Çobanlık yaparak hazırlandığı ÖSS'de Hacettepe Tıp Fakültesi'ni kazanan İrfan Töreci'nin başarı öyküsünün Türk basınında yer bulması ardından, çeşitli kuruluşlar Töreci'ye eğitim masrafları konusunda destek sözü verdi. Sabancı Vakfı Genel Müdürü Hüsnü Paçacıoğlu ve Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu Başkanı Bendevi Palandöken, İrfan Töreci'ye burs verecekerini açıkladılar. Ayrıca, 5 yaşında geçirdiği bir kazadan dolayı kolunu kaybeden Töre'ye, Hakkari valiliği prostez kol ve burs konusunda yardım sözü verdi.
Yazar Aldoğan'ın çağrısı Posta gazetesi yazarı Yazgülü Aydoğan bugünkü yazısında, Yüksekovalı İrfan’ın ÖSS’deki başarı öyküsünün, tüm öğrenciler için bir rol model olması gerektiğini ifade etti. Ayrıca, başarı öyküsünün devam etmesi için, İrfan’a destek verilmesi çağrısında bulundu. Yazgülü Aldoğan'ın Yazısı Onu pamuklar içinde yetiştirmeli Hakkari Dağları’ndan çıkan bir başarı öyküsü, sadece bu yıl değil, birkaç yıl daha ÖSS sınavına girecek adaylar için bir rol model oluşturabilir. Büyük Kentlerde bir eli yağda bir eli balda yaşayan, kurstan özel derslere koşturan adayların hiçbir mazareti kalmadı artık. Üstelik her kaytarma girişimlerinde anne babaların söylendiğini duyar gibiyim. Elin oğlu yokluk içinde var oluyor, dağlarda çobanlık yapıp Tıp Fakültesi’ni kazanıyor, seni kolejlerde okuttuk, bir dediğini iki etmedik, bir vakıf üniversitesine bile gideceğin şüpheli! 11 çocuklu bir ailenin beş yaşında kaza geçirip doktorsuzluktan kolunu kaybetmiş oğlu İrfan Töreci’nin başarısı aslında bu eğitim sistemi içersinde çok az rastlanır bir örnek olduğu için gazetelerin başköşesine yerleşti. Ve, bence gazetelerde haber olmaktan öteye, Eğitim Fakültelerinde araştırma konusu olması gerek! Şaka değil: ÖSS’ye her yıl iki milyona yakın aday giriyor. Bunların içinde, gerçek anlamda başarılı olan ve girdiği bölümlerden, üniversiteden memnun kalanların oranı sadece yüzde 3! 4 yıllık bir bölüme yerleşenlerin sayısı da 400 bin civarında. Gerisi iki yıllık ön lisans okulları, açık öğretim fakültesi ve ıvır zıvır… İrfan, liseyi birincilikle bitirdiği için kontenjandan yararlanmış yararlanmasına ama kazındığı okul, tıp okumak isteyenlerin birinci tercihi. Ayrıca, yine unutmayalım ki her yıl hiçbir yüksek öğrenim kurumuna yerleşemeyen lise birincilerinin sayısı da dudak uçuklatan cinsten, 500’le iki bin arasında değişiyor. Yani İrfan’ınki sıradan bir başarı öyküsü değil, çok özel. İrfan üniversiteye devam edebilmek için maddi yardım bekliyor. Onu, hikayesinden etkilenen bir yardımseverin değil, devletin, üniversitenin sahiplenmesi, desteklemesi, okutması gerekir. Yoktan var olan İrfan ibraz destekle sıradan bir doktor değil, başarılı bir bilim adamı olur. İlkokulu birincilikle bitirdiğinde olsa olsa öğretmen olur denilen İrfan, ülkemizin eğitim sistemi içersinde bir imkansızı başaracak azim ve zekaya sahipse olanaklar sağlandığında kimbilir neler yapacak? (Posta, 21 Ağustos 2008)