Irak yine şiddet sarmalında

Irak yine şiddet sarmalında

Son haftalarda Irak'ta hükümet binalarına düzenlenen saldırılar artış gösteriyor. Ayrıca ülkede El Kaide'ye yakın gruplar başkent Bağdat'a 50 kilometre uzaklıktaki Felluce kentini kontrol altına alırken, hükümet karşıtı milisler de El Anbar vilayetinin başkenti Ramadi'de bir semti ellerinde tutuyor.

Çatışmalar neticesinde ülkedeki insani kriz de büyüyor. Birleşmiş Milletler tarafından verilen rakamlara göre El Anbar vilayetinden kaçan mültecilerin sayısı 140 bine ulaştı. Friedrich Naumann Vakfı'ndan Irak uzmanı Falko Walde ülkenin son yılların en büyük mülteci sorunuyla karşı karşıya kaldığını söyledi:

"Irak, iç savaşın en sert geçen dönemi 2006 - 2008 yıllarından sonra ilk kez tekrar bu çapta bir mülteci sorunuyla karşı karşıya. Bunun yanı sıra zaten hali hazırda ülke içinde yer değiştirmiş olan bir milyondan fazla Iraklı mülteci olduğu biliniyor. Öte yandan gerekli olanakları sahip olmadığı için kaçmayı başaramayan insanlar da var. Yani oradaki şartlar gerçekten oldukça zor. Çoğu insan içler acısı durumda ve çatışmalar nedeniyle yardım kuruluşlarıyla iletişime geçemiyor. Bu çatışmalar sırasında istikrarlı bir yardım koridoru oluşturulması ise imkansız görünüyor."

Ülkedeki çatışmaların başlıca sebebi Sünni - Şii sürtüşmesi. Suriye ve Ürdün'e komşu olan El Anbar vilayetinde nüfusun çoğunluğu Sünnilerden oluşuyor. Ancak Irak'ın geri kalanında Şiiler çoğunlukta. Saddam Hüseyin diktatörlüğü sırasında Sünniler yönetimde ağırlıktaydı. Fakat bugün dengeler değişti. Irak Başbakanı Maliki Şii mezhebinden.

"Sünniler kendini dışlanmış hissediyor"

Merkezi Amman'da bulunan El Kuds Siyasi Çalışmalar Merkezi'nin başkanı Oraib el Rantavi, Maliki'nin uyguladığı siyaset nedeniyle Sünni halkın kendini dışlanmış hissettiğini belirterek "Hükümet, Sünnilerin taleplerini dikkate almıyor. Bu nedenle Maliki hükümetine karşı kızgınlar ve Bağdat'taki hükümet tarafından dışlanmanın verdiği bir hayal kırıklığı yaşıyorlar" diye konuştu. El Rantavi insanlardaki bu kayal kırıklığının radikal gruplar tarafından istismar edildiğini de sözlerine ekliyor.

Amerika Birleşik Devletleri ve İran ise El Kaide'ye yakını örgütlerden gelen tehlikenin farkında oldukları için Başbakan Maliki'ye destek veriyor. Washington, ülke içerisinde otoriter yönetim biçimi nedeniyle eleştirilere maruz kalan Maliki'ye modern helikopterler gönderiyor.

"Maliki'yi zor günler bekliyor"

Ancak Falko Walde'ye göre her ne kadar dışarıdan destek alsa da Maliki'yi özellikle nisan ayında yapılacak seçim öncesinde zor günler bekliyor.

Walde, "Başbakan Maliki üçüncü kez seçimlerden galip çıkmak istiyor. Eğer kısa zaman içerisinde güven ortamını sağlayamazsa, ülkedeki Şiilerin de güvenlerini kaybedebilir. Başbakan sadece askeri çözümle olayları dindiremeyeceğe benziyor. Tam tersine, böyle bir müdahale söz konusu olduğunda olaylar daha da alevlenebilir. Bence ortak çalışmalar yürüten bir güvenlik stratejisi ve artırılan diyalogla hem radikal güçleri zayıflatır hem de Sünni siyasetçi ve hatırı sayılır aşiret adamlarıyla bağlantı kurar" diyor.

El Kuds Siyasi Çalışmalar Merkezi Başkanı Oraib el Rantavi de Başbakan Maliki'nin hata yapma lüksünün kalmadığını belirterek "Maliki'nin sadece Sünni değil, Şii kesimde de çok rakibi var. Bu rakipler onun yenilgisini koz olarak kullanıp konumundan etmeye çalışacaklardır" diye sözlerini sürdürdü.

El Rantavi bu nedenle kısa veya orta vadede Maliki'nin Sünni kesimleri de tatmin edecek adımları atması gerektiğini sözlerine ekliyor.

Diyalog çıkmazda

Fakat ülkede Sünni ve Şiiler arasındaki diyaloğun ilerlediği söylenemez. El Rantavi, Bağdat hükümetinin Şiilerin talepleri ve El Kaide'nin istekleri arasında fark gözetmediğini ekliyor.

Friedrich Naumann Vakfı'ndan Falko Walde de öngörülerini şöyle özetledi:

"Bir yandan Amerika'dan gönderilecek ağır silahlarla yapılacak askeri operasyonlar çoğalacak. Ama diğer yandan da Sünni kesimleri kontrol altında tutabilmek için diyalog ve onlarla yapılacak ortak çalışmalara da ağırlık verilecektir."