Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi İpek Kıraç, ideallerini gerçeğe dönüştürmeye cesaret etmiş bir “eğitim gönüllüsü” olan annesi Suna Kıraç’ın izinden giderek iki yıl önce “Suna’nın Kızları” projesini başlattı. “Kız çocukların nitelikli eğitime erişmesi yalnızca kendilerinin ve ailelerinin refah düzeylerini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda kadın istihdamı, ekonomik büyüme, toplumsal cinsiyet eşitliği, iklim direnci, halk sağlığı, toplumsal istikrar gibi stratejik konuları da olumlu yönde etkiliyor” diyen İpek Kıraç, meselenin sadece kız çocukların okullulaşması olmadığının altını çizdi.
Koç Holding'in kurumsal yayın organı Bizden Haberler'e açıklamalarda bulunan İpek Kıraç, projenin çıkış noktası, hedefi ve yol haritasını anlattı.
Kıraç, projenin nasıl yaratıldığı ile ilgili olarak, "Annem çok başarılı bir iş insanı olmasının yanında, eğitime gönül vermiş ve hatta bana göre o dönem özellikle çocuk ve gençler için eğitim sisteminin kaderini değiştirebilecek nitelikte mücadelelere girişmiş gerçek bir eğitim insanıydı. Neredeyse yaptığı her açıklamada, attığı her adımda eğitime dair bir iz görüyorsunuz. Tam da bu sebeple çok uzun zamandır eğitim üzerine kafa yoruyordum. Annemin bıraktığı yerden nasıl devam edebiliriz diye düşünüyordum" dedi.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin köklerinin hem çok derinlerde hem de çok boyutlu olduğunu kaydeden Kıraç, "Erken yaşta evlilikler hem kız hem oğlan çocuklar için son derece zararlı ve tüm çocukların iyiliği için bu mesele ile mücadele etmemiz gerekiyor. Ancak sırf resmi nikâh oranlarına baktığımızda bile, 16-17 yaş grubunda evlenen kız çocuk sayısının, oğlan çocuk sayısının 18 katı olduğunu görüyoruz. OECD tarafından paylaşılan verilere göre, 2019 yılında 20-24 yaş grubundaki kadınların yüzde 44’ü ne eğitimde ne istihdamda. Aynı yaş grubundaki erkekler için ise bu oran yüzde 22. Her alanda karar alıcılara baktığımızda da benzer bir durum görüyoruz. TÜİK İstatistiklerle Kadın 2021 verilerine göre, şirketlerde üst düzey ve orta kademe yönetici pozisyonundaki kadın oranı da, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kadın milletvekili oranı da, erkeklerin 5’te 1’i civarında. Gündelik hayatımıza dair en temel meselelerden uzun vadeli sonuçları olacak en kritik konulara kadar kararları alan 5 yöneticiden sadece 1’i kadın" bilgilerini paylaştı.
Konuyu bütünsel bir yaklaşımla, pek çok farklı açıdan ele almak gerektiğini söyleyen Kıraç, "Biz kız çocukların okullulaşması alanında elde edilen tüm kazanımları çok önemli görüyoruz. Ancak şimdi bu kazanımlardan faydalanarak, hep birlikte daha derinlerdeki yapısal meselelere odaklanmanın zamanı geldi diyoruz. Artık mesele kız çocukların sadece okula erişimi ile sınırlı değil. Onların güvende olduğu ve potansiyellerini tam olarak hissedip gerçekleştirebilecekleri bir ortam yaratmak zorundayız" dedi.
Kız çocukların nitelikli eğitime erişmesinin yalnızca kendilerinin ve ailelerinin refah düzeylerini artırmakla kalmadığını vurgulayan Kıraç, "Aynı zamanda kadın istihdamı, ekonomik büyüme, toplumsal cinsiyet eşitliği, iklim direnci, halk sağlığı, toplumsal istikrar gibi stratejik konuları da olumlu yönde etkiliyor. Deyim yerindeyse, onların hayatın bir evresinde o ya da bu şekilde 'elekten düşmesini' önleyen bir ekosistem kurmak zorundayız. Eğer bu eleği en dezavantajlı topluluklarda yaşayan kız çocukların bile düşmeyeceği şekilde sıkı tutabilirsek, oğlanlar da dahil tüm çocuklara katkı sağlamış olacağız. Neticede bu temel hedefle yola çıktık" dedi.
'Suna’nın Kızları' projesinin detaylarından da bahseden Kıraç, "Suna ve İnan Kıraç Vakfı çatısı altındayız. Biz klasik anlamda bir proje ya da kampanya kurgulamıyoruz. Amacımız, bu alanda çaba sarf eden bütün sivil toplum örgütlerinin, veri toplayıcıların ve karar alıcıların aynı hedef etrafında birlikte düşünmelerini ve çalışmalarını sağlamak. Kız çocukların hayallerini gerçekleştirme yolunda desteklendiği, hayata eşit katılımı mümkün kılan bir gelecek sağlayabilmek için, duygusal ve bedensel olarak iyi hâlde olmalarını, öğrenmeye kesintisiz, yaşam boyu devam edebilmelerini, eğlenmeye ve dinlenmeye vakit ayırabilmelerini, baskı altında kalmadan yaşayabilmelerini ve kendileriyle ilgili karar verebilmelerini sağlayan bir ekosistem oluşturmayı amaçlıyoruz" diye konuştu.
Suna Kıraç'ın bıraktığı yerden yola çıktıklarını aktaran İpek Kıraç, "Ondan ilham aldığımız bu yolculuk onun ismiyle anılsın istedik. Ayrıca kız çocuklarının eşit haklara erişimi bakımından nesillere yayılmış bir mücadeleyi ve kazanımları çok önemsiyoruz. Bu nesiller arası dayanışmayı vurgulamak açısından da 'Suna’nın Kızları' çok anlamlı bir isim. En az annem kadar kararlıyız, onun kadar mücadele etmeye hazırız ve elimizi taşın altına koymaktan çekinmiyoruz" ifadelerini kullandı.