Bireysel silahlanmaya karşı mücadele amacıyla faaliyet gösteren UMUT Vakfı’nın basına yansıyan olaylardan derlediği rakamlara göre, bu yılın başından 18 Ekim’e kadar gerçekleşen 2 bin 765 silahlı olayda, 1722 kişi öldü, 2 bin 874 kişi yaralandı. Rapora göre, silahlı öldürülme olaylarının artmasına rağmen, bireysel silahlanma internetten verilen siparişlerle büyümeye devam ediyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Umut Vakfı Yönetim Kurulu'nun üyesi Dr. Ayhan Akcan sorunun sadece eğitimle çözülemeyeceğini söyledi. internetten pompalı tüfek satışının kontrolden çıkarttığını belirten Akcan, "İnternette reklam yasağı olmayışı ve karşınıza sürekli ilanların çıkıyor olması bu alışverişi cezbedici hale getiriyor. Kadük hale getirilmiş ‘Silah Kanun Tasarısı’ yeniden ele alınmalı" diye ifade etti.
Hürriyet'ten Cansu Şimşek'in izlenim haberi aynen şöyle:
İstanbul'un merkezindeki bir silah tamircisindeyiz. 40 yıldan uzun süredir bu işi yapan, adının açıklanmasını istemeyen usta, piyasada çok fazla kaçak silah olduğunu, çoğunun da internetten alındığını anlatarak başlıyor söze: “Tamire ya da bakıma silahını getirenlere silahlarının şeceresini soruyoruz. ‘İnternetten aldım’ cevabını sık duyuyoruz.
Biri bir siteden bahsediyor, diğeri forumdan, öbürü bir başka sayfadan. Sanki yemek siparişi veriyorlar. Ruhsatsız silah taşımanın cezası, sabıka kaydınız temizse, 6 bin lira civarı bir meblağa denk geliyor. Bu miktar ruhsat çıkarmanın da bedeli. Yani birçok kişi evrak işleriyle uğraşacağına, aynı miktardaki cezayı yemeyi tercih ediyor.”
Tarihi yarımadada av malzemeleri ve tüfek mağazalarıyla ünlü yokuştaki satıcılarla konuştuğumuzda söz internet satışına geliyor: “Ruhsatlı tabanca almak kolay değil. Makina ve Kimya Endüstrisi’nin (MKE) satış bürolarından alım yapılabiliyor. Tüfekler içinse ruhsat almak o kadar kolay ki. Biz avı bahane eden kaç insanı satış yapmadan geri çevirdik. 60 yıldır bu işi yapıyoruz; kurusıkı bile olsa silahı alacak adamın gözünden ve tavrından amacını anlarız. Paradan daha değerli bir misyonumuz var, kimse farkında değil.” İnternet sitelerinden silah almak içinse kısa ve basit bir yol izleniyor. İkinci el tabanca satan sitelerde güven, noterdeki devir işlemine dayanıyor. Tüfek satışlarında ise herhangi bir ürün alırmış gibi ‘sepete giderek’ ödemeyi tanımlıyorsunuz. Kimi siteler ödemeden önce ruhsatınızın taranmış halini ya da fotoğrafını istese de bu sık rastlanan bir durum değil. Bu sitelerin sadece avcılara ya da toprağını korumak isteyenlere yönelik olmadığı da silahları tanıtırken kullanılan “Pompalı tüfek yakın mücadelede yivli tüfekten, Kalaşnikof’tan, G-3’ten daha etkilidir” gibi notlardan anlaşılıyor. Ödemenin son adımında ise “Kredi kartı bilgilerinizi paylaşmak istemezseniz kapıda ödeme vardır” deniliyor.
Avukat Halil İbrahim Çelik ise şunları söylüyor: “Ruhsatsız silahla yakalandığınızda ceza hâkimin takdirine bağlı. Para cezasına çevrilecekse hapis cezasının süresiyle orantılı olarak günlük 20 ila 100 lira arasında bir miktar söz konusu. Genel uygulama ise günlük 20 lira, genelde 1-2 yıl üzerinden verilir, fakat indirimlerle bu süre 20 aya denk gelir.”
UMUT Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Dr. Ayhan Akcan’a göre “Sistem bizi koruyamıyorsa biz kendimizi koruruz” mantığı, oldukça hatalı. Akcan şöyle diyor: “Bu durumu sadece eğitimle çözemezsiniz. Kültürel bir ögeyi de kolay yok edemeyeceğinize göre silahlanmayı zorlaştırmak kesin bir çözüm olacaktır. İnternette reklam yasağı olmayışı ve karşınıza sürekli ilanların çıkıyor olması bu alışverişi cezbedici hale getiriyor. Kadük hale getirilmiş ‘Silah Kanun Tasarısı’ yeniden ele alınmalı. Daha önce kurusıkılara müdahale edilmişti. Kurusıkı alanlar bunu gerçek silaha dönüştürülebiliyordu. Bu bir sosyal soruna dönüşmeden önüne geçildi. Şimdi sıra internetten silah satışında. İnternetten pompalı tüfek satışı kontrolden çıkmak üzere.”
