1 Kasım öncesi partilerin asgari ücret konusundaki vaatlere herhangi bir yorumda bulunmayan iş dünyasından konuya ilişkin her gün yeni bir açıklama geliyor. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar’ın da dahil olduğu asgari ücret tartışmalarında, ücretin bin 300 liraya çıkartılmasının özel sektöre 16 milyar lira yük getirileceği hesaplandı. SGK priminin işveren payında üç puan indirilirse işverenin nefes alacağını söyleyen Çağlar, “Hükümet tulumbaya su koyarsa, biz de yatırımlarımızı daha rahat yaparız” dedi. Asgari ücretin artırılmasını istediğini ifade eden Çağlar, "Asgari ücret artınca, şirket içinde diğer çalışanlar da ücretlerine artış isteyecek. Yani gerçekte bu maliyetlerin daha üstüne çıkılacak" dedi.
Hürriyet gazetesinden Neşe Karanfil’in haberine göre, bugün Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Ankara’da bir araya gelecek olan İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar da dün asgari ücret tartışmalarına dahil oldu. Ücretin bin 300 liraya çıkarılmasının özel sektöre 16 milyar lira yük getireceğini hesapladıklarını belirten Çağlar, bunun karşılığında hükümetten SGK priminde 3 puan indirim istedi. Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir ise ilk 1-1.5 yılın yükünün kompanze edilmesi gerektiğini söylüyor.
Asgari ücret üzerinden gelir vergisi, SGK primi, işsizlik sigortası gibi vergi ve paylar alınıyor. İTO’nun istediği gibi SGK işveren priminde 3 puan indirim olursa, bunun devlete maliyeti yaklaşık 7 milyar lira olacak. Ancak 3 puanlık indirim sadece asgari ücretli için geçerli olursa 3 milyar liralık kısmını devlet üstlenecek. Türkiye’de yaklaşık 12 milyon çalışan bulunuyor. Bunun yaklaşık 5 milyonunun maaşı asgari ücretten gösteriliyor. Bunun da yüzde 45’inin yani 2 milyon 750 bininin gerçek maaşının asgari ücret olduğu tahmin ediliyor. Asgari ücret bin 300 liraya çıktığında işverene 437 lira ek maliyeti olacak. Asgari ücret maaşı alanların aylık maliyeti 1.2 milyar liraya denk gelecek.
5 milyon asgari ücretli içinde yaklaşık 2 milyon 250 bin çalışan aslında daha yüksek maaş alıyor. Ancak asgari ücret üzerinden gösteriliyor. Bu kişilerin sadece kayıt altında olan asgari ücreti değişeceğinden işverenin ödediği SGK işveren primi ve işsizlik sigortasında 65 lira ek maliyet oluşturacak. Bunun da aylık maliyeti 146.5 milyon lira olacak. Böylece toplam maliyet aylık 1 milyar 349 milyon lira, yıllık maliyet ise 16.2 milyar lirayı bulacak. Çalışanları için işveren yüzde 15.5 SGK işveren payı ödemesi yapıyor. İTO yüzde 15.5’lik bu payın 3 puan indirilmesini önerdi. Bu öneri sadece asgari ücretli ve asgari ücretli olarak gösterilen çalışanlar için uygulanırsa, devletin özel sektöre 3 milyar liralık katkısı olacak. Kalan 7 milyon çalışan için asgari ücret kısmına yüzde 12.5 olur ve üstü 15.5 oranından devam ederse toplamda 7 milyar liralık bir katkı mümkün olacak. 255 liralık prim 3 puan inerse 205 lira olarak ödenecek.
Asgari ücretin net bin 300 liraya yükseltilmesinin işverene kişi başı aylık 437 lira ilave maliyeti olacağını belirten İbrahim Çağlar, “Asgari ücret artınca, şirket içinde diğer çalışanlar da ücretlerine artış isteyecek. Yani gerçekte bu maliyetlerin daha üstüne çıkılacak. Zincirleme artışların getireceği yük çok fazla. Asgari ücrette elbette artış yapılsın. Ancak bu paranın harcama şeklinde piyasaya dönmesi bir süre alacaktır. Her KOBİ’ye de eşit derecede elbette dönmeyecek. Ayrıca dünyada rekabet üstünlüğümüzü de etkiler” diye konuştu. Bu nedenle hükümetten bir destek beklentisinde olduklarını ifade eden Çağlar, “Borcunu düzenli ödeyen mükellef için SGK primi işveren payı şu anda yüzde 15.5. Bu oran üzerinde 3 puanlık bir indirim sağlanması büyük katkı olur” dedi.
BETAM Direktörü Seyfettin Gürsel, asgari ücretin artırılmasıyla kayıt dışının artmasının beklenen bir etki olduğunu belirterek, “Kayıt dışını zorlar” dedi. 2 tür kayıt dışılık olduğunu, ilkinin yüzde 100 kayıt dışılık olduğunu ve SGK’ya kayıtlılığın bulunmadığını anlatan Gürsel, ikinci kayıt dışılığın kayıtlı ama maaşı düşük gösterilenler olduğunu belirterek, “İstihdama sınırlı olumsuz etkisi olur ancak kayıt dışını etkiler” dedi. Gürsel, artıştan en çok hizmet sektörü ve sanayide marjinal yani verimliliği düşük firmaların etkileneceğini belirterek, eksik ücret bildiriminin artacağını söyledi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, TRT’de dün akşam katıldığı canlı yayında asgari ücretin artırılması vaadiyle ilgili soru üzerine, “Benim ağzımdan çıkan her söz teminat olarak söylüyorum, önümüzdeki 3 ay içinde yerine gelecektir. Seçim stratejisi grubumuz vardı, onlara ödevler verdik ve şimdi 3 aylık, 6 aylık bir yıllık ve 4 yıllık programlar çıkartıyoruz. 3 ay içinde kanunu düzenleme gerektirmeyen bütün vaatler yerine gelecek” diye konuştu. Davutoğlu bugün işveren ile işçi kesimlerini bir araya getiren bir program düzenleyeceğini ve herkesi dinleyeceğini belirtti.