Polis baskınıyla el koyulan İpek Medya Grubu'na atanan ve Bugün gazetesindeki yazı işleri toplantısı sırasında gazetecileri işten atmasıyla gündeme gelen kayyum Hasan Ölçer, "Karar tebliğ edilmedi, Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilmedi, gibi savunmalar çok lüzumsuz fantezilerdir. Dolayısıyla boşuna yaygara kopartıldı" savunması yaptı. Ölçer, polisin sert müdahalesini ise şu sözlerle savundu:
"Kendilerini zorla gözaltına aldırmak, yerlerde sürükletmek, Türkiye'yi, dünya kamuoyu önünde küçük düşürmek, imajını zedelemek adına birtakım faaliyetlerin yapılacağı çok açık şekilde belliydi.”
Star'a konuşan kayyum Hasan Ölçer'in açıklamaları özetle şöyle:
"Mahkeme kararında, 'Kayyum tayini zorunlu görülmüştür. Devletimizin yapısına yönelik, hükümeti yıkmaya, değiştirmeye, hükümetin görevlerini yapmaya engel olmaya çalıştığı iddia edilen Fethullahçı Terör Örgütü-Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ-PDY) faaliyetlerine katılan, yardımve yataklık yaptığı raporlarla belirtilen şirketlerin, sevk ve idaresi kayyumlara devredilmiştir' deniyor. Bütün hukuki prosedür, vecibeler, gereklilikler tamamen yerli yerindedir.
Bilirkişi raporlarında 'Bu şirketler, terör örgütüne yardımve yataklık yapıyor, finansman sağlıyor, kaynak aktarıyor. Birinci vazifemiz, finans kaynağını kesebilmek, bu konuya ilişkin de geriye doğru şirketler içerisindekimali ve finans yapılanmasının teröre nasıl kaynak teşkil ettiğinin ortaya çıkartılmasıdır.
Meselenin hukuki boyutunun, mahkeme tarafından çok net çizilmesine rağmen kamuoyunda yanlış ve eksik bilgilendirme yapıldığını aktardı.Mahkeme kararının tebliğ edilmesine gerek kalmadan harekete geçilmesi şarttı.
Çünkü buraya yönelik verilen karar, ticaret mahkemesinden çıkmadı. Ticaret mahkemesinin vermiş olduğu bir tedbir kararı olsa, belki bu olabilirdi. Onun prosedürü farklıdır.Mahkeme böyle bir karar verdikten hemen sonra ajanslar aracılığıyla bütün dünya kayyumatandığı haberini duydu. 'Karar tebliğ edilmedi, Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilmedi' gibi savunmalar çok lüzumsuz fantezilerdir. Dolayısıyla boşuna yaygara kopartıldı.
Yani çok somut olarak şu kişiyi bu kadar alıyor demeyeyim ama bir yazar aylık 30-40 bin lira kadar bir ücret alıyor. Bir genel yayın yönetmeni, hemgazetedenmaaş, hem yazdığı için telif hemde televizyonda yaptığı programnedeniyle para alıyor. Ayrıca farklı şirketlerden şunu almış bunu almıştır. Bunları topladığınızda 30-40 bin lirayı buluyor. Aylık net 50 bin lira ücret alanlar bile var. Bunların brütlerini de hesaba kattığınızda aylık 60-70 ve 80 bine varan ücretler var.
Ayrıca kadrolar da çok şişirilmiş. Ha bunlar niye? Militanlık yapsınlar diye. Daha çok bağırsınlar diye yapılmış görevlendirmeler. Medya kuruluşları, tamamıyla FETÖ vePDY lehine propaganda yapsın diye kadrolar daha fazla abartılmıştır. Nazlı Ilıcak, Gültekin Avcı veOrhan Kemal Cengiz telifle çalışmışlar. Bunlardan artık yazı talep etmediğimiz için sözleşmelerini iptal etmiş olduk.
Kendilerini zorla gözaltına aldırmak, yerlerde sürükletmek, Türkiye'yi, dünya kamuoyu önünde küçük düşürmek, imajını zedelemek adına birtakım faaliyetlerin yapılacağı çok açık şekilde belliydi. Yaptığımız görüşmeleri sosyal medyada paylaşanların sürekli yaptıkları iş, kişilerin özel hayatına müdahil olmak, özellerini deşifre etmektir.
Halkımızdan kurban, zekat, fitre parası ve okullara, öğrencilere yardım şeklinde toplanan paralar, bu şirketler vasıtasıyla piyasaya sokulduğu ve aklandığı konusunda ciddi şüpheler var diyor Cumhuriyet Başsavcılığı. Bu iddia sabit olursa farklı yaptırımları olacak. Bu saf, temiz Anadolu insanın parasıdır.
Hasan Ölçer, Ankara'da görüştükleri Melek İpek'e "Bu şirketlerin bir kuruşu bizim için namustur. Bu konuda herhangi bir endişeniz ve sıkıntınız olmasın. Biz bu paraların her kuruşunu korumak ve çarçur edilmesini önlemek için buradayız" dediğini söyledi.