İran kontrolsüz bir güce dönüşür mü

İran kontrolsüz bir güce dönüşür mü

İran nükleer programları nedeniyle uzun yıllardır uluslararası düzeyde dışlanıyor. Bu nedenle yaptırımlara maruz kalıyor. Şu sıralarda ise yaptırımların kaldırılabileceği konuşuluyor. Çin, Fransa, Almanya, Rusya, İngiltere ve ABD'den oluşan 5 +1 ülkeleriyle sürdürülen görüşmelerin ardından İran'ı uluslararası izolasyondan kurtaracak adımların da atılması umudu doğdu. Nitekim İran bu görüşmeler sonucunda uzlaşı sinyali vermiş, bir takım taahhütlerde bulunmuştu. 10 Ekim'de de ABD Başkanı Barack Obama, dört bakanlığa yazı göndererek, İran'a yönelik yaptırımların kaldırılması için gerekli adımların atılmasını talep etti. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun İran'ın nükleer anlaşma yükümlülüklerini yerine getirdiğini onaylaması durumunda yaptırımların kalkması sözkonusu olabilecek. İran'dan uluslararası toplumu nükleer silah edinmediği ve nükleer programı sadece barışçıl amaçlar doğrultusunda sürdürdüğüne ikna etmesi bekleniyor.

Çatışmaların önlenmesi amacıyla uluslararası düzeyde çalışmalar yapan sivil ve bağımsız organizasyon Uluslararası Kriz Grubu'nun (International Crisis Group ICG) İran uzmanı Ali Vaiz, uluslararası toplumun ikna olması için İran'ın yerine getirmesi gereken koşulları şöyle sıralıyor:

"Yaptırımların kalkması için İran aktif santrifüjlerin sayısını üçte iki azaltmak zorunda. Arak Ağır Su Reaktörünün çekirdiğini imha etmesi gerekiyor. Şimdiye kadar üretilen uranyumun yüzde 97'sini ülke sınırları dışına, muhtemelen Rusya ve Kazakistan'a taşımalı. Bu süreç en az iki ya da üç hafta sürer. Sonra da IAEA İran'ın bu adımları gerçekten atıp atmadığını denetleyecek. Ancak o zaman yaptırırımlar konusunda iyileştirmeler sözkonusu olabilir. Zannımca ocak sonu ya da şubatı bulur."

Füze denemeleri güveni sarstı

İran yaptırımların kalkması için nükleer programlarından taviz verirken, diğer yandan komşularıyla arasını açıyor. Bu durum İran'a olan güveni de sarsıyor. Şimdi akıllara, yaptırımların da kalkması durumunda İran bölgesinde denetlenmesi zor bir güce dönüşür mü sorusu takılıyor. Nitekim 10 Ekim ve 21 Kasım'da füze denemeleri yaparak hem BM Güvenlik Konseyi kurallarını ihlal etti hem de yaptırımlar nedeniyle yumuşama bekleyen Batılı ülkelerde hayal kırıklığına neden oldu. İran uzmanı Ali Vaiz Güvenlik Konseyi kararlarının ihlali nedeniyle yaptırımların kaldırılması konusunda geri adım atılmasının sözkonusu olmayacağını belirterek şöyle konuşuyor:

" İran dünyada yaptırımlardan en fazla etkilenen ülke. Şimdi nükleer anlaşmayla dünyanın en ağır denetlenen ülkesi haline de gelecek. Bunların karşlığında yaptırımlar kalkacak. İran böylece büyük avantajlar elde edecek. Uluslararası Para Fonu gelecek yıl İran ekonomisinin yüzde altı ila yedi oranında büyüyeceğini hesaplıyor. Bu rakam bu yıl sıfır düzeyindeydi. Yaptırımlar kalkınca İran'da bir mucize yaşanması bekleniyor. Batı da bu durumdan istifade edecek. Aksi halde İran anlaşmada üzerine düşeni yapmak için çaba göstermezdi."

Şubat sonunda İran'da parlamento ve 86 üyeli Danışmanlar Konseyi seçimleri yapılacak. Peki bu durum İran'da nükler programlarla ilgili verilen taahhütlerin seyrinde değişikliğe neden olabilir mi? Uzman Ali Vaiz, seçimlerin bir avantaj olabileceğini belirterek, "Danışmanlar Konseyi'nin görevi dini lideri de seçmek. Şu anda Ayetullah Hamaney 76 yaşında. Danışmanlar Kurulu'nun sekiz yıllığına seçildiğini gözönünde bulundurursak, yeni konsey bir sonraki dini lideri de muhtemelen seçecektir. Dini lider ülkenin başındaki en yetkin isim olduğundan Danışmanlar Konseyi'nin bu seçimi İran İslam Cumhuriyeti tarihinin en önemli seçimlerinden biri olacaktır. Parlamento seçimleri de önem arz ediyor. Çünkü 2017'deki başkanlık seçimine yeni parlamentoyla gidilecek. Eğer Ruhani ve ekibi yeni seçilecek parlamentoda başarılı olursa, elleri de güçlenmiş olacak. Kararlarını daha rahat uygulayabilecekler. Aksi olursa görev süresi dolana kadar Ruhani bir topal ördeğe dönüşecek. Ve belki de devlet başkanlığı seçimlerini kaybedecek. Bu seçimler İran'ın geleceğini etkileyecek" diye konuşuyor.