İran Devlet Televizyonu, Devrim Muhafızları'nın Hürmüz Boğazı'ndan geçen İngiltere'ye ait bir tankere el koyarak İran kıyısına götürdüğünü, gerekli yasal işlemlerin yapılması için İranlı yetkililere teslim edildiğini duyurdu.
Ajansların ulaştığı İngiltere Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili, acil olarak konuyu incelediklerini ve bilgi almaya çalıştıklarını söyledi.
İngiltere hükümetinin acil durum komitesi de, olayla ilgili görüşmek üzere toplandı.
Devlet televizyonunda okunan Devrim Muhafızları'nın açıklamasına göre, gemiye "Hürmüzgan Eyaleti Denizcilik İdaresi'nin talebi üzerine el konuldu ve İran kara sularına çekildi."
İran'ın yarı resmi haber ajansı Fars da, geminin adını Stena Impero olarak duyurdu. Gemide 23 görevli vardı. Stena Impero'nun, "uluslararası denizclik kurallarına uymadığı gerekçesiyle" durdurulduğu ve İran kara sularına çekildiğini söyledi.
Stena Impero'yu işleten Northern Deniz İşletmeleri adlı şirketin yetkilileri, gemiyle bağlantı kuramadıklarını açıkladı.
Şirket yekilileri, İngiltere saatiyle 16.00 (TSİ 18.00) sıralarında Stena Impero'ya Hürmüz Boğazı'nda, uluslararası sularda Suudi Arabistan'a doğru giderken kimliği belirsiz botlarla birlikte bir helikopterin yanaştığını, ardından geminin kuzeye İran yönüne doğru hareket etmeye başladığı ve o saatten bu yana gemiyle irtibat kurulamadığını söyledi.
İngiltere Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt, İran’ın İngiltere’ye ait 2 gemiyi alıkoyduğunu duyurarak, bunun kabul edilemez olduğunu söyledi. İngiltere Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt, İran Devrim Muhafızları Ordusu tarafından alıkonulan Stena Impero isimli petrol tankerinin ardından 40 dakika sonra Liberya bandıralı İngiltere tarafından işletilen Mesdar isimli bir diğer petrol tankerinin de alıkonulduğunu açıklandı.
Hunt, "İki gemide de çok farklı milliyetlerden çalışanlar var, ancak anladığımız kadarıyla iki gemide de İngiliz vatandaşı yok. Tahran'daki büyükelçimiz İran Dışişleri Bakanlığı ile irtibat halinde, sorunu çözmeye çalışıyor. Biz de uluslararası ortaklarımızla yakın bir şekilde çalışıyoruz. Bu alıkoymalar kabul edilemez. Denizlerde yolculuk özgürlüğünün sağlanması ve bölgede her geminin güven içinde özgürce hareket etmesi çok önemli" dedi.
Hürmüz Boğazı'nda son haftalarda yaşanan gerilim, 4 Temmuz'da İran'a ait bir petrol tankerinin Cebelitarık Boğazı'nda İngiliz donanması tarafından durdurulması ve sonrasında yapılan karşılıklı sert açıklamalarından ardından başladı.
Geçen hafta da Reuters haber ajansına konuşan ABD'li askeri yetkililer, İngiltere'ye ait ham petrol taşıyan tankerin, İran kara sularına yakın bir bölgede, İran tarafından gelen beş bot tarafından durdurulmaya çalıştığı bilgisini vermişlerdi.
İngiltere Savunma Bakanlığı, İran donanmasına bağlı hücum botların BP'nin işlettiği tankerin yolunu kesmeye çalıştıklarını ancak İngiltere Kraliyet Donanması'na bağlı bir savaş gemisinin müdahalesi sonucu İran botlarının tankerden uzaklaştıklarını açıklamıştı.
