Bir hukuk öğrencisi olan Susannah Mengesha Londra'da gözlemci olarak bulunduğu bir gösteride polisin iki saat boyunca göstericileri kıskaca aldığını belirtti. Bununla da yetinmeyen polis, göstericilere baskı yaptı ve salıverilme şartı olarak herkesi filme aldı ve kişisel bilgilerini vermeye zorladı. Daha sonra yaşanan olaylardan dolayı Susannah Mengesha İngiltere'deki Yüksek Mahkeme'ye başvurdu. Çıkan karar sonucu, mahkeme Londra polisinden Susannah Mengesha'ya dair bütün yazılı ve görsel kayıtların silinmesini istedi. Londra Polisi Met, bu kararı inceleyeceğini belirtmekle yetindi.
BBC Türkçe'nin haberine göre olaylar şöyle gelişti:
Söz konsu olay, 30 Kasım 2011 günü Piccadily Circus'ta sendikaların çağrısıyla yapılan, kamu sektöründe emeklilik hakkı kesintilerini protesto gösterisi sırasında meydana gelmişti.
Polis, kamu düzeninin bozulacağı şüphesiyle, göstericileri 'kettle' yöntemiyle kıskaca almış ve 2 saat boyuna kıskaçtan çıkmalarına izin vermemişti.
Bununla yetinmeyen polis, göstericilerin salıverilmesi için filme alınmalarını ve kişisel bilgilerini sunmalarını şart koşmuştu.
Yargıç Lord Moses ise kimlik bilgilerinin alınmasının meşru olmadığını belirterek, polisin bu eyleminin kanun dışı olduğuna hükmetti.
Yargıç, göstericilerin yalıtılması gerekli olsa bile, serbest bırakılmaları karşılığında kimlik bilgilerini vermeye ve filme alınmaya zorlanmalarının aşırıya kaçmak olduğunu dile getirdi.
"Genel hukuk kontrol altına almayı öngörse de, bunu sadece kısıtlı şartlarda yapmıştır" diyen Lord Moses, bu kısıtlamanın amacının "toplanma ve ifade özgürlüğüne soğutma etkisi" yaratmamak olduğunu vurguladı. Londra polisinden yapılan açıklamada, "Kararın farkındayız" denilerek "öğrenmeyi sürdürecekleri" belirtildi.
İngiltere'de polisin uyguladığı 'kettle' taktiği, insan hakları kuruluşları tarafından tıklayın eleştiri konusu yapılıyor. Bu taktik, gruplar halinde köşelere sıkıştırılan göstericilerin ana gruba katılmamaları için orada tutulmasından ibaret.