İnsan Hakları İzleme Örgütü: Türkiye'de yüzlerce Suriyeli erkek ve çocuk keyfi gözaltılar sonrası sınır dışı edildi

İnsan Hakları İzleme Örgütü: Türkiye'de yüzlerce Suriyeli erkek ve çocuk keyfi gözaltılar sonrası sınır dışı edildi

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Türkiye’de Şubat ve Temmuz 2022 tarihleri arasında yüzlerce Suriyeli erkek ve çocuğun “keyfi olarak yakalanıp idari gözetim altına alındığı, sınır dışı edildiğini” tespit eden bir rapor yayımladı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Türkiye’deki Suriyelilerin durumuna ilişkin hazırladığı raporu yayımladı.  Rapor için İnsan Hakları İzleme Örgütü, Şubat ve Ağustos ayları arasında Türkiye'de geçici koruma sahibi 37 Suriyeli erkek ve 2 Suriyeli erkek çocukla telefonla veya yüz yüze görüştü. İnsan Hakları İzleme Örgütü ayrıca bu süre zarfında Kuzey Suriye'ye sınır dışı edilenlerin yakınları olan 7 Suriyeli mülteci erkek ve bir mülteci kadınla görüştü.

Rapordaki bulgular şu şekilde aktarıldı: 

“Görüşülen kişilerden 37'si Türkiye makamları tarafından Kuzey Suriye'ye sınır dışı edilmişlerdi. Görüşülenlerin tümü, onlarca hatta yüzlerce kişiyle birlikte sınır dışı edildiklerini ifade ettiler. Tümü, geri gönderme merkezlerinde ya da Suriye sınırında formlar imzalamaya zorlandıklarını söylediler. Yetkililerin formları okumalarına izin vermediklerini ve formların içeriğini açıklamadıklarını, ancak formların iddiaya göre gönüllü olarak geri gönderilmeyi kabul etmeleriyle ilgili olduğunu anladıklarını söylediler. Bazıları, yetkililerin formun Arapça yazılmış bir kısmını elleriyle kapattıklarını söyledi. Görüşülenlerin çoğu, geri gönderme merkezlerindeki yetkililerin diğer Suriyelileri de aynı işleme tabi tuttuklarını gördüklerini ilettiler.

Birçoğu, Türk yetkililerin başlangıçta imzalamayı reddedenleri dövdüğünü gördüklerini, bu nedenle imzalamaktan başka çareleri olmadığını düşündüklerini iletti. Adana'daki bir geri gönderme merkezinde idari gözetim altında tutulan iki erkek, bir form imzalayarak Suriye'ye geri dönme ya da bir yıl idari gözetimde kalma seçeneklerinin kendilerine sunulduğunu ifade etti. İkisi de bir yıl alıkoyulma düşüncesine dayanamadıkları ve ailelerine destek olmaları gerektiği için merkezden ayrılmayı tercih ettiler.

On kişi sınır dışı edilmedi. Bazıları serbest bırakıldı ve kayıtlı oldukları illere geri dönmezlerse ve başka bir yerde oldukları tespit edilirse sınır dışı edilecekleri konusunda uyarıldılar. Diğerleri, serbest bırakılmalarına yardımcı olmak için aile üyelerinin de müdahalesiyle avukatlarla iletişim kurmayı başardı. Bazıları hala geri gönderme merkezlerinde davalarının sonuçlanmasını beklemekte, neden alıkonduklarını bilmemekte ve sınır dışı edilmekten korkmaktadır. Serbest bırakılanlar Türkiye'deki yaşamı tehlikeli olarak nitelendirerek perdeleri kapalı şekilde evde kaldıklarını ve Türk yetkililerden kaçınmak için sınırlı olarak hareket ettiklerini ifade ettiler.

Sınır dışı edilenler, geri gönderme merkezlerinden sınıra, bazı durumlarda 21 saat süren yolculuk boyunca kelepçeli olarak götürüldüler. Öncüpınar (Bab al-Salam) veya Cilvegözü (Bab al-Hawa) sınır kapılarından Suriye hükümetinin kontrolü dışındaki bölgelere zorla götürüldüklerini ifade ettiler. 26 yaşındaki Halep'li bir kişi, bir Türk yetkilinin kendisine “geri geçmeye çalışan herkesi vururuz" dediğini belirtti.”

Haziran 2022'de BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), bu yıl 15,149 Suriyeli gönüllü olarak Suriye'ye geri döndüğünü açıkladı. Bab al-Hawa ve Bab al-Salam sınır kapılarını kontrol eden yerel makamlar, bu kapılardan Türkiye’den Suriye’ye gerçekleştirilen aylık sınır dışı işlemlerinin sayılarını yayınlıyor. Şubat ve Ağustos 2022 arasında 11,645 kişi Bab a-Hawa ve 8,404 kişi Bab al-Salam sınır kapılarından sınır dışı edildi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Avrupa Komisyonu'na, Avrupa Komisyonu Göç ve İçişleri Genel Müdürlüğü'ne ve Türkiye İçişleri Bakanlığı'na tespitler ve sorular içeren mektuplar gönderdi. İnsan Hakları İzleme Örgütü, AB Komşuluk ve Genişleme Müzakereleri Genel Müdürlüğü'nden Bernard Brunet'ten bir yanıt aldı.