BBC'ye konuşan İngiltere Savunma Bakan Yardımcısı Tobias Ellwood, tankerin, güzargahı değiştirilerek İran kara sularına yönelmesinin amaçlandığını söyledi. Başbakan Theresa May de, "kaygı duydukları" açıklamasını yapmıştı.
Ardından 11 Temmuz günü İngiltere, Hürmüz Boğazı'ndaki İngiliz bandıralı gemileri güvenlikleri konusunda uyardı.
İngiltere Kraliyet Donanması da, Basra Körfezi'ndeki ticari gemilere savaş gemilerinin eşlik etmesinin planlandığını duyurmuştu.
4 Temmuz'da İngiltere, Avrupa Birliği (AB) yaptırımlarını delerek İran'dan Suriye'ye ham petrol taşıdığını öne sürdüğü bir tankeri Cebelitarık Boğazı'nda durdurdu ve çalışanların ifadelerini aldı.
İngiltere'ye bağlı Cebelitarık özerk yönetimi, Grace 1 isimli tankerin Suriye'deki Banyas rafinerisine ham petrol taşıdığına dair güvenilir bilgiler olduğunu açıkladı.
Kaptanı tutuklandan gemi hâlâ İngiliz donanması tarafından limanda tutuluyor.
İran ve İngiltere arasındaki gerilim, bu olayın ardından büyüdü. İranlı Savunma Bakanı dâhil üst düzey yetkililerin İngiltere'ye yönelik "karşılık verilecek" açıklamaları devam etti.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, İngiltere'yi, Cebelitarık Boğazı'nda İran tankerinin durdurulmasının "karşılığı olacağı" konusunda uyardı. Cebelitarık Boğazı'ndaki olayı "aptalca bir davranış" olarak yorumladı:
"İngilizlere sesleniyorum, denizlerde güvensizlik yarattınız, kısa zamanda sonuçlarını göreceksiniz."
İngiliz hükümeti, İran kara sularında İngiliz ticari gemilerine yönelik saldırı riski seviyesini açıklamanın yapıldığı sırada en üst seviyeye çıkarmıştı. Hürmüz Boğazı'ndaki İngiliz bandıralı gemileri de güvenlikleri konusunda uyarmıştı
ABD Başkanı Donald Trump'ın, 2015'te P5+1 ülkeleri (ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa ve Almanya) ile İran arasında imzalanan nükleer anlaşmadan çekileceğini açıklamasının ardından, İran'a dönük yaptırımlar, 2018'de bazı istisnalarla birlikte yeniden başlatıldı.
Ancak 2 Mayıs'ta ABD, bu istisnalara da son verdiğini açıkladı ve İran'a yönelik geniş çaplı yaptırımlar başladı.
Bundan üç gün sonra da Amerikalı yetkililer, İran'dan gelecek tehditlere karşı Orta Doğu'nun çeşitli bölgelerine füze savunma sistemi ve savaş gemisi göndereceğini açıkladı.
8 Mayıs'ta İran'dan bir adım geldi. Nükleer anlaşmayı ihlâl edecek boyutlara ulaştırmadan, nükleer programındaki kısıtlamaları küçük ölçekte aşacağını duyurdu. Anlaşmaya taraf diğer ülkelerin İran'a yönelik yaptırımlara karşı ABD'yi dengelememesi halinde, daha ileri gidebileceği konusunda uyardı.
12 Mayıs'ta, ikisi Suudi Arabistan'a ait dört petrol tanker, Hürmüz Boğazı'nda saldırıya uğradı. ABD İran'ı suçlarken Tahran, suçlamaları reddetti.
Yaklaşık bir aylık sessizliğin ardından 20 Haziran'da İran, ABD'ye ait bir insansız hava aracını, 'kendi hava sahasına girdiği' gerekçesiyle düşürdü.
4 Temmuz'da İngiltere de gerilime dahil oldu ve Cebelitarık Boğazı'ndan geçen İran'a ait bir petrol tankerini durdurdu.