HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, iş cinayetinden, cezaevi koşullarına kadar hak ihlallerine ilişkin 200’den fazla başvuruda bulunduğu üyesi bulunduğu Meclis İnsan Hakları Komisyonu’ndan kendisine gönderilen 58 soruya ilişkin cevapları paylaştı. Buna göre, TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu, iş cinayetleri konusunda soruşturma dilekçesi veren Gergerlioğlu’na, “Bu insanların yakınları isterlerse mahkemeye gidebilirler” yanıtı verdi.
Komisyon Başkanı, Gergerlioğlu’nun, hamile ve yeni doğum yapmış anne tutuklu ve hükümlülerin durumunun soruşturulması dilekçesine de “Biz yargıya müdahale edemeyiz’ dedi. Konuya ilişkin Meclis’te basın toplantısı düzenleyen Gergerlioğlu, hasta mahkum Koçer Özdal’ın durumuna da dikkat çekerek, “Komisyona gelen başvurular içerisinde Koçer Özdal var değerli arkadaşlar hasta mahpustu. Şimdi yaşadığını iddia ettikleri komisyonda kaldı kendisi öldü. Artık komisyon bir gün toplanırsa konuyu tartışılır” dedi.
HDP’li Gergerlioğlu’nun konuya ilişkin açıklamaları şöyle:
Bu dönemde 3 ay içerisinde bana Yurttaş İletişim Formumuz üzerinden 540 yurttaşımız ulaştı. Biliyorsunuz Anayasa 80’e göre, ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün Milleti temsil ederler.’. Biz sadece bize oy veren değil oy veren ya da vermeyen 81 Milyonun milletvekili olmaya çalışıyoruz. Bu bağlamda bize ulaşan bu 540 başvuruyla ilgili 200’e yakın İnsan Haklarını İnceleme Komisyonuna soruşturma dilekçesi, 60 tane soru önergesi yine araştırma önergeleri verdim. Bu basın toplantısını düzenlememdeki sebep tam da bu bize ulaşan mazlum insanların sorunlarını İnsan Haklarını İnceleme Komisyonuna iletmem ve bana sözde cevap olarak gönderilen kağıtlarla ilgilidir.
Müthiş amaçlar müthiş bir kapsam ve çok güçlü görev ve yetkiler. İnsan bunları görünce diyor ki böyle bir komisyonun olduğu ülkede kimse hak ihlali yapmaya hele hele devlet eliyle ihlal yapmaya cesaret edemez. Değerli arkadaşlar durum hiç öyle değil. Ben biraz önce bahsettim 200 tane inim inim inleyen mazlumların sıkıntılarını insan haklarını inceleme komisyonuna gönderdim. Komisyon Başkanı Sayın Hakan Çavuşoğlu imzasıyla geçen hafta 4 Ekim 2018 Perşembe günü bu gönderdiğim ihlal iddialarıyla ilgili bana 58 tane sözde cevap gönderildi. Sözde diyorum çünkü böyle cevaplar olmaz. Bu cevaplar sadece bir komisyon nasıl çalıştırılmaz bunun göstergesiydi. Danışmanlarıma dedim ki hemen bu cevapları komisyonun kuruluş kanunu da ifade edecek şekilde bir dilekçe ile iade edin. Arkadaşlarım ertesi günü 5 Ekim Cuma bu dilekçeleri tekrar incelenmek talebiyle komisyona gönderdi.
Değerli arkadaşlar bu 58 dilekçede hangi iddialar vardı biliyor musunuz? Bazılarına değineyim:
Peki, bana gelen sözde cevaplarda ne var arkadaşlar. Kanser hastasına, Hamile Hükümlü ve Tutuklu annelere, Adli Tıp Kurumunun önünde perişan olanlara, devlet görevlisinden işkence gördüğünü iddia edenlere diyecekmişiz ki ne zaman toplanacağı belli olmayan İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunda kurulması muhtemel Hükümlü ve Tutuklu Alt Komisyonu kurulacak senin derdini inşallah bir gün orada görüşecekler. Komisyona gelen başvurular içerisinde Koçer Özdal var değerli arkadaşlar hasta mahpustu. Şimdi yaşadığını iddia ettikleri komisyonda kaldı kendisi öldü. Artık komisyon bir gün toplanırsa konuyu tartışılır. Dilekçemde de belirttim İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini temel metin olarak kabul eden bir komisyon telafi edilemez ve geri dönülemez hak kayıplarının yaşanma ihtimali olan bir olayda ben bunu kayıt alıyorum ben buna sonra bakacağım diyemez!
Yine cevaplarda hamile ve yeni doğum yapmış anne tutuklu ve hükümlülerin durumunu soruşturun dedik. Cevap: ‘Biz yargıya müdahale edemeyiz.’ diye cevap geldi. Arkadaşlar bu komisyonun eğer bir hak ihlalinde gerekli yasal düzenlemeler yoksa bu yasaların düzenlenmesinde sorumluluk alma görevi var. Bu görevi olmasına rağmen zaten 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin Uygulanması Hakkındaki Kanun çok açık, hamile kadınlara altı aydan daha küçük bebeği olan kadınların tutuklanmasını yasaklamıştır. 5275 sayılı Kanunun 16/4 maddesine göre, “Hapis cezasının infazı, gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçmemiş bulunan kadınlar hakkında geri bırakılır. Çocuk ölmüş veya anasından başka birine verilmiş olursa, doğumdan itibaren iki ay geçince ceza infaz olunur.” 5275 sayılı Kanunun 116. maddesine göre, yukarıdaki hüküm “tutuklular” hakkında da uygulanır diyor. Sonra bana cevap vermek için de yargıya müdahale gibi aslı astarı olmayan bir cevap geliyor. Bu cevabı da görevi yetkileri hatırlatarak Komisyona geri gönderdim arkadaşlar.
İş cinayetleri var biliyorsunuz sürekli canımızı yakan. Bu iş cinayetlerinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları kadar bizim dışımızdaki ülkelerden gelen insanlar da hayatlarını kaybediyorlar. Bu konuda da soruşturma dilekçesi verdim ve bana cevap olarak: ‘Bu insanların yakınları isterlerse mahkemeye gidebilirler.’ diye cevap geldi. Yahu böyle cevap olur mu? Ben 81 Milyonun milletvekiliyim bu insanların haklarını arayacağım tabi. Bu konuda cezaevleri ile ilgili alt komisyon zaten kuracağız diyen Sayın Çavuşoğlu bu konuda da alt komisyon kuracağız diyememiş. Biliyorsunuz geçen dönem işçi sağlığı ve iş güvenliği alt komisyonu vardı. Anlaşılan bu dönem ona da tahammül edemeyecekler. Geçen dönem sadece 1 defa toplanabilen komisyonu bu sene hiç kurdurmayacaklar. 3. Havalimanı direnişi gözlerini korkutmuş gibi gözüküyor.