İngiltere'de yeni nükleer santral neden eleştiriliyor?

İngiltere'de yeni nükleer santral neden eleştiriliyor?

İngiltere'de hükümet, Fransa ve Çin tarafından yapılacak Hinkley Point nükleer santrali için nihai onayı verirken, ana muhalefet İşçi Partisi başta bir çok kesim, enerji maliyeti, ulusal güvenlik, çevre kirliliği ve kritik altyapı tesislerinin yabancılar tarafından denetimi konularında kaygılarını ifade etmeyi sürdürüyor.

24 milyar dolara mâl olacağı tahmin edilen santralin maliyetinin üçte ikisi Fransız devlet şirketi EDF, kalan üçte biri de Çin devlet şirketi tarafından finanse ediliyor.

Bu ikili daha sonra nükleer santrali işletecek ve aynı oranda hisseye sahip olacaklar.

Ayrıca anlaşma ile bağlantılı olarak, Çin'e bundan sonra yapılacak bir nükleer santralin finansmanı ve tasarımının verileceği konusunda da anlayış birliği sağlanmıştı.

İnşaat bittikten sonra, işletme aşamasında İngiltere hükümeti, işletmeci yabancılara megawatt/saat başına 92.50 sterlin ödeme garantisi veriyor. Bunun elektriğin şu anki piyasa fiyatının iki katı olması da bir çok açıdan kaygı yaratıyor ve eleştirilere yol açıyor.

En çok dile getirilen kaygılardan biri kritik altyapı tesislerinin denetiminin yabancı ellerde olmasının yaratabileceği güvenlik zaafiyeti.

Yabancı bir hükümetlerin, bu santral özelinde Fransa ve özellikle de Çin hükümetlerinin, İngiltere'nin kritik altyapı tesislerinde mülkiyet ve kontrol sahibi olması ve bunun hisse artırma ya da yeni santralleri finanse etme yoluyla genişletilebilecek olması bu kaygılara zemin oluşturuyor.

Anlaşmaya eleştirel yaklaşanların bir kısmı ise, ulusal kaynakların yabancı sermaye denetimine verilmesi noktasına odaklanıyor.

Bu çevreler, özellikle de bu kararın Britanya halkının, Haziran ayında yapılan referandum ile ülkenin yönetiminde daha çok "ulusal kontrol" istediği mesajı vermesinden sonra alınmasındaki ironiye dikkat çekiyorlar.

Hükümet ise bunun karşısında, anlaşmanın kendilerine, Hinkley Point hisselerinin satışını engelleme yetkisi verdiğini söylüyor.

İngiltere hükümeti ayrıca gelecekte bu tür "kritik altyapı tesislerinin" yabancı sermaye tarafından finanse edildiği durumlarda, hükümete şirkette özel bir hisse verilmesi suretiyle daha fazla kontrol imkanı sağlayacak yeni yasal düzenlemeler yapılacağını da söylüyor.

Anlaşmanın yarattığı en büyük kaygılardan bir diğeri ise, bu santralin çok yüksek olan maliyetini onlarca yıl İngiltere vergi mükellefinin ödemesi ihtimali.

Anlaşma ile hükümet işletmeye geçildiğinde Fransız ve Çin işletmecilere megawatt/saat başına 92.50 sterlin ödeme garantisi veriyor.

Bu şu anda İngiltere'deki elektrik piyasa fiyatının iki misli.

İşçi Partisi anlaşmanın gözden geçirilmesi sırasında bunun düşürülmesini istiyordu ama bu gerçekleşmedi.

Bunun vergi mükellefine getireceği yükün yanısıra sanayi üretimi ve dış ticaret üzerindeki etkileriyle ekonomiyi de olumsuz etkileyeceği tartışması yapılıyor.

Enerji Bakanı Greg Clark bugün bu konudaki eleştirileri, bu fiyatın "diğer temiz enerji üretme maliyetlerinden ile genel olarak çok farklı olmadığını" söyleyerek yanıtladı.

Clark, bundan sonra inşa edilmesi önerilen en az beş nükleer santralin maliyetlerinin daha düşük olacağını da vaadetti.

Özellikle çevre grupları nükleer atık konusuna hala bir çözüm getirilmemiş olduğuna dikkat çekiyorlar.

Yeni yapılacak Hinkley santrali yapılan hesaplamalara göre kullanımı süresince İngiltere'nin şu ana kadar ürettiği toplam radyoaktif atığın yüzde 80'i oranında bir nükleer atık çıkaracak.

Çevreciler böylesi tehlikeli bir atık maddenin belki de yüz yılın üzerinde bir süre tesiste depolanmasının yarattığı riskin çok büyük olduğunu vurguluyorlar.

Bilhassa da yakınlarda İngiltere'deki diğer bir nükleer tesis olan Sellafield'den çıkan nükleer atıkla ile ilgili çevre risklerinin belgelenmiş olması bu eleştirilere güç kazandırıyor.

Çevre grupları Hinkley'de kullanılacak teknolojinin henüz dünyanın herhangi bir yerinde üretime başlayıp denenmediğini, Avrupa ve Çin'de bu teknolojinin kullanıldığı bütün inşaatların geciktiğini ve maliyetinin tahminleri çok aştığını hatırlatıyorlar.

İngiltere hükümeti nükleer enerjiye geçiş kararını bunun fosil yakıtlardan kurtulmak için temiz, ucuz ve hızlı bir çözüm olduğu teziyle savunuyor.

Fakat bir çok çevreci nükleer enerjinin temiz ve ucuz olmadığı gibi hızlı da olmadığı görüşünde.

Hinkley'in 2020'den önce işlevsel olması beklenmiyor. Bir çok çevreci İngiltere'nin fosil yakıttan temiz enerjiye çok daha hızlı geçmesi gerektiği görüşünde.

İngiltere'de aslında diğer temiz enerji teknolojileri de eşzamanlı olarak projelendiriliyor.

Örneğin Ulusal Elektrik Kurumu'nun tahminlerine göre 2020 yılı itibariyle, güneş panelleri ya da benzeri temiz teknolojilerle elde edilen ve ulusal şebekeye bağlanan küçük ölçekli alternatif - yenilenebilir enerji üretimi, toplam enerji kapasitesinin üçte birini oluşturacak.

Fakat bir çok çevreci, hükümeti, teşvik edilse nükleer santraller inşa etmekten çok daha ucuz ve etkili olacağını düşündükleri yenilenebilir enerji projelerini ve enerji tasarrufu adımlarını teşvik etmemek ve hatta bizzat yok etmeye çalışmakla suçluyor.