5 yıllık verilen silah bulundurma ruhsatı süresince ruhsatı iptal sistemi de getirilmesi gerek. Kişi, örneğin bu beş yıl içinde bir boşanma sürecine giriyorsa silahı alınmalı. Ya da silahı alan kişiye evinde kasa bulundurma zorunluluğu getirilmeli ki evdeki çocuklar ya da diğer bireyler kafalarına göre silahı kullanamasın. Av tezkeresi de özellikle tüfek satışında bahane olarak kullanılıyor. Tarlaya giren yaban hayvanlarına müdahale için verilmesi gereken, bu izin suistimal ediliyor ve yüzde 95’i amacına yönelik kullanılmıyor. Çoğu zaman kişilerde tüfek oluyor fakat üstüne kayıtlı tarla bile bulamıyorsunuz.”ef edelim'
PENDİK’teki okulunun önünde Mustafa Yetgin tarafından pompalı tüfekle öldürülen 17 yaşındaki Helin Palandöken’in babası Nihat Palandöken bireysel silahlanmaya karşı tepkisini sonuna kadar göstereceğini söyledi: “Meclis’te bu konuda bir önergenin kabul edilmediğini gördüm. Meclis’te yeni bir önerge hazırlanmalı çünkü bu konu rafa kaldırılacak bir mevzu değil. Bu konunun partisi, haklısı ya da tarafı olamaz. Birlik olup bu belayı defetmeliyiz.” Kızının ölümünden önce de özellikle internette birçok silah reklamı gördüğünü söyleyen acılı baba, “Bu felaketin adım adım geldiğini ben görüyorsam, yetkililer daha da farkında olmalı. İnsan, ekmek almaya bile üç adım yol giderken, kapıya kadar silah servisi yapıyorlar” dedi. Helin’in acısının çok taze olduğunu söyleyen Palandöken, “Benim canım yandı. ‘Başkalarından bana ne’, diyerek bir köşeye çekilip suspus kalabilirdim. Fakat hepimizin çocukları tehlikede. Benim canım yandı, başkalarınınki yanmasın” diye konuştu.
TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanı Belma Satır, ‘ruhsatı olmadan yivsiz tüfek bulunduran, satışına aracılık eden ve taşıyanlara her tüfek için 500 lira idari para cezasının’ hapis cezasına dönüştürülmesini istedi. Helin Palandöken’in Mustafa Yetgin tarafından öldürülmesinden sonra Anadolu Ajansı’na açıklamalarda bulunan Satır, pompalı tüfeklerle ilgili komisyona çokça dilekçe geldiğini belirterek şöyle konuştu: "Öldürme, terör, yağma, tehdit gibi olaylarla sıklıkla kullanıldığı görülen pompalı av tüfeklerinin kolaylıkla satın alınması önemli bir sorun. Normalde önce ruhsatlarının alınıp sonra tüfeklerin satın alınması gerekiyor ama yasal olarak istenen belgeleri almadan da internet üzerinden bu av tüfeklerine sahip olunabiliniyor. Alınan tedbirler ve uygulamalara rağmen av tüfeklerine gösterilen ilgide her yıl artış olduğu görülüyor.” Suç işleme düşüncesindeki kişilerin 150 - 350 lira bedelle ruhsatsız av tüfeği alabildiğini söyleyen Satır, mevzuata göre yivsiz tüfek ruhsatı olmadan bu tüfekleri bulunduran, nakleden kişilere her tüfek için 500 lira idari para cezası verildiğini anımsatarak, para cezasının hapis cezasına dönüştürülmesi gerektiğini söyledi. Satır, “Sadece cezaların arttırılmasıyla bu tür olayların önüne geçilmez ama caydırıcı olabilir” dedi. Bu yılın başında yapılan düzenlemelerle, ruhsatsız olarak pompalı tüfek bulundurma cezasının beş kat arttırıldığına dikkat çeken Satır, “Kanuni düzenlemelerin hayata geçirilmesinde başta vali ve kaymakamlar olmak üzere yetkililerden duyarlılık bekliyoruz” dedi.
AYDIN Çine’de 11 yaşındaki Güray Kaygusuz’un yaşamını yitirdiği olayın çarpıcı bir yönü vardı. Kaygusuz’un ölümünden sonra köyde ve düğün salonunda yapılan aramada 2 çocuğun üzerinde silah ele geçirildi. Düğünde elinde silahla havaya ateş açanın 14 yaşındaki bir çocuk olduğu belirlendi.
