İran: Nükleer anlaşmaya bağlı kalacağız

İran: Nükleer anlaşmaya bağlı kalacağız

ABD Başkanı Donald Trump'ın İran'la nükleer anlaşmadan çekildiklerini açıklamasının ardından Tahran, "Anlaşma yürürlükte kalacak" yanıtını verdi.

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, devlet televizyonundan yaptığı açıklamada anlaşmanın yükümlülüklerine bağlı kalacaklarını ama diğer imzacı ülkelerin ekonomik sorumluluklarını yerine getirmemeleri durumunda Tahran'ın uranyum zenginleştirme çalışmalarına devam edeceğini söyledi.

İngiltere, Fransa ve Almanya da anlaşmanın devam etmesini istediklerini söylemiş, İran'a itidal çağrısında bulunmuşlardı.

Nükleer faaliyetlerine getirdiği kısıtlamalar karşılığında Tahran'ın elde etmek istediği ekonomik faydaların müzakereleri için İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarifi Avrupa ülkeleri, Çin ve Rusya ile görüşecek.

Anlaşma, Temmuz 2015'te, Çin, Almanya, Fransa, Rusya, İngiltere ve ABD'den oluşan P5+1 ülkeleri ile imzalanmış, İran'ın uranyum zenginleştirme çalışmalarını kısıtlaması karşılığında bazı ekonomik yaptırımların kaldırılması kararı alınmıştı.

İran Cumhurbaşkanı Ruhani, ABD'nin anlaşmadan çekilmesi için "Karar, İran'a karşı psikolojik savaş eylemidir. İran Atom Enerjisi Kurumu'na gelecekte kısıtlama olmadan endüstriyel seviyede uranyum zenginleştirme faaliyetlerine devam etmemiz durumunda gerekli önlemleri almaları talimatında bulundum" dedi.

Ruhani, "Bu kararı uygulamaya koymadan önce birkaç hafta bekleyip dostlarımız ve müttefiklerimizle, nükleer anlaşmanın diğer imzacılarıyla ve anlaşmaya sadık kalanlarla görüşeceğiz. Her şey ulusal çıkarlarımıza bağlı" diye konuştu ve "Dış politikamız dünya ile yapıcı ilişkiler kurmaya dayanıyor. Yaptırımlar olsun ya da olmasın kendi ayaklarımız üzerinde durmalıyız" diye ekledi.

İran Devlet Televizyonu da Trump'ın anlaşmadan çekilme kararının hukuka aykırı olduğunu ve uluslararası anlaşmaları yıktığını belirtti.

İngiltere ve Avrupalı müttefikleri ABD'yi anlaşmadan çekilmemesi için ikna etmeye çalışmış, İran Cumhurbaşkanı Ruhani de Trump'a "Anlaşmadan çekilirseniz pişman olursunuz" uyarısında bulunmuştu.

Trump ise, anlaşmanın ABD için büyük bir utanç olduğu yorumunu yapıp İran'a yönelik yaptırımların yeniden yürürlüğe sokulacağını söyledi.

ABD'yi ikna çabaları sonuçsuz kalan İngiltere Başbakanı Theresa May, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ortak bir açıklama yaparak anlaşmaya bağlılıklarını bildirdi.

Açıklamada, "ABD'nin kararına karşı İran'a itidal çağrısında bulunuyoruz; İran anlaşmanın getirdiği sorumluluklarını karşılamayı ve tam iş birliğini sürdürmeli" dendi.

Macron, Trump'ın kararın ıaçıklamasının ardından attığı tweette karardan üzüntü duyduklarını açıklamıştı.

Macron Twitter mesajında, "Fransa Almanya ve İngiltere ABD'nin anlaşmadan çekilmesini üzüntüyle karşılıyor. Nükleer silahsızlanma rejimi tehlike altında" yazdı.

Macron Fransa ve Avrupalı müttefiklerinin görevinin İran nükleer anlaşmasını kurtarmak olduğunu da belirtti.

Rusya Dışişleri Bakanlığı da Trump'ın kararından büyük hayal kırıklığına uğradıklarını belirterek bu adımı "uluslararası hukukun küstahça ihlali" olarak niteledi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise ABD'nin kararının istikrarsızlığa ve yeni çatışmalara sebep olabileceğini söyledi.

https://twitter.com/ikalin1/status/993933981006680066

Dışişleri Bakanlığı da kararı "talihsiz bir adım" olarak niteledi.

yazılı açıklamada

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, Hazine'nin İran'la iş yapan şirketlere kontratlarını sonlandırmaları için 180 gün vereceğini söyledi.

ABD'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Nikki Haley de "Başkan kesinlikle doğru kararı verdi. İran'ın kötü uluslararası yönetiminin daha da kötüye gitmeisne neden olan korkunç bir anlaşmaydı" açıklamasını yaptı.

Temmuz 2015'te, Çin, Almanya, Fransa, Rusya, İngiltere ve ABD'den oluşan ve P5+1 olarak adlandırılan ülkeler, İran ile uranyum zenginleştirmeyi azaltması karşılığında bazı ekonomik yaptırımların kaldırılmasını öngören nükleer anlaşma imzalamıştı.

ABD Başkanı Trump, sıklıkla anlaşmayı iptal edeceği tehdidinde bulunuyordu. İngiltere, Fransa ve Almanya ise anlaşmanın devamı için son haftalarda yoğun kulis çalışmaları yürüttü.

İsrail'in BM Büyükelçisi Danny Danon ise Trump'ın kararını "tarihi" olarak niteledi ve "Orta Doğu'ya güvenlik ve istikrar getirecek yeni bir dönemin başlangıcının habercisi" dedi.

Danon, "Terörü destekleyen ve istikrarsızlığı körükleyen bu rejime karşı oluşturulacak birleşik bir hareket, bölgemizi ve tüm uluslararsı topluluğu tehdit eden İran saldırganlığına bir son verecektir" dedi.

İran'la anlaşmayı yapan ve Tahran'ın nükleer programı yüzünden uygulanan yaptırımları kaldıran eski ABD Başkanı Barack Obama ise Trump'ın kararını "ciddi bir hata" olarak yorumladı.

Obama "Anlaşma olmadan ABD Orta Doğu'da yeni bir savaş ya da nükleer silah sahibi bir İran arasında baştan kaybedilmiş bir seçim yapmak zorunda kalır" yazdı.

Obama Beyaz Saray'ın son değerlendirmelerinin aksine anlaşmanın çalışıyor olduğunu da belirtti.

2015 yılında İran ABD, Çin, Rusya, Almanya, Fransa ve İngiltere ile nükleer faaliyetlerini sınırlandırmaya karşılık ekonomik yaptırımların kaldırılmasına yönelik bir anlaşma imzaladı.

Resmi adı Ortak Kapsamlı Eylem Planı olan anlaşmaya göre İran uranyum zenginleştirdiği santrifüjleri azaltma taahhüdünde bulunuyor.

Anlaşma koşulları İran'ın uranyum zenginleştirmeyi büyük anlamda azaltması ve nükleer silah yapmaya yetecek düzeye çıkarmamasını öngörüyor.

Anlaşmadan sonra İran'ın Natanz ve Fordo tesislerindeki santrifüj sayısı azaltıldı ve tonlarca az zenginleştirilmiş uranyum Rusya'ya gönderildi.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'ndan denetçiler İran'ın nükleer tesislerinde teftiş yapma yetkisine sahipti.