Göç İdaresi Başkanı: İddialar temelsiz

Göç İdaresi Başkanı Dr. Savaş Ünlü, İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün bu raporun bulgularını paylaştığı 3 Ekim tarihli mektubuna 21 Ekim'de bir mektupla yanıt verdi. Türkiye'nin dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke olduğunu vurgulayan Dr. Ünlü, İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün bulgularını bütünüyle reddederek iddiaları “temelsiz” olarak nitelendirdi. Türkiye'de koruma arayan kişilere sağlanması kanunen gerekli hizmetleri sıralayarak, Türkiye'nin "göç yönetimini ulusal ve uluslararası hukuka uygun şekilde sürdürdüğünün" altını çizdi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün raporunda şu ifadeler yer aldı:

"İnsan Hakları İzleme Örgütü, Türkiye'nin geçici koruma rejimi kapsamında olan ancak yetkililerin yine de 2022 yılında sınır dışı ettiği yada sınır dışı etmekle tehdit ettiği Suriyeli mültecilere odaklandı. Vakaları incelenen 47 Suriyeli mültecinin tamamı gözaltına ve idari gözetim altına alınmadan ve çoğu durumda sınır dışı edilmeden önce çoğunluğu İstanbul'da olmak üzere Türkiye'deki çeşitli şehirlerde yaşıyor ve çalışıyordu. Alıkonanların tümü, güvenlikleri için takma adlarla anılmaktadır.

İkisi hariç hepsinin, Türkiye'de yaşarken, Suriyeli mültecileri Suriye'ye geri gönderilmeye karşı koruyan, “kimlik” olarak adlandırılan geçici koruma belgeleri vardı. Bazıları hem geçici koruma kimliği hem de çalışma iznine sahip olduklarını belirttiler."

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün raporunun tamamı için tıklayın. 

Türkiye'deki Mülteciler, Sığınmacılar ve Göçmenler

Türkiye 3,6 milyondan fazla Suriyeliye ev sahipliği yapıyor ve dünyanın en çok mülteci barındıran ülkesi konumunda. Türkiye, BM Mülteci Sözleşmesi'ne koyduğu coğrafi sınırlamayı uygulamakta, Suriyelilere ve Türkiye sınırlarının güney ve doğusundaki ülkelerden gelen diğer kişilere tam mülteci statüsü vermemektedir. Suriyeli mülteciler sığınma talebinde bulunan tüm Suriyeliler için otomatik olarak geçerli olduğu Türk yetkililer tarafından ifade edilen “geçici koruma” yönetmeliği kapsamında Türkiye’de kayıt altına alınıyor.

Türkiye'nin Geçici Koruma Yönetmeliği, Suriyeli mültecilere eğitim ve sağlık hizmetleri de dahil olmak üzere temel hizmetlere erişim hakkı tanımakta, ancak genellikle kayıtlı oldukları ilde yaşamalarını gerektirmektedir. Mülteciler iller arasında seyahat etmek için izin almalıdırlar. 2017'nin sonu ve 2018'in başında, İstanbul'da ve Suriye sınırındaki dokuz ilde, yeni gelen sığınmacıların kayıt işlemleri askıya alındı.

Şubat 2022'de İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, 16 ilde geçici ve uluslararası koruma başvurularının kabul edilmeyeceğini belirtti. Bu iller: Ankara, Antalya, Aydın, Bursa, Çanakkale, Düzce, Edirne, Hatay, İstanbul, İzmir, Kırklareli, Kocaeli, Muğla, Sakarya, Tekirdağ ve Yalova olarak açıklandı. Çataklı, ayrıca nüfusun yüzde 25 veya daha fazlasının yabancılardan oluştuğu hiçbir mahallede yabancıların oturma izni başvurularının kabul edilmeyeceğini söyledi. Türkiye genelinde 781 mahallede kayıtların kapatıldığını, çünkü bu yerlerdeki yabancıların yerel nüfusun yüzde 25'ini aştığını bildirdi.

Haziran ayında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 1 Temmuz'dan itibaren bu oranın yüzde 20'ye düşürüleceğini, yabancıların kaydına kapalı mahalle sayısının 1.200'e çıkarılacağını, izin başvurusu yapmadan ülke içinde seyahat eden Suriyelilerin geçici koruma statülerinin iptal edileceğini açıkladı. Görüşülenlerin birçoğu, kayıtlı oldukları şehirde iş bulamadıklarını ve orada yaşayamadıklarını ancak İstanbul'da iş bulabildiklerini belirttiler.