"İnsanlar idam isteyince, işkence tartışma konusu bile olmuyor"

"İnsanlar idam isteyince, işkence tartışma konusu bile olmuyor"

İngiliz gazeteleri bugün de Türkiye'de darbe girişimi sonrası yaşanan gelişmelerle ilgili haberlere ve yorumlara sayfalarında yer vermiş.

Times gazetesindeki haberin başlığı, "Darbe için kullanılan askerlerin aileleri, cezaevi kapısında en kötü ihtimalden korkuyor".

Gazetenin Türkiye'deki muhabiri Hanna Lucinda Smith, haberi için Silivri'ye gitmiş.

15 Temmuz'daki darbe girişimi sonrası Türkiye'de 123'ü general 6 bin askerin tutuklandığını hatırlatan Smith, Silivri Cezaevi'nin kapısında oğullarından haber bekleyen Kilisli Şükrü-Şükriye Esoğlu çiftinin yaşadıklarını anlatıyor.

Çiftin 20 yaşındaki en büyük oğulları Kadir, bir ay önce askere gitmiş. Tarım işçisi Şükrü Bey günde 30 lira kazanıyor. Oğlunu askere uğurlarken düzenledikleri tören için harcadığı para ise 700 lira.

16 Temmuz Cumartesi gününün ilk saatlerinde camiden okunan sala sonrası darbecilere direnmek için sokağa çıkmışlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı korumak için Pazar gününe kadar sokakta kalmışlar, darbe girişiminin başarısız olmasını kutlamışlar.

Aynı gün İstanbul'dan bir avukat onları aramış, oğullarının gözaltına olduğunu söylemiş. Peugeot marka eski otomobillerine battaniye ve yastıklarını atmışlar, 24 saatlik bir yolculuk sonrası Silivri'ye gitmişler.

Anne Şükriye Esoğlu, endişeli olduğunu söylüyor:

"Haberi alınca şok geçirdim. Hareket edemedim. Başta, oğlumun 2-3 gün sonra serbest bırakılacağını düşündüm. Şimdi ise giderek daha fazla korkuyorum."

Kadir, Cumartesi günü serbest bırakılan 1200'e yakın asker arasında değil.

 

"İnsanlar idam isteyince, işkence tartışma konusu olmuyor"

 

Hala gözaltında tutulan askerlerin avukatları, müvekkilleri aleyhindeki kanıtları göremediklerini, mahkeme önüne çıkmadan önce de onlarla konuşamadıklarını söylüyor.

Times gazetesine konuşan avukatlardan biri ise şunları söylemiş:

"Bir grup askeri mahkemeye getirdiklerinde, elbiselerinin yırtıldığını, vücutlarında yara izleri olduğunu gördük. Bu, kamuoyu için meşru bir durum. İnsanlar idam çağrısında bulunduğunda, işkence tartışma konusu olmuyor."

Nazlı Tanburacı Altaç, Boğaziçi Köprüsü'nde teslim olan askerlerin avukatlarından biri:

"Askeri okul öğrencilerine, tam teçhizatlı olarak bir tatbikata gittikleri söylenmiş. Bu normal bir durum, onlar da şüphelenmemişler. Köprüye geldiklerinde kendilerini silahlı bir çatışmanın ortasında bulmuşlar, biri vurularak öldürülmüş."

Times'taki haberde, Silivri Cezaevi dışında gazeteye konuşan ailelerden hiçbirinin, oğullarının darbe girişimine karıştığına inanmadığı belirtiliyor.

Haber, Güneydoğu Anadolu bölgesinden geldiği belirtilen bir babanın şu sözleriyle noktalanmış:

"Biz oğlumuzu, ülkeyi koruması için askere gönderdik. Eğer onu askere göndermeseydik, o bir vatan haini olacaktı. Oysa biz onu askere gönderdik. Ve o hala vatan hainliği ile suçlanıyor."