İrlanda eşcinsel evliliği oyluyor

İrlanda eşcinsel evliliği oyluyor

Dışarıdan bakıldığında İrlanda gayet muhafazakâr bir ülke. Nüfusun yüzde 84’ü Katolik. Devlet televizyonunda öğlen ve akşam dualarının vaktinin geldiğini haber veren çanlar çalıyor günde iki kez. Ülke anayasası Tanrı’yı her türlü otoritenin kaynağı olarak kabul ediyor. 1923’ten bu yana her hükümet muhafazakar partilerin liderliğinde kuruldu. Ve parlamentoda her güne dua ile başlanıyor.

Ancak, İrlanda söz konusu olunca birçok alanda olduğu gibi, bu veriler de gerçek tabloyu tam yansıtmaktan uzak. Ortaya çıkarılan bir dizi cinsel taciz skandalı kamuoyunun Katolik Kilisesi’ne inancını sarstı ve şimdi birçok kişi Kilise’nin farklı alanlardaki öğretilerini açıkça reddediyor. Boşanma ve doğum kontrolü konusundaki yasaklar çoktan kalktı ve kamuoyu araştırmaları çoğu seçmenin kürtaja ilişkin sert yasaların yumuşatılmasından yana olduğunu gösteriyor.

İbre “evet”ten yana

İrlanda’da 2011 yılında da ilk açık eşcinsel milletvekilini seçti. Ve eşcinsel çiftlerin “medeni ortaklık” adı altında hayatlarını birleştirebilmesinin önünü açan yasanın yürürlüğe girmesinden beş yıl sonra, ülkede seçmenler bugün sandık başına giderek eşcinsel evliliğe izin verilmesi için anayasa değişikliğini onaylayıp onaylamadıklarını gösterecek. Referandumdan “evet” çıkması halinde İrlanda eşcinsel evliliği halk oylaması sonucu kabul eden ilk ülke olacak. Hükümet ve tüm önde gelen siyasi partiler, eşcinsel evlilikten yana tavır koyarken, kamuoyu anketleri de ibrenin “evet”ten yana olduğunu gösteriyor.

“Evet” kampanyası çerçevesinde Dublin’de bir etkinliğe katılan Başbakan Yardımcısı Joan Burton, insanların artık arkadaşlarının, kuzenlerinin veya çocuklarının eşcinsel olabileceği gerçeğine daha fazla alıştığına dikkat çekiyor. Çoğunluk da aynı görüşte. Zaten referandum öncesinde yürütülen tartışmalarda eşcinselliğin kendisi pek konu edilmedi. “Hayır” kampanyası yürütenler arasında bile, eşcinsel çiftlerin anayasal olarak tanınmasına sıcak bakanlar mevcut. Eşcinsel evliliğe karşı çıkanlar kampanyanın başlangıcında eşcinseller arasındaki evliliğin farklı cinsiyetler arasındaki evlilik kurumunu bir anlamda sulandıracağını savunuyordu, ancak bu konu da unutuldu.

"Heteroseksüel evli arkadaşlarımın 23 Mayıs sabahı uyandıklarında birbirlerinin yüzüne bakıp ‘Oh, canım bugün kendimi seninle daha az evli hissediyorum’ diyeceğini hiç sanmıyorum” diyen senatör David Norris, “Bu bana pek gerçekçi gelmiyor” şeklinde konuşuyor. Norris 1988 yılında ülkede erkekler arası rızaya dayalı eşcinsel ilişkileri cezalandıran yasanın özel yaşama müdahale olduğu gerekçesiyle Avrupa İnsan hakları Mahkemesi’nde İrlanda’ya dava açmış ve davayı kazanarak devletin bu konuyu yasallaştırmasını sağlamıştı.

İrlanda’da eşcinsel evliliklere karşı çıkanların en sık dile getirdiği argüman ise evli eşcinsel çiftlerin anayasal olarak tanınması halinde devletin bu çiftlere de taşıyıcı anne ve diğer yardımcı üreme yöntemlerinden yararlanma imkanı sağlamak zorunda kalacağı. Bunun İrlanda yasalarını bir çocuğun biyolojik anne veya babasını bilmeden büyümesine onay vermek zorunda bırakacağına dikkat çekiliyor.

İki kampanyada da aile değerleri öne çıkarıldı

“Anneler ve Babalar Önemlidir” adlı grubun sözcüsü Keith Mills “Bir sahtekarlık için oy vermemiz isteniyor” diyor. Kendisi de eşcinsel olan Mills, yine de bir erkeğin bir kadınla ilişkisi ile iki erkeğin ilişkisi arasında temel farklar olduğu kanısında. İki yönde de tecrübesi olduğunu belirten Mills “Bir erkek ile bir kadının ilişki kurmasının temelinde bir aile kurmak yatar ama bu eşcinsel birliktelikler için söz konusu değildir” şeklinde konuşuyor.

Ancak “Evet” tarafı da kampanyasında aile değerlerini öne çıkardı. İrlanda’daki evlat edinme yasasına göre, çocukların eşcinsel çiftlerin bakımına verilmesi zaten şimdiden mümkün, taşıyıcı annelik konusunda ise daha hiçbir düzenleme mevcut değil. Bunun sonucu olarak da İrlanda’da çocuk sahibi olan, çocuk yetiştiren eşcinsel birçok çift var ve referandumdan “Hayır” çıkması bunu değiştirmeyecek. O yüzden eşcinseller arasında evliliği destekleyenler, “Evet” sonucunun geleneksel olmayan ailelerin de toplum ve yasalar karşısında eşit olarak kabul gördüğü anlamına geleceğini belirtiyor.

Fakat yine aynı kesimler eşcinseller arasındaki evlilik konusuna ilişkin tartışmalara çocuk faktörünün de katılmasının konuyu dağıtarak, seçmenleri asıl sorudan uzaklaştırdığı kanısında ve öncelikle İrlanda’nın sevgilerinin ülkeleri tarafından tanınmasını isteyen iki insanın cinsiyetine ne kadar ağırlık vermesi gerektiğini sorguluyor. “Evet” kampanyasını sürdürenler arasındaki birçok eşcinsel için de bu tartışmalar gayet ateşli bir hal almış durumdaydı, kampanya kapsamında önemli sayıda eşcinsel kendilerinin de eşit bir vatandaş olarak görülmeleri talebiyle kapı kapı dolaştı.

Muhalif olduğunu söylemeyenlerin oranı daha yüksek olabilir

Son 12 ay zarfında yapılan kamuoyu anketleri bu konuda İrlanda halkının görüşünün gayet açık olduğunu ve “evet” oyu vereceğini söyleyenlerin oranının yüzde 80’e yaklaştığını gösteriyordu. Ancak tartışmalara başka konular da karıştıkça, kesin kararlı olan seçmenlerin sayısı da azaldı. Son hafta sonunda yapılan bir anket, “evet” oyu vermekte kararlı seçmen oranını yüzde 53 olarak gösteriyordu. Ayrıca ankete katılan bazı kişilerin, eşcinsel düşmanı damgası yememek için “evet” oyu vereceğini söylediği ve aslında muhalif olanların oranının daha da yüksek olabileceğine dikkat çekiliyor.

Sandıkların açılmasından sonra en geç yarın İrlandalı seçmenlerin oyunun rengi belli olacak ve bu tarihi referandumun da, eldeki bazı verilerin tüm tabloyu yansıtmadığı bir vaka olup olmadığı ortaya çıkacak.