İran’da boşanma davalarının yüzde 70'i kadınlar tarafından açılıyor. Eşit vatandaş sayılmak için mücadele eden İranlı kadınlar, boşanma talepleriyle toplumdaki geleneksel imajını değiştiriyor.
Tahereh, ailesinin tüm ayak diretmelerine karşın üç yıl önce eşinden boşandı. “Severek evlendik ancak ne yaptığımı ancak düğünden sonra anlayabildim“ diye anlatıyor Deutsche Welle'ye 36 yaşındaki menajer genç kadın. Dokuz yıl mutsuz bir evlilik sürmüş. Eşini evlilikten önce tanıma imkânına sahip olmamış. Evlilik, İran'da kadın ve erkek birlikteliğinin tanındığı tek resmi yol olmaya devam ediyor.
Bir İran atasözü şöyle der; “Bir kadın baba evinden beyaz gelinliği ile ayrılır. Eşinin evinden ise kefenin beyazıyla çıkar.“ Ancak Tahereh ölene kadar beklemek istememiş. Geleneklere karşı durarak boşanma davasını açmış. Zor bir karar olmuş: Kanunlara göre sadece erkekler gerekçe göstermeden boşanma davası açabiliyor. Buna karşın kadınların ise boşanmak için uzun bir yargı sürecini göze almaları gerekiyor.
Das nahm Tahereh in Kauf. Sie verzichtet auch auf ihre "Mahr": Eine einmalige Zahlung seitens des Ehemannes für den Fall einer Scheidung, die zu Beginn der Ehe vereinbart wird. Tahereh befreite sich - wie viele andere Frauen.
Tahereh bu süreci göze alarak evliliğin başında kararlaştırıldığı üzere eşinin bir defaya mahsus ödemesi gereken paradan da feragat ederek birçok kadın gibi özgürlüğüne kavuştu.
Boşanmak, birçok kadın için artık bir tabu değil. Geçen sene ülke genelinde saat başı ortalama 19 çift boşandı. Ve kadınlara yönelik zorlu sürece rağmen, boşanma davalarının yüzde 70'i kadınlar tarafından açıldı.
Kadın hakları aktivisti ve gazeteci Yila Bani Yaghub, İran toplumunda kadın imajının değiştiğini belirtiyor. Yaghub, bunun kadınların eğitim düzeyi ve yeni geliştirdikleri özgüvenle ilgili olduğuna dikkat çekiyor ve kadınların evlilik içinde eşitlik de olmak üzere beklentilerinin yükseldiğini belirtiyor.
Gleichberechtigung ist ein wichtiges Thema für iranische Frauen. Laut den auf der Scharia fußenden Gesetzen sind sie unmündige Staatsbürger. Alle wichtigen Entscheidungen werden von den Vätern oder Ehemännern getroffen.
Eşitlik İranlı kadınlar için önemli bir konu. Şeriata dayanan yasalara göre kadınlar, reşit olmayan vatandaş konumunda. Tüm önemli kararlar kadınların babaları ve eşleri tarafından alınıyor.
Kadınların kendi kararlarını alabilmeleri için sıklıkla eşleriyle karşı karşıya kalmaları gerekiyor. Kadının çalışıp çalışmayacağına evlilik sonrası erkek karar veriyor. Ailenin nerede yaşayacağına da yine erkek karar veriyor. Öyle ki kadının şehir ya da ülke dışına çıkabilmesine de yine erkek karar veriyor.
Tahereh'in evlilik sonrası çalışma hayatından ayrılması gerekti. Yeniden mesleğine devam etmesi zor oldu. “Boşanmadan sonra babam bana bir süre mali destek verdi. Yıllarca ara verdikten sonra iş hayatına dönmek kolay olmadı. Ancak bu son dönem değişti. Boşanan iki arkadaşım ve kuzenim benden çok daha hızlı iş buldular“ diye anlatıyor Tahereh.
Resmi istatistik verilerine göre, 2015 yılı mart ve kasım ayları arasında her dört davadan biri boşanmayla bitiyor. Yirmi yıl önce bu oran on üç davada birdi. Ülke genelindeki evliliklerin yüzde 50'si üç yılın sonunda bitiyor. Yüksek oranlarda artan boşanmalar ülkede toplumsal bir sorun olarak görülüyor ve uyuşturucu madde bağımlılığı ya da seks ticareti ile aynı kefeye koyuluyor.
Okul kitaplarında kadınlara ayrımcılık
Sosyolog Said Paivandi Deutsche Welle'ye,“İran toplumu bir dönüşüm içinde ve iktidardakiler bunu anlamalı“ şeklinde konuşuyor. “Kadınlar bu dönüşümün simgesi. İranlı kadınlar artık sadece evin kızı, birinin eşi olmak istemiyor. Eşit haklara sahip vatandaşlar olmak istiyorlar. Son 37 yıldaki baskılara karşın kadınların durumu olumlu anlamda gelişim gösterdi. Üniversitelerdeki kadınlar, 1979 Devrimi öncesi yüzde 27 iken günümüzde yüzde 50'ye yükseldi. Bu oran iş dünyasında henüz yüksek değil ancak bunun için mücadele ediyorlar“ diyen Paivandi, bunun henüz okul kitaplarına yansıtılmamış gerçekler olduğuna dikkat çekiyor.
Paivandi Fransız de Lorraine Üniversitesi'nde İran eğitim sisteminin uluslararası düzlemde karşılaştırıldığı çalışmalar yürütüyor. ABD'deki insan hakları örgütü "Özgürlük Evi" (Freedom Hause) için Paivandi 2008 yılında İran okul kitaplarında kadınlara yönelik ayrımcılığı ve hoşgörüsüzlüğü belgeledi.
Paivandi, “Kitaplarda kadınların imajı aşırı şekilde geriye doğru gidiyor. Halihazırda İran toplumundaki durumu yansıtmıyor. Kız çocukları bu eğitim sisteminde başarıyla ilerlese de orada yansıtılan, kadın imajını rol model almıyorlar“ diyor.