İran işbirliğine hazır mı?

İran işbirliğine hazır mı?

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani AB'nin ülkesine uyguladığı yaptırımları kaldırmasından sonraki ilk Avrupa turuna çıktı. İran uzun yıllar, ABD, AB ve Birleşmiş Milletler'in koyduğu yaptırımlarla boğuştu. Yaptırımlar, İran'ın nükleer programını küçültmeye zorlamak amacıyla başlatılmıştı.

Yaptırımlar kalktığından beri yabanca yatırımcı ve İranlı işadamı ellerini ovuşturuyor. İran asıllı Amerikalı avukat Farhad Alavi, “İran ekonomisi yaptırımlardan çok çekti. Nefes alabileceği en küçük gedik bile İran'da büyük rahatlama yaratabilirdi” diyor. Ticari yaptırımlar konusunda uzmanlaşmış bir avukatlık bürosunda çalışan Alavi'ye göre yaptırımların kalkmasının İran ekonomisi üzerindeki olumlu etkilerini görmek için biraz beklemek gerekecek.

Yatırım cenneti

İran, kağıt üzerinde birçok bakımlardan yatırımcı için bulunmaz bir nimet. Bölgenin Mısır'dan sonraki en kalabalık nüfusuna sahip ülkesi olan İran, hammadde zenginliğinin yanı sıra iyi eğitim görmüş ve teknolojiye yatkın genç nüfusuyla da ilgi çekiyor. Dünya Bankası'nın tahminlerine göre İran bölgenin Türkiye'den sonraki en çok internet kullanılan ülkesi.

Ancak kötü altyapısı ve geceleme kapasitesinin sınırlı olması yabancı yatırımcı açısından risk doğuruyor. Devlet ağırlıklı ve karmaşık ekonomik yapısı da önemli bir handikap oluşturuyor. Yolsuzluk ve yasamanın şeffaflıktan uzak olması gibi olumsuz faktörler de yaptırımlarla birlikte ortadan kalkmayacak. Önümüzdeki beş yılda yüzde 8'lik ekonomik büyüme oranına ulaşması bu faktörlerin ortadan kaldırılmasına bağlı.

Siyasi ve mali problemler

Almanya - İran Ticaret Odası Başkanı Michael Tokuss, "dış borcu olmayan İran'ın dünya bankaları nezdinde ‘yağlı' müşteri olması gerektiğini" söylüyor. Ancak uluslararası ticaret açısından en büyük risklerden birini de İran bankacılığı oluşturuyor. Amerikan Maliye Bakanlığı nükleer anlaşmanın imzalanmasından sonra, Amerikan vatandaşlarının ve şirketlerinin İran yönetimiyle iş yapmasını yasaklayan bir yönetmelik çıkardı.

Buna göre İran ile ticarette kredi kartı ya da PayPal hesabı üzerinden ödeme yapmak mümkün olmayacak. İranlı avukat Alavi “İran yasalarının farklı yorumlanabilmesi ve henüz istikrar sağlanamamış olması bakımından bankaların İran'a güvenemediğini" söylüyor.

Siyasi gerginlikler de giderilebilmiş değil. Farhad Alavi, ABD'deki başkanlık seçiminden sonra ikili ilişkilerin farklı bir mecraya sürüklenebileceğini ve Amerikan Kongresi'ndeki Cumhuriyetçi çoğunluğun nükleer anlaşmayı önlemek için bütün imkânlarını kullandığını hatırlatıyor.

Yeni imkanlar, yeni hedefler

Alman iş çevreleri İran ile Almanya arasındaki ticari ilişkilerin çok canlı olduğu eski dönemlere dönmesini umuyor. Yaptırımlardan önce Almanya İran'ın ikinci büyük ticari ortağıydı.

Yaptırımların başlamasından sonra Çin boşluğu doldurmakta gecikmedi. Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinin İran ile iş yapabilmesi için elverişli fiyat vermesi ve Çin ve Hindistan gibi ülkelerle rekabet etmesi gerekecek.

Alman Ticaret Odası yine de umutlu. Önümüzdeki yıllarda Alman şirketlerinin İran'a yapılan ihracatı 5 milyar euro arttırabileceği hesaplanmış. Uzun vadede ihracat hacmindeki artışın 10 milyar euroyu bulabileceği de belirtiliyor.

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ülkesindeki yabancı sermaye yatırımlarının yılda 50 milyar doları bulmasını hedefliyor. Bazı uzmanlar ise bu azimli hedefin muhtemel ticari ortaklarla anlaşmazlığa düşülmesine yol açabileceği uyarısında bulunuyor. Tahranlı işadamı Gülverdi Gülistani, “Almanlar yerinde yatırım yapmak yerine İran'a mal satmaya önem veriyor. İran ise yerli üretimi arttırmayı, gençlere iş sahası açmayı ve sanayisini modernize etmeyi amaçlıyor”, diyor.

Güven yaratmak

İran'da yasaların bir günde değiştirilebileceğini ancak uygulanabilmesinin iki yıl alabileceğini belirten İran asıllı avukat Alavi, İran ile iş yapmak isteyenlere sabırlı ve temkinli olmalarını tavsiye ediyor.

Pratik sorunlara rağmen yaptırımların kalkmasının son derece önemli bir psikolojik faktör sayılması gerektiği ve ticaret ve yatırımlar açısından karşılıklı güven ortamı yaratılmasına yardımcı olacağı da Alavi'nin görüşleri arasında.

Farhad Alavi'ye göre nükleer anlaşmazlığa kadar İran'ın en önemli ticari ortakları arasında yer alan Almanya'nın İran pazarına dönmesi mümkün. İşadamı Gülistani de İran ile Alman sanayicileri arasındaki sıkı işbirliğinin kesintiye uğramamış olması bakımından ilişkilerin düzelmesinin bunun mantıki bir sonucu olacağını söylüyor.