Capital ve Ekonomist dergileri tarafından düzenlenen “Gelecek” ana temasıyla başlayan 7. Uuldağ Ekonomi Zirvesi kapsamında iş insanlarıyla bir araya geldi. Derimod Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Zaim, bu faiz oranlarıyla firmaların büyümesinin mümkün olmadığına dikkat çekerek, “Bırakın dünya markası olmayı kıçımızı nasıl kurtaracağız, şu anda bu aşamadayız. Banka yöneticilerimiz de burada merak etmeyin paranız güvende. Donumuza kadar ipotekliyiz” dedi.
Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “Aman borç almayın ortak alın, sermaye piyasalarına açılın. Borç bu dönemde büyük bir sorun” dedi. Şimşek, "Dünya büyük bir borç batağında, dünya toplam borcunun milli gelire oranı yüzde 320’lere ulaştı. Şu an sorun yok ancak faizler yükselirse bu borçların ödenmesi sorun olacaktır" ifadesini kullandı.
Cumhuriyet'ten Şehriban Kıraç'ın haberine göre, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, tüm dünyada senkronize bir şekilde yaşanan büyüme döneminin sonuna gelindiğine dikkat çekerek, faiz artışlarının hızlanacağını söyledi. Şimşek, iş dünyasına “Aman borç almayın ortak alın, sermaye piyasalarına açılın. Gelirleri ve harcamaları kontrol altına almak sizin elinizde ancak gelirleri artırmak sizin elinizde değil. Borç yiğidin kamçısı olmakla birlikte bu dönemde büyük bir sorun” uyarısında da bulundu.
Şimşek, burada iş dünyasına seslenerek ekonomiye ilişkin bir özet sunarak, yağmur ve fırtınanın yaklaştığını dile getirdi. “Çatıyı hava güneşli iken tamir etmemiz gerekiyor. Şu an dünyada bol para var faizler düşük ama bu küresel senkronize büyüme devam etmeyecek, belki yağmur yağmur yağacak belki fırtına çıkacak” diye konuşan Şimşek, şirketleri bu dönemde halka ve sermaye piyasalarına açılarak, ortak almaya çağırdı. Altyapı için gereken adımlara destek vereceklerini dile getiren Şimşek, şöyle devam etti: “Ortak alın. Amacımız daha çok tabana yayılmış sermaye ile bu işi götürmek. Bankacılık sektörünün finans piyasalarındaki payı yüzde 82. Bu çok yüksek. Bir de bankalara bir çağrım var: Her bankanın bir aracı kuruluşu var ama gerçek anlamda neden yatırım bankası olmuyorsunuz? Start up’lara yatırım yapın, gelecek orada.”
Mehmet Şimşek, yeni bir evreye girildiğini belirtti. Aleni bir şekilde ABD’den başlayan güçlü bir korumacılık eğiliminin olduğunu ve bir karşılık göreceğini kaydeden Şimşek, dünya ekonomisinin en önemli motorunun ticaret olduğunu dile getirdi. Küresel kriz sonrası ortaya çıkan gelir dağılımı adaletsizliğinin korumacılığa dönmesi durumunda büyük bir riskle karşı karşıya kalacağını söyleyen Şimşek, “Bu dönemde yapısal reformlara ihtiyaç var. Ancak, hem gelişmekte olan ülkelerde hem de gelişmiş ülkelerde yapısal reformlar yavaş bir şekilde devam ediyor. Yatırımlar durağan. Dünya büyük bir borç batağında, dünya toplam borcunun milli gelire oranı yüzde 320’lere ulaştı. Şu an sorun yok ancak faizler yükselirse bu borçların ödenmesi sorun olacaktır. Dünya faizleri sürekli yükseltemez. Bu dönemde kaldıraç oranını azaltmamız gerekiyor. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde büyük bir borç yükü ile karşı karşıyayız bu da büyümeyi sınırlıyor” dedi.
Reel sektör mutsuz Türkiye’nin borcunun milli gelire oranının yüzde 141 olduğunu söyleyen Şimşek, reel sektörün milli gelire oranının yüzde 69 olduğunu açıkladı. Şimşek, şöyle devam etti: “Burada en önemli konu döviz borcu. Reel sektörün döviz açığı net pozisyonu 213 milyar dolar. Kısa vadede akıllı davranmış firmalarımız kısa vadede döviz biriktirmişler bir yıllık vadede döviz açığı yok, ancak orta vadede sorun. Bizim reel sektör mutlu değil ama kusura bakmayın size rağmen tedbir almak zorundayız.”
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, TÜSİAD’ın ana ajandasında AB sürecinin bulunduğuna işaret ederek, katılım müzakerelerinin devamını başka formüllere ihtiyaç duymadan devam etmesi gerektiğini söyledi. Bilecik, “Son yıllarda AB ülkelerinin bazılarından muazzam biçimde negatif elektrik almamıza rağmen öncelikle kendimize demokratik gidişatımıza bakmamız gerekiyor. İki yıldır devam eden OHAL sürecinden normalleşme sürecine geçmemiz gerektiğini düşünüyorum. Normalleşme sürecinin hılanması lazım” diye konuştu. Hemen hemen hergün kurların yükseldiği indiği bir dünyada mücadele ettiklerini anlatan TÜSİ- AD Başkanı, “Sık sık faizlerin arttığı bir dünya içindeyiz. Enfalasyonu yenemeden faizlerin düşürülmesi mümkün değil. Hep beraber aynı gemideyiz. Geminin hızının yükseltilmesi önemli. Eğitim ve istihdam alanındaki reformların acilen hayata geçmesini arzu ediyoruz. Bunlar olmazsa olmaz ana noktalardan biridir” ifadesini kullandı. Bilecik, Türkiye’nin 2002-2007 döneminde iyi bir öykü yaratığını, şu anda Türkiye’nin yeni bir öyküye ihtiyacı olduğunu, bu öykünün katmadeğeri yüksek teknolojiden çıkabileceğini anlattı. Türkiye’nin daha rekabetçi olması için güçlü kurumlara sahip olması gerektiğine işaret eden Bilecik, “Sürüdürülebilir makro ekonomik politikalara ihtiyaç var. Verimliği artıracak reformlar için varımızla yoğumuzla çalışmalıyız. İstikrar ve verimlilik ekonomi için çok önemli.
