"İş dünyası 'Yüzde 50 kapasite ile çalışıyoruz, Batı'dan iptaller gelirse batarız' diyor"

"İş dünyası 'Yüzde 50 kapasite ile çalışıyoruz, Batı'dan iptaller gelirse batarız' diyor"

Partisinin iş dünyası ile koordinasyonunu sağlamakla görevli olan CHP’li Erdoğan Toprak, Batı ile başlayan krizin iş dünyasına büyük olumsuzluklar yansıttığını söyledi. CHP’nin iş dünyasıyla koordinasyonunu sağlayan isimlerinden İstanbul Milletvekili Toprak, Almanya ile başlayan, Hollanda ile doruğa tırmanan krizin iş dünyasını endişelendirdiğini belirterek "'Zaten yüzde 50 kapasite ile çalışıyoruz, Batı’dan iptaller gelirse batarız' diyorlar. İnsanlarda o nedenle korku ve sessiz bir öfke var" görüşünü dile getirdi.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanlarından İstanbul Milletvekili Toprak, Batılı ülkelerle yaşanan ve diplomatik boyutları aşan krizin yansımalarını Cumhuriyet’ten Ayşe Sayın'a anlattı:

"Denizli’de, Burdur’da CHP’nin hiç oy alamadığı ilçelerde toplantılar yapıyoruz. Örneğin Burdur Bucak’ta, toplantı yaptık, insanlarda ilgi var. Gördüğümüz şu, insanlarda korku var, ‘görünmeyeyim, ismim duyulmasın, köşeden izleyeyim’ tavrında. Ama aynı zamanda sessiz bir öfke var. Bunlar AKP’li. Diyorlar ki, “Seçimde oyumu yine AKP’ye veririm ama referandum başka, her şeyi verdik, daha ne istiyor.” Hollanda ile yaşanan kriz, iş dünyasına başka türlü yansıyor, “Zaten yüzde 50 kapasite ile çalışıyoruz, bir de iptaller gelirse batarız” diyorlar. Bizim dünyada, pazara yakınlık avantajı var çünkü. O nedenle insanlar, ‘germeyin, gerdirmeyin’ diyorlar.

"Turizm dibe vurmuş"

"Gittiğimiz yerlerde görüyoruz, turizm dibe vurmuş. Örneğin Konya, inanç turizminin en yoğun olduğu, iç turizmin en yüksek olduğu illerden. Bu sene kimse gelmiyor, turizm dibe vurmuş. İnsanlarda moralsizlik var, oteller boş. Sadece Endonezyalılar, Malezyalılar kalmış. Batılı turistler, Japonlar gelmiyor. İnsanlar bunu görüyor. 

"Turpun büyüğü heybede mi?"

"İktidar, Hollanda krizinden bekledikleri gibi nemalanamadı. Onun için insanlarda şu tedirginlik var. 'Bu Hollanda işi tutmadı, acaba arkasından ne gelir?' Çünkü bakıldığında Kardak krizi oldu, Türkiye’yi savaş noktasına getirmek istediler tutmadı ki, Genelkurmay da buna alet oldu. Sonra askeriyede türban atağı yaptılar, tartışma noktasına çekmek istediler tutmadı. Sonra Avrupa ile kapıştılar tutmadı. Şimdi şu endişe yaşanıyor, acaba ‘turpun büyüğü heybede mi?’ Mesela Kandil üzerinden. Terörle mücadele edebilirsiniz, buna kimse bir şey diyemez. Ama şu anda Kandil boşaltıldıktan sonra, taktiksel olarak şimdi bombalayarak, Doğu’da insanları savaşa götürmek için bir taktik izlenebilir mi endişesi var. Böyle senaryolar üzerinden referandum kazanma arayışı son derece yanlış. Bir başka korku da ‘terör kartı’ tekrar çıkarılabilir mi? Yine bombalar patlayabilir son derece tehlikeli. Ben bütün bunlara rağmen Türk halkının sağduyusuna güveniyorum. Halk bu çemberi kırar.

"Gördüğüm kadarıyla artı birlere dokunmak lazım. Çünkü kafa kafaya giden bir süreç var, burada iki hedef kitle var, biri gençler, bir de şimdiye kadar hep AKP’ye oy vermiş, blok oylar. Onun için muhtarlarla toplantılar yapıyoruz, ilçe merkezlerinde bir araya geliyoruz, onlara muhtarlıkların da kapatılabileceğini anlatıyoruz. Geçmişte belde belediyeleri nasıl kapatıldıysa, bunun muhtarlıklar için de olabileceğine dikkat çekiyoruz. Etkili oluyor.

"AKP ucuz bir taktik izliyor"

"Bütün bu çalışmaları çok zor koşullarda yapıyoruz. Mesela bize salon bile vermiyorlar. Konya’da salon istedik, ‘genel müdüre söyleyin’ diyorlar, ona söylüyoruz, ‘bakana söyleyin’ diyorlar. Muhalefete yoğun baskı var. Mesela TV’lere baskı var, toplantılarımızdan çekim yaptırmıyorlar. Bunun dışında provokasyon için her şeyi yapıyorlar, bir adam gönderiyorlar, ‘şu soruyu sor’ diyerek, itibarsızlaştırmaya yönelik hareketler bunlar. Hayır cephesinden sahaya çıkanlarla ilgili böyle bir itibarsızlaşma taktiği izliyorlar. Ama buna rağmen Genel Başkanımız ve bizler CHP’nin en düşük oy aldığı yerlerde toplantılar düzenlemeyi sürdüreceğiz."