İstanbul Maltepe’deki Gülensu Mahallesi’nde 30 Mart sabahı işe gitmek için çıktığı evinin önünde, iş arkadaşı Zeynel Akbaş tarafından öldürülen Fatma Şengül’ün davasının ilk duruşması yapıldı. Sanık Akbaş’ın silahla ölüme sebebiyet vermek suçlamasıyla yargılandığı davada, savcı sanık hakkında tasarlayarak öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi. Bir sonraki duruşma 19 Aralık’ta.
Kartal 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek duruşma öncesinde kadınlar açıklama yaparak “Bir kişi daha eksilmemek için mücadele ediyoruz” dedi. CHP milletvekili Sera Kadıgil, HDP Milletvekilleri Dilşat Kaya ve Musa Piroğlu da duruşmayı takip etti.
Sendika.Org'un haberine göre duruşma Sanık Akbaş’ın savunması ile başladı. Mahkeme Başkanı sanığa maktul ile nerede çalıştıklarını sordu. Maktul ile farklı yerlerde çalıştıklarını söyleyen Akbaş, “Bulaşıkları alıp getirirken karşılaşıyorduk. Beni aşağılamalarından dolayı iş verene hiç şikayet etmedim” diyerek olay anını şu sözlerle anlattı:
“Ben oraya kahvaltılık almak için gitmiştim. Maktula selam verecektim. Bana ‘Senin suratını görmek istemiyorum’ dedi. Benim yüksek tansiyonum var. İki dakika konuştuktan sonra kendimi kaybettim. Silahla ateş ettim.”
Mahkeme Başkanı’nın “Sürekli silahla mı dolaşırsınız?” sorusuna sanık kendimi “İkametim tehlikelidir. O yüzden silah taşıyordum. Maktulün evi benim evime 400-500 metre mesafede. Maktulü iş yerinden tanırdım. Beni hep hor görürdü” sözleri ile savundu. Ayrıca maktule ateş ettiği silahın ruhsatsız olduğunu, bir kez ruhsat başvurusunda bulunsa da reddedildiğini aktardı.
Şengül’ün iş arkadaşları tanık olarak dinlendi. Fatma Şengül’ün iş yerinden birden fazla tanığın beyanına göre maktul ile sanık arasında bir tartışma hiç olmadı. Tanığın “Fatma’yı görünce hemen sanık silahığını çekip Fatma’yı vurdu” beyanında bulunması üzerine mahkeme sanığa sordu, sanık kendisini “Tanık taraf tutuyordur. Olayın başlangıcını görmemiştir muhtemelen. Yüksek tansiyonum olduğu için çok tepki veremiyordum. Rahatsızlığım olması nedeniyle bu olaylar oldu zaten” sözleri ile savundu.
Duruşmada Şengül’ün çalıştığı işyerinden 4 tanık dinlendi. Dinlenen tanıkların hepsi öldürülen Fatma Şengül ile sanık arasında bir husumete şahit olmadıklarını belirttiler. Görgü tanığı, ateş etmeden önce sanık Akbaş’ın Fatma Şengül’e “Bana neden hakaret ettin?” şeklinde soru sorduğunu, ancak öncesinde Fatma Şengül’ün herhangi bir söz söylemediğini belirtti.
Mahkeme Başkanı “Rahatsızım diyorsun ama sana hakaret etti diye polise şikayet etmemişsin, işverene şikayet etmemişsin. Sabah erkenden 11 tane fişek dolu olan silahla maktulun evine gitmişsin. Medeni insan yüksek tansiyonu olsa bile konuşurdu. Sen öldürmüşsün” sözleri ile sanığa tepki gösterdi.
Fatma Şengül’ün oğlu Koray Şengül, annesi öldürüldükten sonra olay yerine iki ambulans çağırıldığını anladığını, ikinci ambulansın kendisini vuran sanık için geldiğini, oraya doğru gittiğinde yerde yatan sanığın kendisi ile göz göze gelerek gülümsediğini söyledi ve sanığın pişman olmasının mümkün olmadığını ifade etti.
Sanık avukatı, sanığın tansiyon hastalığının, eylemin rahatsızlıkla ilintililik çerçevesinde işyerindeki kişilerin dinlenmesi yönünde sanık müdafii soruşturmanın genişletilmesi talebinde bulundu. Savcı, sanık hakkında kasten ve tasarlayarak öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isterken sanığın tutukluluk halinin devamını talep etti. Sanığın avukatı mütalaaya karşı savunma için ek süre istedi.
Mahkeme heyeti, Aile Bakanlığı’nın yazılı başvurusu ile müdahillik talebi kabul ederken, kadın örgütlerinin bu müdahilliğini ve sanık avukatının soruşturmayı genişletme taleplerini reddetti. Dava 19 Aralık’a ertelendi.
Duruşma sonrası dosyayı değerlendiren, Av. Aylin Mert açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Beklediğimizin üzerinde hassasiyetle yaklaşılan bir yargılama oldu. Sanık huzurda alındı, dinlendi. Kadın cinayetlerinde dosyalarında katillerin alışılageldik ifadeleri burada da vardı. 'Pişmanım' dedi, indirimden yararlanmak istedi. Yüksek tansiyon hastası olduğunu öne sürdü, cinayeti buna bağladı. Silahı cebine koyup ve Fatma’nın işe gidiş saatini bekleyen sanık tasarlayarak öldürmediğini savundu. Çelişkili beyanları ortaya çıktı ve kendisini savunmaktan aciz bir durumdaydı. Diğer tanıklarda dinlendi. Görece hızlı bir yargılama oldu. Savcılık esas hakkında mütaalasını verdi. İddianamede olduğu gibi duruşma savcısı da tasarlayarak insan öldürme suçundan yargılanmasını yani ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasını istedi. Herhangi bir indirim de talep etmedi. Katiller zaten bu indirimlerden yararlanarak bu cinayetleri bu kadar kolay işliyorlar.
Bir sonraki duruşmanın karar duruşması olmasını bekliyoruz. Çünkü savunmaya ilişkin süre dışında dosyada yapılacak bir işlem kalmadı. Tüm tanıklar dinlendi. Umarız ki Şengül’ün dosyası verilen karar ile simge dosyalardan ve emsal kararlardan birisi olacak. Fatma’nın gülüşünü çaldırlar ama kadınların gülüşlerini çalmasınlar diye mücadelemiz devam edecek."