Diyanet İşleri Başkanlığı, TİKA, Türk Kızılayı'nın yürüttüğü kampanya kapsamında Somali'ye yardım malzemelerini taşıyan ilk kargo uçakları yola çıktı.
Türk Hava Yollarına ait ilk kargo uçakları Esenboğa Havalima'nında düzenlenen törenin ardından havalandı.
Törende konuşan Başbakan Yardımcısı Bozdağ, açlık, kıtlık ve yoksulluk nedeniyle ölümle her gün karşı karşıya olan 5 milyon insanın bulunduğu, yaklaşık 6 dakikada 1 çocuğun hayata gözlerini yumduğu Somali'de yaşanan büyük insanlık dramı karşısında, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milletinin duyarsız kalmadığını, başlatılan yardımların öncüsü olarak ilk 2 kargo uçağının gönderildiğini söyledi.
Somali'de yaşanan yoksulluktan herkesin sorumlu olduğunu ifade eden Bozdağ, ''Yaşanan bir insanlık ayıbıdır. Bu ayıbın ortakları da bütün insanlıktır. O nedenle bu ayıbı bütün insanlık olarak el ele vermek suretiyle ortadan kaldırabiliriz'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla, Türkiye'nin dört bir yanında yardım kampanyaları başlatıldığını anımsatan Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanlığınca başlatılan kampanyanın beklentilerin üzerinde bir katılımla sürdüğünü söyledi.
İHH YARDIM GÖTÜRDÜ İHH İnsani Yardım Vakfı, Etiyopya'ya yardım çerçevesinde Somalili mültecileri de unutmadı. Türkiye'de toplanan yardımlarla alınan gıda maddeleri, ilk önce Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'ya getirildi. Daha sonra başkente 750 kilometre uzaklıkta bulunan Somali eyaletine gönderilen gıda maddeleri, ardından da açlık ve kuraklığın vurduğu Hartşeik kampındaki Somalilere teslim edildi. Toplam 300 ton mısır, 2 ton yağ ve 2 ton hurmadan oluşan yardımı teslim alan 3 bin ailenin yüzünde mutluluk okunduğu dikkat çekti. Dağıtım törenine katılan İHH İnsani Yadım Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Osman Atalay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son 60 yılın en kurak yıllarını yaşayan Afrika'da dünyanın en fakir üç ülkesinden ikisi olan Somali ve Etiyopya'da insanların uzatılacak yardım elini beklediklerini söyledi. Gıda yardımında bulundukları Etiyopya'nın bu bölgesine 11 yıl önce kuraklık dolayısıyla köylerini terk ederek gelen insanların bir daha köylerine dönemediklerini belirten Atalay, 2000 yılındaki büyük kuraklık döneminde yine bu bölgeye geldiklerine dikkati çekerek, "O yıllarda bu insanlara yardım getirmiştik. Fakat 11 sene sonra tekrar geldiğimizde değişen hiçbir şeyin oladığına bir kez daha tanık olduk. İnsanlar ve açlıktan ölüm tehlikesi içindeler" dedi. KALICI PROJELER GEREKİYOR Bölgeye gelen yardım kuruluşlarının en fazla 2-3 ay sonra yavaş yavaş çekildiğini belirten Atalay, şunları kaydetti: "Gelen yardımlar, pansuman niteliğindeki tedbirden öteye geçmeyecektir. Bu nedenle bölgenin kuraklığı ve yoksulluğunun önüne geçmemizin yollarını aramalıyız. Bu bölgelere su kuyusu ve küçükbaş hayvanlar vermeliyiz. Su göletleri oluşturacak projelere yatırım yapmalıyız ve kampanyalarımızın yarısını kuyu ve hayvancılık projelerine dönüştürmeliyiz. Aksi halde bu insanların yaralarını asla tedavi edemeyiz. Sivil toplum örgütleri kampanyalarının büyük bölümün ü kalıcı projelere dönüştürmesi gerekiyor. Unutmamak gerekir ki Afrika ve bu bölgenin genelinde kronik kuraklık, hastalık ve yoksulluk var. Fakat bu sefalet önlenebilir. Tedavisi çok kolay. Yeter ki kalıcı projelere öncelik verelim." Bu kapsamda Etiyopya'nın Somali eyaletinde çalışmalarına başladıklar ını kaydeden Atalay, bölgede 6 su kuyusu açtıklarını, bundan sonraki dönemde de bir su göleti ve iki su kuyusu açmak için gerekli adımların Türkiye'ye döner dönmez atılacağını sözlerine ekledi.