İran'da başörtüsünü düzgün takmadığı gerekçesiyle ahlak polisi tarafından gözaltına alındıktan üç gün sonra hayatını kaybeden 22 yaşındaki Mahsa Amini'nin ailesi, ölüm tehditleri aldıklarını ve protestolara katılmamaları konusunda uyarıldıklarını açıkladı.
Irak sınırında buluştuğumuz Amini'nin kuzeni Erfan Mortezai, "Ailemiz İslam Cumhuriyeti yetkililerinin büyük baskısı altında. Bu yüzden insan hakları örgütleri ya da İran dışındaki kanallarla konuşmuyoruz ve Mahsa'nın ölümüyle ilgili bir şey söyleyemiyoruz" dedi.
Mortezai, İran rejimine karşı savaşan İran Kürdistan Komala Partisi'nde bir Peşmerge savaşçısı.
İran yönetimi Mahsa Amini'nin ölümünden sora başlayan ve ülkenin her yerine yayılan protestoların arkasında "ABD ve İsrail gibi dış güçlerle yerli işbirlikçilerinin olduğunu" söylüyor.
Mahsa Amini, ailesi ve arkadaşları arasında Kürtçe ismi Jina olarak biliniyor.
Resmi belgelerde adının Mahsa Amini olarak geçmesinin nedeni İran'da bazı Kürtçe isimlerin yasak olması.
"Jina normal bir insandı. Politik biri değildi. Rejim türlü senaryolar uyduruyor ve dezenformasyon yapıyor. Onlara göre Jina benimle irtibat halindeydi. Onu eğittiğimi ve belli faaliyetlerde bulunması için geri gönderdiğimi söylüyorlar. Bu tamamen yalan."
Aldıkları tehditler nedeniyle aile üyelerinin can güvenliğinden endişe ettiklerini belirten Mortezai şöyle devam ediyor:
"İslam rejiminin işkencesi altındalar. Rejim yetkilileri bizi sahte Instagram hesaplarıyla tehdit ediyor. İran'daki aile üyelerine, protestolara katılmaları halinde öldürülebilecekleri söylendi. Ben de telefonda sürekli tehditler alıyorun. Beni şehirde görürlerse kaçırıp öldüreceklerini söylüyorlar."
Mortezai bana Mahsa Amini'nin daha önce yayımlanmamış bazı videolarını gösteriyor.
Bu videolardan birinde Mahsa, bir düğünde dans ediyor, rengarenk şalını sallıyor ve utanarak kameraya gülümsüyor.
Bir diğer videoda ise mezarlık başında gözyaşı döken ailesi var. Mezarın üzerindeki pasta Mahsa'nın kutlayamadığı 23'ncü yaşını temsil ediyor.
Mortezai ile buluşabilmek için dağlık İran-Irak sınırına gittim.
Dağ eteklerinin tozlu yollarında eşeklerinin üzerinde sığırlarını güden köylülerle karşılaştım.
Burası İranlıları birinci elden dinleyebileceğiniz nadir yerlerden biri. Bir minibüsle İran'ın batısındaki Sanandaj'dan gelen bir aileyle tanıştım. Ailelerini ziyaretten dönüyorlarmış.
Konuşmak istiyorlar ama görüntülerinin yayımlanmasının ya da adlarının çıkmasının taşıdığı ciddi riskler nedeniyle korkuyorlar.
"İran istihbaratı bizi öldürür" diyorlar. Ama artık değişim istiyorlar. Yolsuzluktan, baskıdan söz ediyorlar. Başörtüsünden farklı konulardan bahsediyorlar. Sistemin ruhlarını kararttığını, İran'ı sevdiklerini ama buradan korktuklarını söylüyorlar.
İran'da daha önce de protesto dalgaları yaşanmıştı. Ama rejim geri adım atmadı. Bu yüzden bundan sonra ne olabileceğini kestirmek güç.
Protestolar başka şehirlere de yayılırken Mahsa'nın kuzeni Mortezai, bu kez yakalanan ivmenin kalıcı olacağına inanıyor:
"İranlıların dirençli olduklarını ve yıllardır rejime karşı çıktıklarını unutmayalım. Ama şimdi insanlar devrimci. Şimdi kadınlar, işçiler, öğretmenler, sporcular ve sanatçılar sokaklarda Jina'nın ailesine destek verip tepkilerini ortaya koyuyorlar. Benim görüşüm protestolar devam edecek ve İslam Cumhuriyeti'nin yıkılmasıyla sona erecek."