EN sevimli çağındaydı 2 yaşındaki Muhammet Emir Sezer. Anne Elmas ve baba Osman Sezer’in gözbebeğiydi. Bir nisan akşamı hep birlikte parka gittiler. Muhammet Emir de yaşıtları gibi oynayacak, koşturacaktı. O parkta bir magandanın silahından çıkan kurşun küçük Muhammet’i yaşamdan kopardı. Amcası Müslüm Sezer, tepkisini şu sözlerle dile getiriryordu: “Havadan kurşunun geldiğini söylediler. Maganda kurşunudedikleri buymuş. Bu silahlar sıkılmaya devam ettikçe bu çocuklar ölmeye devam edecek. Böyle şeyler olmasın buna engel olalım.”
GAZİANTEP’te 8 yaşındaki Yağmur Yıldız, sokakta oyun oynarken nereden geldiği anlaşılmayan bir kurşunun başına isabet etmesi sonucu yaşamını yitirdi. Yağmur’un dayısı Ahmet Karabıyık şunları söylemişti: “Devletimizin bu tür durumlara çözüm bulmasını istiyoruz. Yarın başkasının canı yanacak.”
KOCAELİ’nin Kandıra ilçesinde yaşıyordu 19 yaşındaki Göktuğ Diş . Geçen yıl eylül ayında mahalleden arkadaşlarıyla birlikte bir düğüne gitti. Gençler daha sonra Dere Mevkisi’ne giderek eğlenmeye devam etti. Bu sırada R.K. tabancasını çıkartarak havaya ateş açtı. O kurşun arkadaşlarıyla yer sofrasında oturan Göktuğ’un gençliğine, hayallerine, umutlarına son verdi...
ŞANLIURFA’da evinin damında düğünü izliyordu Zehra Gül (12). Komşu evden gelin çıkarılacaktı. Çocuksu bir merak yerleşmişti yüzüne. Birkaç dakika sonra bir kurşun soldurdu gülen gözlerini, yaşamdan kopardı. Ağıtlar yakılırken bir yakını şöyle dedi: “Yani bu kurşunlar nedir. Bu silahları düğünlerde yasak edin.” Zanlı Mehmet Gezergül’ün savunması şöyleydi: “Ben de herkes gibi havaya ateş ettim.”
UMUT Vakfı’nın basına yansıyan olaylardan derlediği rakamlara göre, bu yılın başından 18 Ekim’e kadar gerçekleşen 2 bin 765 silahlı olayda, 1722 kişi öldü, 2 bin 874 kişi yaralandı. Vakfın raporuna göre Türkiye’de en az yüzde 85’i ruhsatsız 25 milyon bireysel silah olduğu tahmin ediliyor. Bu yılın 22 Eylül’üne kadar işlenen bireysel suçlarda ateşli silahların kullanımı yüzde 79.76. Geçen yılla kıyaslandığında bireysel şiddette silah kullanımında yüzde 3.08, 2015 ile kıyaslandığında da 5.76’lık artış var. Resmi rakamlara göre ruhsatlı silah sayılarında azalma, ruhsatsız silah alımında artış var. 2015’te polis sorumluluk bölgesinde 100 bin 836 silah ruhsatı verilirken, bu yılın eylülüne kadar bu sayı 63 bin 453 oldu. Son 10 yılın suç istatistiklerine bakıldığında ruhsatlı ateşli silahlarla işlenen suç sayısı 25 bin 547, ruhsatsız silahla işlenen suç sayısı 159 bin 123.
Osmaniye’de oğlu için davullu zurnalı düğün yapmak isteyen Mustafa Çankal’ın komşularından bir ricası vardı. Ve bu ricayı, sokağın girişine astığı şu pankartla duyurdu: “Tatlı düğünümüzü acıya çevirmeyelim. Lütfen silah atmayalım...” Ve istediği gibi oldu, silah atılmadan bitti düğün. Çankal haklıydı, çünkü Türkiye’de ‘bireysel silahlanma’ binlerce kişinin düğünde halay çekerken, yolda yürürken, parkta oynarken, evde uyurken ölümüne neden oldu. Türkiye en son, Helin Palandöken’in 13 Ekim’de Mustafa Yetgin tarafından pompalı silahla katledilmesinden sonra konuşmaya başladı silahlanmayı. Ve daha önce de olduğu gibi bir sonraki cinayete kadar şimdilik herkes sustu. Oysa bu sorun cinayetten cinayete değil, her zaman ses çıkarılması gereken bir boyuta ulaştı. İnsanlar artık internetten, tişört seçer gibi silah seçiyor. O silahın bir gün patlayabileceğini, en yakınındaki canı alabileceğini bile bile ‘satın al’ butonuna basıyor. Hürriyet, mağdurların, bu konuda farkındalık yaratanların sesine ses vererek ‘Bireysel silahlanmaya hayır’ diyo