İranlı modacıların polis korkusu

İranlı modacıların polis korkusu

İran'da son yıllarda oldukça özgür bir moda çevresi oluştu. Yıllar süren içine kapanmışlığın ardından biraz daha açık ve özgür hareket etmeye başladılar. Resmi "Tahran Moda Haftası"ndan, kapalı kapılar ardındaki defilelere kadar çok sayıda moda etkinliği düzenlenmeye başladı.

Ancak İran Devrim Muhafızlarının bir kolu olan siber polisler, geçen hafta 'İnstagram modelleri' olarak anılan 7'si kadın 9 kişiyi tutukladı. Tutuklanma gerekçeleri ise fotoğraf paylaşım sitesi İnstagram'da başörtüsüz şekilde poz vermiş olmaları. İran polisinin verdiği bilgilere göre, "Spinne 2" operasyonu çerçevesinde şüpheli kişilerin kimlikleri tespit edildi. Sadece modellerin değil, moda fotoğrafçılarının, tasarımcıların ve internet uzmanlarının da polisin hedefinde olduğu bildiriliyor.

Tahran Başsavcısı Abbas Dolatabadi, Spinne 2'nin 'model ve moda çalışanlarına' karşı hazırlıkları 2 yıldır süren bir operasyon olduğunu belirtti. Başsavcı, ILNA ajansına açıklamasında, söz konusu operasyonun "çok sayıda sayfanın kapatılması" ile sonuçlandığını ifade etti.

"Yeraltına çekildi ama yok olmadı"

Tasarımcı Nassim, DW'ye açıklamasında tutuklanmalara ilişkin olarak "Bizim için oldukça beklenmedik bir zamanda gerçekleşti" dedi. Yaklaşık 5 yıldır Tahran'da çalışan modacı, "Bir arkadaşım beni sabah aradı ve İnstagram ayarlarımı 'özele' çevirmemi, hesabımı dışarıya kapatmamı söyledi" diye konuştu.

İran'daki çok sayıda küçük şirket ve serbest çalışan modacı için Telegram veya Instagram gibi sosyal medya platformları birer reklam aracı niteliğinde. Nassim de Instagramdan müşteri kazandığını ifade ediyor. Modacı"Profilimi dışarıya açtığımda her gün ortalama 100 kişi hesabımı takip etmeye başladı" diyor. Ancak genç modacı, şimdlik buna ara vermiş: "Önceden tanımadığım hiçbir hesabı takip etmem" diyen modacı Nassim, ülkedeki baskı ortamına rağmen moda tasarımcısı olarak çalışmaya devam etmek istediğini belirtiyor. Ne var ki şu anda sosyal medya hesaplarını dışarıya kapatmış olması nedeniyle ciro kaybı ile karşı karşıya.

Meşhed şehrinden fotoğrafçı Pouria da baskıya boyun eğmek istemeyenlerden. Fotoğrafçı 2011 yılındaki tutuklama dalgası sırasında gözaltına alınmış ve tam 100 gün sonra serbest bırakılmış. 2011 yılında İran'da özellikle müzik dünyası ve klip yapımcıları hedef alınmıştı.

Ancak Pouria, bu türden eylemlerin etkisinin zayıf olduğu görüşünde. Fotoğrafçı, "Serbest bırakılmamdan bir gün sonra çekim randevularım vardı ve yeniden projelerde çalışmaya başladım. İnsan mesleğinden ve tutkuyla bağlı olduğu uğraşlarından bir günden ötekine vazgeçemez" şeklinde konuşuyor.

Muhafazakarların güç gösterisi

İran'daki kültür çevreleri, bu tür durumlara alışkın. Kısa süreli bir şaşkınlığın ardından, herkes kendi gündelik hayatına geri dönüyor. Pouria da tutuklamaları İran'da reform yanlısı çevrelerin yükselişte olduğu bir dönemde muhafazakarların güç gösterisi olarak yorumluyor.

Pouria, "Biz bunu Hatemi'nin ilk iktidar döneminin ardından sık sık yaşadık" diyor. Hatemi döneminde 1999-2005 yılları arasında İran'da bir açılma dönemi yaşanmıştı. Pouria, "Reformcuların her başarısının ardından, İran'daki muhafazakarlar misilleme yapıyor. Özellikle de genç nesil baskı altına alınmaya çalışılıyor" diyor.

"Spinne 2" operasyonu, muhafazakar çevrelerin moda branşına karşı hayata geçirdiği ilk 'ahlak tedbiri' değil. Şubat ayında yapılan seçimlerde reformcuların parlamentoda başarı sağlamasının ardından ülkede ahlak polisi de güçlendirilmişti. Gizli polisler, davranış ve giysi kurallarına uygun hareket edilip edilmediğini denetliyor.

İran gençliği ise bütün bu yaşananları soğukkanlılıkla karşılıyor. İsmi bilinmeyen bir programcı tarafından geliştirilen bir uygulama sayesinde, İranlı gençler muhafazakarların son kısıtlama girişimlerini de boşa çıkarıyor. "Gerşad" adlı bu uygulama kullanıcılarına, ahlak polisinin yerini bildirme ve arama imkanı tanıyor.

Fotoğrafçı Pouria, tutuklamalara ilişkin olarak, "Bu da geçer" şeklinde konuşuyor. "Belli bir süre sonra serbest bırakılırlar" diyen fotoğrafçı, "Ondan sonra en azından yurt dışına iltica başvurusu yapmak için ellerinde iyi bir gerekçeleri olur" yorumunda bulunuyor.