Bu yılki Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde her ne kadar oturumlarda ekonomi konuşulsa da ana gündem maddesi Hürriyet’in satışıydı. Katılımcıların hepsi birbirine Demirören ile Doğan Holding arasındaki satışın etkilerini sordu.
Zirve kalabalık olmasına rağmen geçmiş yıllardaki canlılık yoktu. Bazı isimler zirveye katılmaktan son anda vazgeçmiş. Üstelik bazı isimlerde zirveye katılmayacağını daha erken bildirmesine rağmen program güncellenmemiş isimler silinmemişti.
İki gün boyunca Türkiye’den ve dünyadan 1200’e yakın iş insanını ağırlayacak Zirve, bu yıl ayrıca büyük bir start up yarışmasına da ev sahipliği yapacak.
Teknoloji oturum ve yapay zekâya ilişkin oturumlarda bugün yapılan bir işin yapay zekâ sayesinde 15-20 kat daha iyi yapılabileceği ileri sürülürken, tüketicinin de artık çok daha bilinçli olduğu dile getirildi. Özellikle milenyum kuşağının bir ürünü alırken yüzde 90’nın, ürünün yapım sürecini de incelediği belirtildi.
Zirve kapsamında Bakan Mehmet Şimşek’in ve CEO’ların katılımıyla basına kapalı öğlen yemeği düzenlendi.
Yemekte özellikle yükselen döviz kurları ve faizler damga vurduğu belirtilirken, Şimşek’in iş insanlarına 2019 seçimlerine kadar büyük yapısal reformlar yapılmayacağı açıklaması yaptığı ifade edildi.
2012 yılından beri düzenlenen zirveye bugüne kadar nouriel Roubini, Marc Faber, Muhtar Kent, Jack Straw, Bülent Ecvacıbaşı, Cem Boyner, Emine Kamışlı, Hüsnü Özyeğin ve Ali Kibar gibi pek çok isme ev sahipliği yaptı.
Zirve kapsamında düzenlenen Tarımın Geleceği konulu konferansta ise kasket devrimi yaşandı. Deniz Bank Üst Yöneticisi (CEO) Hakan Ateş’in moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda, sektörün önde gelen isimleri çiftçiliğin sembolü sayılan kasketleri taktı. Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, gıda sektöründe uzun vadeli yatırımlara ihtiyaç duyulduğunu belirterek, Türkiye’nin toplam topraklarının yüzde 30’unun ekilebilir alan olduğunu dile getirdi. Türkiyede süt sektörünün önemli gelişme kaydettiğini ve üretimin 20 milyon tona çıktığını anlatan Yılmaz, “Türkiye’de korku tacirliği iş yapıyor. Hepiniz çiftliklerden süt almaya çalışıyor evde yoğurt yapmaya çalışıyorsunuz” dedi.
Hacıince Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hacıince, hayvancılıkta kullanılan 11 milyon hektar alanın şehirleşmeye kurban gittiğine dikkat çekerek, yeni neslin tarım ve hayvancılıkla uğraşmak istemediğini dile getirdi. “Mülteciler olmasa çalışacak çoban bulamayacağız. Türkiye’nin üretmesi gerekiyor. Türkiye’de ormanları korumak için 15 bin silahlı kadrosu var meraların sahibi yok” dedi.
Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı, aralarında medyanın amiral gemisi olan Hürriyet’in de yer aldığı medya organlarının Demirören Grubu’na satışına ilişkin soruları gözleri dolarak yanıtladı. 40 yıllık güzel bir yolculuk yaptıklarını ve uygun zamanda teklifi değerlendirerek satış kararı aldıklarını kaydetti. Satışa konu olmayan dergi grubu ile ilgili olarak Faralyalı, şu anda bir satış düşünmediklerini kaydederek, şu açıklamayı yaptı: “ Dergi grubunda şu anda bir satış yok. Blue TV de grupta kalacak. Daha çok geleneksel medyanın dışında şeyler yapacağız. Oturacağız, stratejik bir plan yapacağız” dedi. Doğan Faralyalı, satışa ilişkin hislerini gözleri dolarak şöyle ifade etti: “İnsanız ve duyguluyuz. Ben 3 yaşındaydım.... Doğrusu bu sektöre hak ettiği her şeyi sonuna kadar verdiğimizi düşünüyorum çok huzurluyum, elimizden gelen her şeyi yaptık.”
Derimod Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Zaim, bu faiz oranlarıyla firmaların büyümesinin mümkün olmadığına dikkat çekerek, “Bırakın dünya markası olmayı kıçımızı nasıl kurtaracağız, şu anda bu aşamadayız. Banka yöneticilerimiz de burada merak etmeyin paranız güvende. Donumuza kadar ipotekliyiz” dedi. Zaim, hükümetin Turquality kararını eleştirerek, “Devletin aldığı kararlarda istikrarlı olması gerekiyor. Değiştirmemesi gerekiyor. Başta Turquality 5 yıldı şimdi tek ülkeyle sınırlıyor ve başının çaresine bak deniyor. Ekonomi Bakanlığı’nın tekrar bu kararı gözden geçirmesinde fayda var. Yola çıkıyorsunuz birden karar değişiyor” diye konuştu.