Iraklı Türkmen Bakan: Kerkük'ün çözümü Bağdat'ta

Nuri El Maliki & Turhan Müftü

Irak’ın petrol zengini Kerkük kentinde Türkmenler iki ayrı liste ile seçimlere katılıyor. Irak Başbakanı Nuri Maliki’nin Türkmen bakanı Turhan Müftü, seçimlere neden Irak Türkmen Cephesi ile girmediklerini Al Jazeera Türk’ten Can Hasasu’ya anlattı.

Iraklı Türkmen oyları 2005 ve 2010 seçimlerinde mezhepsel kutuplaşma nedeniyle bölünmüştü. Son genel seçimlerde Irak’ta mezhep gerginliği sürse de Türkmenler bunu aşmayı başardı. Ama seçimlere gene iki parti olarak giriyorlar. Irak Türkmen İttifakı (ITİ) Başkanı Turhan Müftü’ye göre iki Türkmen partisi olması bölünmeyi değil, çok sesliliği gösteriyor:

“Bugün Kerkük’te Türkmenleri iki ana liste temsil ediyor. Bunu bölünmüşlük olarak yansıtmak yanlış olur. Kürtler, Sünni ve Şiilere baktığınızda her biri on partiye bölünmüş durumda. Aslında başta tek parti olarak seçimlere katılmak istemiştik. Irak Türkmen Meclisinin oluşturduğu komisyon bununla ilgili bir çalışma yaptı. Halkımızın genel temayülü de ortak liste yönünde idi. Ama Irak Türkmen Cephesi ortak liste ile sandığa gitmekten son anda vazgeçti. Fikirlerine saygı duyuyoruz. Aramızda dargınlık, küslük yok.”

İkisi de Türk Milliyetçisi, ikisi de Irak ulusalcılığını savunuyor ve ikisi de Kerkük’ün Irak’ın bir parçası olması gerektiğini düşünüyor. Irak’ta mezhepsel tansiyon her geçen gün yükselirken her iki Türkmen listesi de Sünni ve Şii tarafları bir araya getirmeyi başardı. Cephe ve İttifak arasındaki farkı Turhan Müftü şöyle açıklıyor:

“İlkesel olarak bir farkımız yok, hedeflerimiz de aynı. Tek farkımız hedefe ulaşmak için izlediğimiz yol. Biz, Türkmenlerin sorunlarının ancak Bağdat’ta çözüm bulacağını düşünüyoruz. Muhalefet ile ittifak kurarsanız, muhalif olursunuz. Vatandaşlarımızın büyük bir çoğunluğu devlet memuru. Çocuklarımız okullar bitirdi ve tayin olmak istiyor. Bu sorunların çözümü Bağdat’taki bakanlıklardan geçiyor. Bakanlıklarda etkili olmak için de stratejimiz muhalefeti değil, iktidarı desteklemek olmalı.”

 

Maliki'nin Türkmen prensi

 

Son Irak kabinesinde yer alan iki Türkmen bakandan olan Müftü, Başbakan Nuri El Maliki'nin gözde bakanı. Irak Türkmen Cephesi ona 'Maliki'nin Türkmen adayı' diyor. Müftü ise Cephe'yi, üstü kapalı bir şekilde, Türkiye ekseninde hareket etmekle suçluyor:

"Biz Türkmenlere herkes yardım edebilir, destek çıkabilir. Bundan memnuniyet duyarız. Ama bize herkes hakkımızı veremez. Hakkımızı almanın yeri Bağdat'tır. Üstelik bunu yapmak Bağdat'ın görevidir de. Kimseye minnet etmeden hedefimize ulaşmamız mümkün. Bize yalnızca istemek kalıyor."

Turhan Müftü, geçtiğimz dönem Irak Başbakanı Nuri El Maliki’nin kabinesinde yer aldı. Müftü, vilayetlerden sorumlu devlet bakanlığının yanısıra vekaleten İletişim bakanlığını da yürütüyordu. Yani iktidarın önemli bir üyesiydi. Müftü, yeniden seçilmesi halinde geçen dönem başlattığı çalışmaları tamamlamak istiyor:

“Bakanlığım sırasında ‘Trükmen Hakları Kanunu’ nu hazırladık. Bakanlar kurulunun onayı ile meclise gönderdik. Dokuz aydır kanun mecliste bekliyor. Telafer ve Tuzhurmatı’nın il olması için teklif sunduk. Ocak 2014’ten beri mecliste bekliyor. Yeniden seçilirsem 24 saat Türkmence yayın yapacak yeni bir devlet televizyonu kuracağız. Başladığımız işi bitirmek için daha güçlü bir şekilde meclise girmemiz gerekiyor."

 

Türkmenlerin kılına dokunamayacaklar

 

Müftü'nün seçim kampanyası boyunda kendisine çok sayıda güvenlik görevlisi eşlik etti. Polis ve ordu birlikleri kampanya bölgelerinde geniş güvenlik önlemleri aldı. Son zamanlarda Tuzhurmatı ve Kerkük'te Türkmenleri hedef alan şiddet olaylarına rağmen Müftü seçim bölgesindeki en tehlikeli yerleri bile ziyaret ederek adeta gövde gösterisi yaptı. Korumaları eşliğinde, kurşun geçirmez yelek giymeden halkın arasına karışan Müftü'nin mesajı açık:

"Biz Türkmenlerin gerek polis gerekse ordu saflarında çok yetenekli subayları var. Bu teşkilatlar kurulurken Türkmenlere yeterince yer verilmedi. Ama biz yönetime geldiğimizde bu durum değişecek. Hem Türkmenler daha etkili bir şekilde güvenlik birimlerinde yer alacak, hem de Kerkük'ün güvenliğini düzelteceğiz. Kimse Türkmenlerin kılına bile zarar vermeyecek."