Tahliyesini kutlamak için sofra kurulan Yarbay Ahmet Tatar, ikinci yakalama kararını bu sırada öğrendi. Herkesin morali bozuldu. Sabahleyin intihar etti.Beykoz’daki Deniz Kuvvetleri’ne ait lojmanda tabancasıyla intihar eden Deniz Yarbay Ali Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar, kardeşinin kendisi hakkında çıkan ikinci tutuklama kararına isyan ettiğini belirterek, “Cumartesi sabahı hep birlikte evden çıkacaktık. Biz aşağı indik. O yukarıdaydı henüz inmemişti. Bir anda silah sesi duyunca hemen yukarı banyoya koştum. Kardeşim kanlar içinde yerde yatıyordu. O an ne yapacağımı şaşırdım. Hemen kucaklayıp, yaşayıp yaşamadığını öğrenmek için başımı göğsüne dayadım. Kalbi hâlâ çalışıyordu. ‘Ambulans çağırın’ diye bağırdım. Ambulans geldi ama kurtaramadık” dedi. Acılı ağabey, kardeşinin ölmeden önceki gece yazdığı mektupta Ankara Karşıyaka Mezarlığı’nda, babasının yanına gömülmeyi vasiyet ettiğini söyledi. Milliyet gazetesinde yer alan habere göre, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç ile dönemin Donanma Komutanı olan Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit’e yönelik suikast planıyla yürütülen soruşturma kapsamında 5 Aralık’ta tutuklandıktan sonra itiraz üzerine 16 Aralık’ta serbest bırakılan ancak 19 Aralık’ta hakkında ikinci kez yakalama emri çıkartılınca intihar eden Yarbay Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar, kardeşinin son iki gününü anlattı.‘Kutlayacaktık’Kardeşinin serbest bırakılmasının ardından cuma günü Ankara’dan kardeşi, eşleri ve çocuklarıyla İstanbul’a gittiklerini anlatan Ahmet Tatar, “Kardeşim serbest bırakıldığı için biz de ailece toplanıp İstanbul’a gittik. Orada serbest kalmasını kutlayacaktık. Cuma günü İstanbul’daki evindeydik. Herkes çok mutluydu. Sofra falan kuruldu. O sırada evinin bulunduğu lojmanlardaki Komutanlık’tan çağırdılar. Orada hakkındaki tutuklama kararını bildirmişler. Eve geri döndüğünde isyan halindeydi. Biz de, ‘Buna da katlanacağız. Bunun da üstesinden gelirsin’ diyerek, kendisini sakinleştirmeye çalıştık. Tutuklamadan dolayı zaten morali bozulmuştu. Bu ikinci yakalama kararıyla moral olarak adeta çöktü. Serbest bırakılmasını kutlayacakken, bu haber hepimizin moralini altüst etti. Kimse sofraya bile dokunmadı” dedi.‘Sadece vasiyetini yazdı’Kardeşinin intihar mektubu bıraktığı şeklindeki haberlere de tepki gösteren Ahmet Tatar, kardeşinin intihar değil, defin yerine ilişkin bir mektup bıraktığını belirterek, şöyle devam etti: “Kardeşim yakalama haberini aldıktan sonra cuma gecesi bir mektup yazmış. Biz bile içeriğini doğru düzgün bilmezken, başkaları nasıl oluyor da yazıp çiziyor anlayamıyorum. Mektup Askeri Savcılık’ta. Kardeşim mektupta ‘Beni babamın yanına gömün’ diye vasiyette bulunmuş.”‘Bir daha kaldıramam’Tatar’ın Ankara’daki babaocağı taziye evinde derin bir hüzün yaşanıyor.Tatar’ın evine dün de 7 kişilik CHP heyeti taziye ziyaretinde bulundu. Nilüfer Tatar, eşinin, “İlk tutuklama gerekçesinde, Doğu Perinçek’le görülmesi soruluyor. Oysa, söyledikleri tarihte Doğu Perinçek cezaevinde. Eşim bana, ‘Ben bir daha gidersem artık oradan sağ çıkamayacağım, girenler çıkamıyor’ demişti. Sanıyorum bu duygularla intihara yöneldi” dedi. Ağabey Ahmet Tatar da şöyle konuştu: “Bizim içimiz yanıyor. Ama, Türkiye’de de büyük bir hukuksuzluk yaşanıyor. İnsanlar hiç olmadık, hiç hak etmedikleri şeylerle suçlanıyor. Kardeşim Atatürk, laik cumhuriyete bağlıydı. Ortaya atılan pervasız iddialarla hiçbir ilgisi yok. Bir suç atıyorsun, o insan, ailesi ve yakınları ne yapar kimse düşünmüyor. Her şeyin iradesi TBMM’de bunları dile getirmek lazım.”