Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu tarafından esnaf ve sanatkarların iş sağlığı ve güvenliği konusunda bilinçlendirilmesi amacıyla düzenlenen uluslararası konferansın sonuç bildirgesinde, küçük ve orta ölçekli işletmelere yönelik olarak uygulanabilir iş sağlığı ve güvenliği modellerinin geliştirilmesi gerektiği belirtildi. TESK'in, "Esnaf-Sanatkar İşletmelerine İş Sağlığı ve Güvenliği Bilinci Kazandırılması Projesi" kapsamında 17-18 Nisan 2009 tarihlerinde Antalya'da düzenlenen uluslararası konferansın sonuç bildirgesi yayınlandı. TESK'ten yapılan açıklamaya göre, esnaf ve sanatkarların iş sağlığı ve güvenliğinin tartışıldığı konferansa TESK ve TESK'e bağlı birlik ve federasyon başkanlarının yanı sıra ilgili bakanlıklıklar, AB Genel Sekreterliği, Sosyal Güvenlik Kurumu, TOBB, TİSK, TÜRK-İŞ, Türk Tabipler Birliği, Fişek Enstitüsü ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinden temsilciler katıldı. TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, 16 bildirinin sunulduğu konferansta, esnaf ve sanatkarların çalışma hayatında karşı karşıya kaldıkları zorluklara değindi. Palandöken, projenin amacının, esnaf ve sanatkarlar ile ilgili kurum ve kuruluşlarda iş sağlığı ve güvenliği konusunda duyarlılık oluşturmak ve bilgilendirici faaliyetler gerçekleştirmek olarak açıkladı. Konferansın ardından yayınlanan sonuç bildirgesinde, Esnaf ve Sanatkar Siciline kayıtlı 1 milyon 900 bini aşkın kişinin bulunduğu, yanlarında çalışanlar da düşünüldüğünde, esnaf ve sanatkarların ülkenin iş gücü payının 1/3'üne sahip olduğu belirtildi. Türkiye'deki iş kazalarının yaklaşık yüzde 40'ının 1-3 kişinin çalıştığı işletmelerde meydana geldiğinin belirtildiği bildirgede, dünya genelinde de bu tablonun hemen hemen aynı olduğu, bu durumun, küçük işletmelerin iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalarda öncelikli grup olarak ele alınması gerekliliğini ortaya koyduğu ifade edildi. Küçük ölçekli işletmelerde iş kazalarının nedenleri Bildirgede, iş kazalarının küçük ölçekli işletmelerde meydana gelmesinin temel nedenleri de sıralandı. Buna göre, KOBİ'ler iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda yeterince bilgili ve bilinçli değil. Bu işletmelerin zayıf mali yapıları ve finansman güçlükleri, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine kaynak ayırmalarını güçleştirmektedir. İş kazalarının küçük ölçekli işletmelerde meydana gelmesinin nedenleri arasında, iş yerlerinin fiziki şartlarının yeterli olmaması, yeterli oranda nitelikli iş gücünün bulunmaması da gösterildi. İş sağlığı ve güvenliği alanında yaşanan sorunların çözümü için İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Tasarısında yeni bir yaklaşım benimsenmesinin gerekli olduğu kaydedildi. İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili olarak işveren ve çalışanların bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesinin önemine işaret edilen bildirgede, böylelikle iş sağlığı ve güvenliği kavramının çalışma hayatı ile ilgili kişilerde bir ihtiyaç olarak benimsenmesinin sağlanacağı belirtildi. Bildirgede, iş yerlerinde öncelikle kazaları önlemeye dayalı politikaların geliştirilmesi, risk değerlendirme yaklaşımı ile potansiyel tehlikelerin önceden belirlenmesi ve tedbir alınarak önleme yoluna gidilmesi, tüm bunların sağlanabilmesi için de bu alana ilişkin eğitim çalışmalarına önem ve öncelik verilmesi gerektiği ifade edildi. Çözüm önerileri Esnaf ve sanatkarların mevcut mali ve fiziki yapıları ve sahip oldukları insan kaynağı ile bu yaklaşımın gerekliliklerini yerine getirebilecek kaynaklara sahip olmadığı belirtilen bildirgede çözüm önerileri şöyle sıralandı: "Küçük ve orta ölçekli işletmelere yönelik olarak uygulanabilir iş sağlığı ve güvenliği modelleri geliştirilmelidir. Pilot uygulamalar yapılarak bu modeller denenmeli ve sürdürülebilir modeller kurumsal hale getirilmelidir. Öncelik eğitim ve bilgilendirme olmalıdır. Bilgilendirme, iş yerlerinin yoğun olarak bulunduğu sanayi sitelerinden başlatılmalıdır. İşletmelerin bağlı olduğu meslek odaları bu alanda daha fazla görev ve sorumluluk üstlenmelidir. İşletmelerin ortak yararlanacağı Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri kurulması gündeme getirilmeli ve tartışılmalıdır. Bu birimlerin kuruluş ve işleyişi yasal düzenlemeye bağlanmalı ve Devlet bu birimlerin kurulması yönünde birtakım teşvik mekanizmaları geliştirmelidir."