Irak'taki hükümet karşıtı protestocular, Şiilerin kutsal şehri Kerbela'daki İran Konsolosluğu önündeki şiddet olaylarının ardından, Pazartesi günü de başkent Bağdat'taki Başbakanlık ofisine ve devlet televizyonuna yürümek istedi. Iraklı güvenlik güçlerinin protestoculara gerçek mermi kullanarak ateş açtığı, olaylarda en az 4 kişinin hayatını kaybettiği bildiriliyor.
Haber ajansları Iraklı protestocuların, biber gazı da kullanan güvenlik güçlerine taş atarak karşılık verdiklerini, sokaklarda lastikleri yaktıklarını ve barikat kurduklarını bildiriyor.
Fransız haber ajansı AFP, "aşırı güç kullanımı" eleştirileri altında olan polisin Bağdat'ta protestoların yeniden başladığı 24 Ekim'den beri göstericilere ilk kez gerçek mermi kullandığını yazdı.
Irak Sağlık Bakanlığı, Bağdat'taki hükümet karşıtı gösterilerde 4 kişinin hayatını kaybettiğini, 35 kişinin yaralandığını açıkladı. Ölenlerden birinin bir polis yetkilisi olduğu iddialar arasında.
Pazar gecesi Irak güvenlik güçlerinin ateş açması sonucu Şiilerin kutsal kenti Kerbela'daki İran Konsolosluğu önündeki şiddetli protestolarda 3 kişi hayatını kaybetmişti. Protestocular binaya havai fişek atmış, İran bayrağını da ele geçirmeye çalışmıştı.
Bağdat'taki protestocular ise günlerdir Dicle Nehri'ni aşarak hükümet binalarının bulunduğu yoğun güvenlik önlemleri altındaki Yeşil Bölge'ye girmeye çalışıyorlardı.
Associated Press haber ajansı, güvenlik güçlerinin göstericileri Cumhuriye ve Sinek köprülerindeki barikatlardan biber gazı ve plastik mermi kullanarak geri püskürttüğünü, ancak göstericilerin daha kuzeydeki Ahrar Köprüsü'nden bölgeye doğru ilerlediklerini bildirdi.
Protestocular Sinek Köprüsü'ne barikat kurduIraklı ilk yardım ekipleri Ahrar Köprüsü'nde yaralanan bir protestocuya müdahale ediyorGece de devam eden protestolarda göstericilerin ilerlemesini engellemek için güvenlik güçlerinin Ahrar Köprüsü'ne beton bariyer ördükleri belirtiliyor.
Binlerce Iraklı başkent Bağdat ve ülkenin güneyindeki Şii ağırlıklı bölgelerde 1 Ekim'den beri hükümet ve siyasi elitin görevden çekilmesi talebiyle protesto gösterileri düzenliyor.
Protestolar yolsuzluk, işsizlik ve kamu hizmetlerinin yetersizliği üzerine patlak verdi. Protestoların başladığı tarihten beri en az 250 kişi hayatını kaybetti.
Pazartesi günkü protestolar, Başbakan Adil Abdülmehdi'nin protestoculara sokaklardan çekilmeleri ve hayatı normale döndürmeleri çağrısı yapmasından bir gün sonra geldi.
Başbakan Abdülmehdi Pazar günü pazarlar, fabrikalar, okullar ve üniversitelerin yeniden açılması çağrısı yapmış, petrol sahalarına yönelik tehditlerin ve yolların kapanmasının ülkeye milyar dolarlara mâl olduğunu ve fiyatları artırdığını söylemişti.
Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih de, parlamentonun yerine geçecek bir isimde uzlaşması halinde, Başbakan Abdülmehdi'nin istifa etmeye hazır olduğunu açıklamıştı.
Haber ajansları, Iraklı protestocularının öfkesinin artan bir şekilde İran üzerinde yoğunlaşmaya başladığını, bunun nedeni olarak da Tahran'ın Irak'taki hükümet, Şii politik fraksiyonlar ve paramiliter gruplarla yakın ilişki içerisinde olmasını gösteriyor.
Irak Dışişleri Bakanlığı, Konsolosluğa yapılan saldırıyı kınadı, diplomatik misyonların güvenliğinin "aşılmaması gereken bir kırmızı çizgi" olduğunu söyledi. Ancak protestocuların Pazartesi akşamı Konsolosluk önünde yeniden toplandıkları bildirildi.
Reuters geçen hafta ülkedeki güçlü bir siyasi partinin, Abdülmehdi'den desteğini çekmeye hazırlandığı sırada, İran Devrim Muhafızları'ndan bir generalin katıldığı Bağdat'taki gizli bir toplantının ardından bu fikirden vazgeçtiğini duyurmuştu.
İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney Irak ve Lübnan'daki protestoları sert bir biçimde eleştirmiş, olayları ABD ve diğer ülkelerin komplosu olarak nitelendirmişti.