İrem Derici: İlgi manyağıyım; küçükken bu yüzden okulun camından bile atladım

Fotoğraf: Emre Yunusoğlu/Hürriyet

Şarkıcı İrem Derici'nin,  Ayşe Arman'a sosyal medyadan yaptığı kendisiyle söyleşi yapması yönündeki çağrıya yanıt geldi. Ayşe Arman'la keyifli ve kendine has bir tarzda  söyleşi gerçekleştiren şarkıcı samimi itiraflarda bulundu. Derici,  saydam yaşadığını,  başta garipsendiğini ancak kendisine alışıldığını belirterek, "İlgi manyağıyım ben… Herkes beni konuşsun istiyorum. Küçükken bu yüzden okulun camından bile atladım" diyor. 

Şarkıcı İrem Derici, gazeteci Ayşe Arman'a sosyal medyadan yaptığı çağrıda "Neden ya? Niye benle altı yıldır röportaj yapmadınız! Çirkin olduğum için mi? Ağzım büyük diye mi? Babamla bile yaptınız, iki hafta üst üste üstelik! Benim neyim eksik? Oysa benimle röportaj yapmanız için her türlü doneyi de verdim elinize. Evlendim, boşandım, yoğun bakıma kaldırıldım, sokakta alkollü yakalandım. Televizyon programı yaptım, reklamda oynadım. Türkiye’nin ilk 100 milyon izlenen video klibi benimki. Ama siz benimle röportaj yapmayınca kendimi ünlü hissedemiyorum!" şeklinde seslendi. 

“Bu kadın altı yıldır böyle, değişmeyecek' diyorlar"

Çağrısına yanıt veren Ayşe Arman şarkıcıyla söyleşi gerçekleştirerek Dericiye şu soruları yöneltti: 

"Seni senden dinleyelim… Kimsin nesin?

- 31 yaşına gelmiş, pop şarkılar söyleyen, dışarıdan baktığında ‘sektörün en delisi, en manyağı’ denilen fakat aslında en normali olan, kendi halinde biriyim…

 Olayın nedir?

- Valla, aşure gibi yaşıyorum! Bir sene ölüme kafa atıyorum, bir sene başka bir şey yapıyorum! Olayım; samimiyet.

 Ne kadar samimisin, ne kadar samimiyi oynuyorsun?

- Aşırı samimiyim! Hatta makyajımı yaparken bugün Önder dedi ki, “Suyunu çıkarıyorsun artık! Bu kadar samimiyet de fazla! Bu kadar şeffaf olma!” Ama bu, bir tercih değil ki. Ben buyum. Bir pislik kovalamıyorum, gizli saklı bir şeyim yok. Saydam yaşıyorum. Her şeyim ortada. Yaptığım herhangi bir şeyi, bir başkası yapsa, topa tutarlar. Beni de başta garipsediler ama sonra alıştılar galiba. “Bu kadın altı yıldır böyle, değişmeyecek” diyorlar.

* Onlar öyle diyor da, sen kendini nasıl değerlendiriyorsun?

- İlgi manyağıyım ben… Herkes beni konuşsun istiyorum. Küçükken bu yüzden okulun camından bile atladım.

İnsanın kendini tanıması şahane bir şey… Işık’tan sonra nerede okudun?

- Bilgi’de sosyoloji… ‘Sosyopat sosyolog’ derler bana. Ondan sonra, hayatta pazarlama da gerekiyor diye, pazarlama iletişim master’ı da yaptım. En sonunda ne oldu? Popçu oldum! Ha dur bitmedi, Mimar Sinan’da konservatuvarda da okudum. Yarı zamanlı piyanoyu bitirdim. Kardeşim de çello bölümündeydi. Bizim ailede dövüyorlar müzikle uğraşmayanı! Annemle babam da zaten, musiki cemiyetinde tanışmış.

* Gerçekten ‘deli’ bir yanın var mı?

- Ne bileyim ya! Hem ‘delilik’ nedir ya? Dünyayı, normaller mi değiştiriyor? Adamın kafasına elma düşüyor, yerçekimini keşfediyor. Duştan çırılçıplak, “Evreka! Evreka!” diye fırlıyor, suyun kaldırma kuvvetini buluyor… Şimdi kim normal, ‘normal’ ne? Ben normallik diye bir şeyi kabul etmiyorum. Bana anormal ya da deli diyorlarsa, lütfen sektörün içine bir baksınlar. Benim saç tellerimi filan öperler! Benim en azından kimseye zararım yok. Zararsız bir deliyim ben. Çok da iyi özelliklerim var, kıymet bilirim. Birlikte çalıştığım insanları korurum. Bunu da matah bir şey olduğunu için söylemiyorum, olması gereken bu. Ama o kadar çok yapmayan, o kadar çok kıymet bilmeyen var ki...

Demelerine izin veriyorum, karşılığında da özgür oluyorum!

* Sana ‘deli’ demelerini izin veriyorsun, sen de karşılığında özgür oluyorsun… Olayın bu mudur?

- Valla çözmüşsen sen beni! Evet, bir nevi anlaşma bu toplumla, gizli bir anlaşma. Şimdi herkes öğrenecek gerçi. “İrem delidir, ne yapsa delidir” dedirtiyorum, yani bunu demelerine izin veriyorum, ben de karşılığında da özgür oluyorum!

* Süpermiş! Biraz Aysel Gürel modeli…

- Rahmetlinin eline su dökemeyiz tabii! Ben şimdi “Çişim geldi, kakam geldi!” filan dediğimde bunu kimse ciddiye almıyor. “İrem’dir ne yapsa yeridir” diyorlar. Yıllar önce Tarkan dedi, adamın başına gelmeyen kalmadı. Biz şimdi Yıldız Tilbe’nin yaptığı herhangi bir şeyi yadırgar mıyız? Hayır. Onun ruhu, onun tatlılığı, deliliği apayrı bir şey. O has, hakiki… Biz de bunu da biliyoruz. Ve onu seviyoruz. Olduğu gibi kabulleniyoruz. Bende de sanki benzer bir durum söz konusu…"

Ayşe Arman'ın "Bana deli demelerine izin veriyorum, ben de karşılığında özgür oluyorum" başlığıyla (18 Kasım 2018) yayımlanan şöyleşisinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz