İran İçişleri Bakanı Abdurrıza Rahmani Fazli, 1979 devriminden sonra başörtüsü ile ilgili uygulanan yöntemlerde “başarılı olamadıklarını” ve örtünmenin savcılık ile polisin konusu olmaması gerektiğini söyledi. Halkın görüşünün alınarak daha geniş bir zeminde tartışılması gereken bir konu olduğunu ifade eden Fazli, örtünme konusunun hükümetin sorumluluğunda olduğunu belirtti.
Tesnim Haber Ajansında açıklamalarına yer verilen Fazli, ülkede uygulanan “başörtüsü zorunluluğu”na ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İran’ın Kum kentindeki dini eğitim kurumları ve Şii dini merciler ile yaptığı görüşmelere değinen Fazli, örtünme konusunun hükümetin sorumluluğunda olduğunu ve bu yüzden sürecin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için çaba gösterdiklerini ifade etti.
İran’da 1979 devriminden sonra başörtüsü ile ilgili uygulanan yöntemlerde “başarılı olamadıklarını” dile getiren Fazli, bu meselenin irşat polisleri, kolluk kuvvetleri ve savcılığın konusu olmaktan çıkarılması ve halkın da görüşünün alınarak daha geniş bir zeminde tartışılması gerektiğini kaydetti. İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Masume İbtikar, başörtüsünün baskı ve şiddetle uygulanmasına karşı olduklarını açıklamıştı. Ardından Tahran Cuma İmamı Ayetullah Seyid Ahmed Hatemi, cuma hutbesinde hükümetin bu yöndeki açıklamalarını eleştirerek başörtüsünün zorunlu olmaktan çıkarılmasını talep edenleri “Avrupa hayranı” olmakla suçlamıştı. Aralık 2017'de İranlı bir kadının, başörtüsü zorunluluğunu protesto etmek için başkent Tahran'daki İnkılab Caddesi'nde düzenlediği tek kişilik eylemin ardından, ülkede son günlerde "İnkılab Caddesi Kızı" olarak adlandırılan eylemler gerçekleştiriliyor.
İran'da başörtüsü zorunluluğuna uymamanın 2 ay hapis veya 50 bin tümen (yaklaşık 12 dolar) para cezası bulunuyor. Hapis cezası pek uygulanmazken, para cezasının kanunda belirtilenden yüksek alındığı öne sürülüyor.