Araştırmalar, sağlıklı bir kiloda kalabilmenin temel belirleyicilerinden birinin insülin-şeker ilişkisi olduğunu gösteriyor. Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, Hürriyet gazetesinde yayımlanan yazısında (15.01.09) insülin direncini anlatıyor. Müftüoğlu’nun yazısı şöyle: Şeker hastalarına müjdeFındık yiyerek diyabet riskinizi azaltın“İnsülin direnci özellikle son 10 yılda çok konuşulan bir sağlık problemidir. Araştırmalar sağlıklı bir kiloda kalabilmenin temel belirleyicilerinden birinin insülin-şeker ilişkisi olduğunu gösteriyor. İnsülin hücrelerin şekeri enerji olarak kullanmalarında anahtar hormon görevi yapıyor. İnsülin ile şeker arasındaki ilişki bozulursa metabolizmada ciddi değişimler meydana geliyor. Hücrelerin insülini enerji kaynağı olarak kullanmaları aksıyor, şeker ve yağ metabolizmaları bozuluyor. Kan insülin ve şeker kaynarken (!) hücrelerin şekerden mahrum kalmaları talihsiz bir durumdur. Bu durumda hücreler beyne sürekli “bir şeyler ye” mesajı yolluyor. Ayrıca bu insanlarda sık görülen hipoglisemik reaksiyonlar yemekleri takiben ortaya çıkan yorgunluklara, terlemelere, odaklanma güçlüğü ve uyuklamalara sebep oluyor. Direnç neden oluşuyor İnsülin direncinin farklı nedenleri olabiliyor. Genetik yatkınlık çok önemli. Karın-bel çevresinde biriken yağlar da insülin direncini çabuklaştırabiliyor. Beslenme yanlışları da önemli bir rol oynuyor. Glisemik gücü yüksek olan yani kana hızla karışıp kan şekerini aniden yükselten yiyecekler (şekerlemeler, beyaz un, nişasta), trans yağlar, hatta doymuş yağlar insülin direncini tetikleyebiliyor. Çoklu doymamış yağların örneğin zeytinyağının ise bu direnci engellediğini gösteren bulgular var. Kas miktarı az olanlarda, hareketsiz bir hayat sürenlerde de insülin direnci olasılığı artıyor. Ne yapmalı Biz bu problemi kilo problemi olanların çoğunda belirliyoruz. Sorunu beslenmede yaptığımız değişiklikler, aktiviteyi artırmak, kas güçlendirme çalışmaları yapmak ve bazı ilaçları kullanmak gibi (metformin) değişimlerle çözmeye çalışıyoruz. İnsülin direnci azaldıkça kilo vermek kolaylaşıyor. Verilen kiloların geri alınması ihtimali ise azalıyor. Özellikle ailesinde şeker hastalığı olanlar, kanında trigliserid, tokluk kan şekeri, ürik asit yüksekliği bulunanlar, hipertansiyonlular ve iyi kolesterolü düşük olanların, eğer kilo sorunları varsa insülin direnci problemine yakalanmış olma ihtimalleri var. Bu direnç kontrol atına alınmadan kilo problemini çözmek de mümkün olmuyor. Ayrıca bel çevreniz genişse bu direncin oluşma ihtimali de artıyor. Erkeklerde 100, kadınlarda 88 cm’den daha geniş bel çevresi insülin direnci olasılığını güçlendiriyor. Kilo sorununu çözmek ve gelecekte şeker hastalığı, kalp damar hastalığı, inme, hatta hipertansiyon gibi bazı problemlerden korunmak istiyorsanız bu direnci çözmeye çalışın. Ne kadar su içmeli Sıvı ihtiyacını gidermenin en emin, garantili, ucuz ve en sağlıklı yolu su içmektir. Sıvı ihtiyacınızı su içerek karşıladığınızda şekerli meşrubatlar ya da çay vb içeceklerden kazanabileceğiniz boş kalorilerden uzak kalırsınız. Çay demir emilimini azaltabilir. Kabızlığa ve uykusuzluğa da yol açabiliyor. Su içildiğinde bunlar söz konusu olmuyor. Bu nedenle günlük sıvı gereksinimini karşılamanın en uygun yolu temiz su içmektir. Günde en az 8 bardak su içme kuralı da geçerliliğini hâlâ koruyor. İhtiyacınız olan protein miktarı Orta yaşlı bir yetişkinin beden ağırlığının her kilosu için günde 0,8 gr protein alması idealdir. Pratik olarak yetişkin sağlıklı bir kişi günde 50-60 gr civarında protein kazanmalıdır. Günde bir porsiyon tavuk, bir kâse yoğurt ve bir tabak kuru fasulye ile bir porsiyon bulgur pilavı yediğinizde bu ihtiyacı karşılayabiliyorsunuz. Protein ihtiyacını karşılamak, bağışıklık sistemini güçlü tutabilmek için son derece önemlidir. Çocuklar ve gençler nasıl beslenmeli Çocuk ve gençlerin beslenmesini olumsuz yönde etkileyen yiyecek ve içecekleri öğrenmek isteyen anneler not alabilirler: Cipsler (her türlüsü, trans yağ içermeyenleri dahil), gofretler, bisküviler, burgerler, ayaküstü yenen her türlü fastfood yiyecekler, kızarmış patatesin fazlası, gazlı-şekerli içecekler, enerji içeceklerinin her türlüsü, browniler, paketlenmiş kekler ve benzerleri, paketlenmiş şeker, un, pirinç, yağ vb maddelerin karışımı ile üretilmiş besinler... Bunlar sık tüketildiklerinde çocuklarınızın büyümelerini olumsuz yönde etkiliyor."