 2021'de İngiltere ihraç ettiği tüm plastik atıkların yüzde 23'ünü Türkiye'ye gönderdi. Yani Türkiye, 2021'de İngiltere'den 123 bin 39 ton plastik atık ithal etti.
BBC Türkçe'ye konuşan Greenpeace Akdeniz'in biyoçeşitlilik projesi sorumlusu Nihan Temiz "Atık ithalatı hiçbir şekilde, hiç bir düzenlemeyle çözülemeyen bir süreç. Maalesef ne kadar sıkı denetim mekanizması getirirseniz getirin, takip ederseniz, firmalar sistemli bir şekilde boşlukları kullanmanın bir yolunu buluyorlar" diyor.
Greenpeace Türkiye'nin 15-16 Nisan 2021'de Adana il sınırları içerisindeki 5 farklı çöp döküm sahasından toprak, kül, su ve nehir dibi çamuru örneklerini incelediği araştırması, bu alanların tümünde "birçoğu plastiklerin yanması sırasında üretildiği bilinen çok geniş bir yelpazede zehirli kimyasallar" ve "yüksek konsantrasyonlarda çeşitli metal ve metaloidler" buldu.
EFRA panelinde tanıklığı dinlenen Nihan Ataş bu rapor atıfta bulunarak, "Bu kadar çok insan, küçük hayvan ve ülkenin etkilendiğini görürken, İngiltere'nin plastik atığını kendi sınırları içinde yönetebildiğini görmek için daha ne kadar beklememiz gerekecek?" diye sordu.
Greenpeace İngiltere'den Meghan Randles, yasadışı atık ticaretinin gerek el değiştiren para gerek suç şebekelerinin karmaşıklığı yönleriyle insan kaçakçılığıyla kıyaslanabileceğini söylüyor. Bu ticareti yapanlar çoğunlukla yasal şirketlerle bağlantılı çalıştığı ve yaygın bir şekilde yolsuzluk suçları işlendiğinden, bu ticareti anlamlı bir şekilde izlemek ve denetlemek mümkün olmayabilir.
Bununla birlikte, bölgesel yasaklamaların delindiği de biliniyor. İngiltere hükümeti, ihraç edilen atıkların "doğru yönetilmesi" için OECD üyesi olmayan ülkelere plasik atık ihracatını yasaklamayı planlıyor. Randles, atıkların "çok fazla atık suçunun işlendiği" Belçika'nın Antwerp limanına gönderilip, buradan başka ülkelere aktarıldığını belirtiyor.
İngiltere, plastik atık ihracatı için "trafik ışıklarına" benzer bir sistem kullanıyor. Buna göre atıkların gönderilmesi için uygun ülkelere ticaret yapılırken, varış ülkesinin yetkili makamlarının önceden uyarılması zorunluluğu bulunmuyor.
Bu sistemde denetim oranlarının en fazla yüzde 5 olduğunu söyleyen EFRA Komitesi Üyesi ve Muhafazakar Milletvekili Robbie Moore, Çevre Bakanlığı tarafından rastgele bir tetkik yapılmadığı sürece gönderilen atıkların standartlara uygun olup olmayacağının bilinemeyeceğini belirtiyor.
Bununla birlikte illegal atık ticareti yapanlar yakalansalar bile "6 haneli karlar elde ederken", en fazla "4 haneli cezalar" ödüyorlar. Sektöre girişin önündeki engeller "bir Japon balığını atık taşıyıcısı olarak kaydettirebilecek kadar" etkisiz.
Gönderilecek tüm atıkların denetlenmesi, gerek gönderici gerek alıcı ülkelerde ciddi bir kaynak gerektiriyor. Bunun için üreticilerin de plastik atıklarla ilgili daha fazla sorumluluk alması gerekiyor.
Greenpeace, çözüm için plastik üretiminin azaltılması ve sistemin al-kullan-at sırasını izleyen tüketim sistemi yerine, döngüsel şekilde tasarlanması gerektiğini savunuyor.
Bunlara ek olarak İngiltere'nin gittikçe büyüyen plastik atık sorununu ülke içinde yönetmesi için gerekli altyapı olmadan ihracatın yasaklanması, yasadışı şebekeleri durdurmak için yeterli bir önlem olmayabilir.
Ancak yetkiliere göre böyle bir sisteme geçiş en az beş yıllık bir sürede mümkün. Bugün İngiltere'nin yıllık 2 milyon tonu bulan plastik atık üretiminin yaklaşık yarısı geri dönüştürmek için uygun, ancak ülkenin geri dönüşüm tesisi kapasitesi bu ihtiyacı karşılamaya yeterli değil.
Robbie Moore, İngiltere'de geri dönüşüm tesislerinin yapılması için gerekli yatırımın kârlı olmadığını ve bunun atık ihracatının önünü açtığını söylüyor. Ülkenin kendi plastik atığını işleyebilmek için yaklaşık yarım milyar sterlin yatırım yapılması gerekiyor.
Bununla birlikte geri dönüştürülmeyen plastiklerin üretimden kaldırılması, hanelerde atıkları ayrıştıracak sistemerin kolaylaştırılması, plastik vergisi alınması, ambalajları dijital olarak takip edecek sistemlere yatırım yapılması da atık ihracatı sorununun çözümü için getirilen öneriler arasında.
EFRA Komitesi hazırladığı raporu Çevre Bakanlığı yetkilileri ve milletvekillerine sunacak.