T24 - ABD’de yayımlanan New Scientist dergisi geleceğe yönelik felaket tahminlerini bir kenara bırakarak hem iyi hem de kötü açılardan 100 bin yıl sonrasına kadar Dünya’nın nasıl bir yer olacağını araştırdı.
Milliyet gazetesinde yer alan haber şöyle:
- Felaket uzmanlarına göre insanlığın 2100 yılına kadar yaşama şansı sadece yüzde 19 . Ancak birçok araştırma bu riskin çok daha az olduğunu hesapladı. Princeton Üniversitesi’nden astrofizikçi J. Richard Gott’a göre, insanlık 5100 ila 7.8 milyon yıl daha yaşayacak. Bugüne dek bulunan fosiller incelendiğinde ise her memeli türünün ortalama 1 milyon yıl yaşadığı ortaya çıktı. Bazı türler bunun 10 katı yaşıyor. California Üniversitesi’nden felaket uzmanı coğrafyacı Jared Diamond ise toplumların artık izole olmadığını ve örneğin bir salgın durumunda yaşama şansının, bilgiye ulaşım kolaylaştığı için daha fazla olduğunu düşünüyor. Bunun dışında dünya nüfusu arttıkça insanlığın yok olma riski gittikçe düşüyor.
- Her 300 yılda bir Dünya yakınında, yıldızın ölüm anı olan süpernova patlaması yaşanma riski bulunuyor. Kansas’ta bulunan Washburn Üniversitesi’nden Brian Thomas böyle bir felaketin ozon tabakasının büyük kısmını yok edeceğini söylüyor. Yayacağı radyasyon nedeniyle insanların büyük kısmında kanser görülebilir. Ancak felaketin kesin olarak meydana gelip gelmeyeceği belli değil.
- 100 bin yıl içinde 400 metre çapında bir göktaşı Dünya’ya çarpabilir. Ancak bu felaket tüm Dünya’yı değil, sadece Fransa büyüklüğünde küçük bir ülkeyi yok edecek.
- Gelecekte İngilizce dili daha da yaygınlaşacak. İnternet kullanımının artışıyla her dile giren İngilizce kelimeler gelecekte daha da fazla göze çarpacak. Ancak İngilizce de değişiyor. Her yıl Oxford sözlüğüne 2 bin ila 2 bin 500 arasında yeni kelime giriyor. Harvard Üniversitesi’nden dil uzmanları Erez Lieberman Aiden ve Jean-Baptiste Michel ise İngilizce diline her yıl 8.500 yeni kelimenin girdiğini savunuyor.
- Geleceğe yönelik yapılan felaket tahminleri Dünya’nın büyük kısmının su altında kalacağını gösteriyor. New Orleans, Şangay, Miami gibi kıyı kentleri su altında kalacaklar arasında görülüyor. İklim Değişim Paneli’ne göre sera gazı salınımı 2100 yılına kadar artarak devam edecek. Ancak daha sonra hızla azalmaya başlayacak. 2100 yılına kadar Dünya üzerinde hava sıcaklığının ortalama 4 derece artacağı düşünülüyor. 23. yüzyılda ise bu oran 5 dereceye kadar yükselecek. Bundan sonra yeryüzünün sadece 1 derece soğuması tam 3 bin yıl alacak. Grönland ve Batı Antarktika buz tabakaları gelecek 1000 yıl içinde eriyecek. Böylece deniz seviyesi 10 metre artacak. Tüm bunlar göz önüne alındığında insanların yeni yaşam alanları bulması gerekiyor. Tokyo, Londra, New York gibi büyük kentlerin de su altında kalmasıyla ve dünyanın ısınmasıyla yeni yaşam alanları açılacak. Kuzeyde eriyen buz tabakalarının altındaki kara parçalarında ekim yapılabilecek. Antarktika ormanlarla dolacak. Dünya’nın eski haline getirilmesi de mümkün ancak bu binlerce yıl sürecek.
- Küresel ısınma nedeniyle Hawaii’de gelecek 100 bin yıl içerisinde yeni bir ada doğacak.
- Bundan 100 bin yıl sonra geçmişi araştıracak arkeologlar çok fazla iz bulamayacak. İnsanların çok az bir kısmı fosile dönüşecek. Fosile dönüşmek için kalsiyum açısından zengin göletlere veya mağaralara gömülmek gerekiyor. ABD Ulusal Tarih Müzesi’nden Kay Behrensmeyer, gelecekte izlerine rastlanacak cesetlerin bir kısmının da volkan külleri altında kalmış veya tsunami nedeniyle sürüklenerek okyanuslara gömülenler arasından çıkacağını söylüyor. 100 bin yıl sonra halen ayakta kalacak binalar da oldukça nadir. Bunların arasında Finlandiya’daki Olkiluoto nükleer santralı bulunuyor. Seramik ve titanyumdan oluşan eşyalar da 100 bin yıl sonra halen yeryüzünde bulunacak.
- Bazı gelecek uzmanları insanların, beyinlerinde protezler bulunan yarı insan yarı makine şeklinde yaratıklara dönüşeceğini düşünüyor. Buna göre insanların kan dolaşımında da nano robotlar dolaşacak. Ancak insanlar yarı insan yarı robot olup olmamaya kendileri karar verecek.
- Bir iddiaya göre modern insanın ortaya çıkması 30 bin ila 40 bin yıl öncesinde bir anda beliren bir mutasyon genine bağlanıyor. Bu mutasyon genini günümüzde insanların yüzde 70’i taşıyor.