İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, nükleer anlaşmadan tek taraflı çekilen Washington yönetiminin er ya da geç müzakere masasına döneceğini ve kendilerinin tavrının da ABD'ye bağlı olduğunu söyledi.
Ruhani, Birleşmiş Milletler (BM) 73. Genel Kurulu görüşmelerine katılmak üzere bulunduğu New York'ta basın toplantısı düzenledi. İran Cumhurbaşkanı, BM Güvenlik Konseyi'nin bu akşamki gündemiyle ilgili üyelerin tamamının ABD'ye muhalefet ettiğini ve itirazlar nedeniyle toplantının İran yerine başka bir mesele üzerine yapıldığını aktardı.
New York'taki temasları sırasında 16 dünya lideriyle görüştüğünü ve hepsinin de nükleer anlaşmayı savunduğunu belirten Ruhani, ABD'nin attığı adım nedeniyle yalnız kaldığını ve diğer devletler tarafından eleştirildiğini dile getirdi.
Anlaşmadan çekilerek ABD'nin yanlış yaptığını söyleyen Ruhani, Washington yönetiminin 'zorbalığı bırakması, sözünde durması, kanunlara bağlı kalması ve insan haklarına riayet etmesi' durumunda bunu olumlu karşılayacaklarını ifade etti.
Müzakerelere geri dönüşlerinin ABD'ye bağlı olduğunu vurgulayan Ruhani, "(İran Dışişleri Bakanı Cevad) Zarif, Rex Tillerson ile görüştü. Bu konuda bir engelimiz yok. ABD nükleer anlaşmaya dönerse yeni şartlar oluşacaktır. Onlar çıktı ve onlar kusurlu" diye konuştu.
Ruhani, ABD'nin birçok tarafın imzaladığı bir anlaşmadan keyfi olarak çekilmesinin "yasa dışı" olduğunu savunarak, "ABD bir yanlış yaptı, ya geri döner ya da devam eder. Bu onun bileceği bir mesele. Fakat bir gün mutlaka dönecek, er ya da geç. Çünkü bu, ne ABD halkının ne de İran halkının yararına bir karardır. Hep birlikte hata yapan kişiyi hatasından geri çevirmek için çaba göstermeliyiz" değerlendirmesinde bulundu.
Yaptırımların ikinci aşamasının başlayacağı 5 Kasım'da yeni bir durum oluşmayacağını kaydeden Ruhani, ABD Başkanı Donald Trump'ın yapabileceğini yaptığını ve söylenenlerin 'sadece propaganda' olduğunu dile getirdi.
İran hükümetinin ABD'yi yalnız bırakan bir politika yürüttüğünü ileri süren Ruhani, Avrupa Birliği (AB) liderleriyle anlaşmaya taraf diğer ülkelerin nükleer anlaşmaya bağlı olduklarına işaret ederek şunları söyledi: "Bu taraflar da ABD'nin yaptırımlarını hafifletebilmek için çaba gösteriyor. Onların da adımları ve çabalarıyla ABD yaptırımlarından düşünülen süreden daha kısa bir zamanda çıkabileceğimizi düşünüyorum. AB liderleri arasında fikir ayrılığı yok, hepsi anlaşma konusunda kararlı."
İran Cumhurbaşkanı, hiçbir şekilde ABD ile savaşmak gibi bir düşünceleri olmadığını, bu ülkenin kanunlara göre hareket etmesini ve devletlerin egemenliğine saygı duymasını istediklerini bildirdi.
AB ile yaptırımların aşılması için temas halinde olduklarını ve şirketlerin rahat çalışabilmesi için gerekli tüm kolaylıkları sağlamak için çaba göstereceklerini aktaran Ruhani, "Çıkarımıza olduğu sürece nükleer anlaşmaya bağlı kalacağız. ABD yaptırımlarını ayaklar altına alan bir devlet olursa bu bizim için onur duyulacak bir davranış olur" dedi.
Ruhani, İran, AB ve 4+1 ülkeleri (Rusya, Çin, İngiltere, Fransa ve Almanya) tarafından önceki gün yayımlanan bildiriye ilişkin de şöyle konuştu:
"Açıklanan bildiri nükleer anlaşmanın korunması için atılacak adımlarla ilgiliydi. Mali konularda çalışabilmemiz için atılmış iyi bir adım. Fakat bizim beklentimiz bunun çok daha ötesidir. Onlar da bunu aşamalı olarak geliştireceklerini ve İran'ın anlaşmadan yararlanması için adım atacaklarını ifade ettiler."
Irak'taki İran'a yakın silahlı unsurların uygulamalarıyla ilgili bir soruya karşılık Ruhani, "İran'a sempati besleyenlerin yaptığından sorumlu değiliz, bölge insanı İran'la ilgili. Biz bölge unsuruyuz, ABD yabancı ülke. Bölge ülkeleriyle dostane ve iyi ilişkilerimiz var. Irak'ta referandum yapalım yüzde kaç ABD'yi istiyor. ABD Irak'ta hangi hakla istediğini yapıyor? ABD bölgede teröristleri destekliyor" ifadelerini kullandı.
Hasan Ruhani, Lübnan'daki Hizbullah hareketine ilişkin bir soru üzerine ise, "Hizbullah, Lübnan ve Suriye'de terörizme karşı savaşıyor ve bu ülkelerin halkının teveccühünü kazanıyor. IŞİD tüm dünyaya göre terörist bir örgüt, Hizbullah da ona karşı savaşıyor" görüşlerini paylaştı.
"İran'daki ABD'li ve İngiliz mahkûmlar için ne yapıyorsunuz?" şeklindeki soruya karşılık tutuklamalara yargının karar verdiğini belirten Ruhani, "Şahsım, Dışişleri Bakanlığı ya da hükümet görüşlerini açıklayabilir fakat nihai kararı biz vermiyoruz. Devletler bu konularda müzakereler yapabilir ve olumlu neticeler elde edebilirler" dedi.
Ruhani, çifte vatandaşlığı kendilerinin kabul etmediğini ancak bunun bir suç olmadığını ve İran'da çifte vatandaşlık nedeniyle kimsenin tutuklanmadığını öne sürdü.
İran'da döviz kurundaki yükselişle ilgili olarak da Ruhani, halkın yaşamını dövizle sürdürmediğini, temel gıdalar için kurun belli olduğunu ve serbest piyasadaki durumun ülkenin gerçekliğini yansıtmadığını ifade etti.